İlk Fırsatta Afganistan’a Gitmeliyiz

Kimler mi gitmeli? Gücü yeten herkes, programında ülke dışına seyahat etme düşüncesi olan her kardeşimiz gitmelidir.

Tabi ki öncelikle işe yarayanlarımız, bir şeyler yapabilecek olanlarımız gitmelidir.

Gazetemizin sorumlu genel müdürü Muhterem Mehmet Sait Özcan ve yazarlarımızdan Dr. Bekir Tank kardeşimizin Afganistan’a gitmelerine o kadar sevindim ki, bize yakışan, bizden beklenen buydu, bir yükümlülüktü bu.

Birileri gitmeden biz gitmeliyiz. Gözleri kötülükten, kusurdan, eksikten başka bir şey aramayanlar, sadece şeytanın gör dediğinden başkasını görmeyenlerden önce mutlaka biz gitmeliyiz.

Bir an önce gidip gelmeliyiz ve bizden sonra gidecekleri bilgilendirmeliyiz, kolaylaştırmalıyız.

Söylediğim gibi öncelikle bir şeyler yapabilen, Müslümanlara faydası dokunacak olanlar gitmelidir.

Gönül ister ki öncelikle Türkiye devleti gitmelidir, gitmekten öte mevcut yönetimi tanımalıdır, bunun ardından neler yapılması gerektiğini devletin büyüklüğüne yakışır biçimde tespit etmelidir.

Ve gidecek olan bireylerin yollarını açıp yardımcı olmalıdır.

Afganistan’a giden ve orada her şeyi bizzat yerinde görecek olan herkesin ufkunun açılacağına, bizlere çok şeyler öğreteceğine inanıyorum.

Gidiş için gerekli gördüğümüz, olmazsa olmaz olarak bildiğimiz tek şartımız; halis bir niyettir.

Halis niyetin birinci maddesi Müslümanca düşünmek, Müslümanca bakmak, Müslümanca haber getirip götürmektir.

İkinci şartı ise Afganistan Müslümanlarının maslahatını ve menfaatini öncelemektir. Elbette ileriki aşamalarda söz konusu menfaatler karşılıklı olmaya başlayacak, kendimizi de düşüneceğiz ama şimdilik gün o gün değildir, gün Afgan Müslümanlarını düşünme günüdür.

Giderken bizlerde bulunması gereken bir başka şart tevazu ve haddini bilmedir. Tamam, kalkınma, refah ve teknolojinin ileri noktada olduğu bir ülkeden gidiyoruz, bu bizi kibirlendirmesin. Unutmayalım ki meydanları heykellerle, çarşıları meyhanelerle, kıyıları plajlarla dolu bir ülkeden gidiyorsunuz, haddinizi bilin.

Sözüm odur ki Afganistan’a gitmeliyiz, giderken de ne götüreceğimizi ne getireceğimizi iyi düşünmeliyiz.