Mehmed Göktaş

“Yavruları İçin Kendini Ateşe Atmak”

05.07.2021 06:36:19 / Mehmed Göktaş

"Yavruları için kendini ateşe atmak" tabirini hepimiz biliriz, daha da önemlisi, bunun sözde kalmadığına çoğu zaman bizzat şahitlik ederiz. Yavrularını kurtarmak için yangının içine dalan insanlara, özellikle annelere, anne kedilere en azından ekranlarda şahit olmuşuzdur.

İnsanoğlu kendisi için yaşadığı kadar, yavruları için de yaşar.

Kaygıların en büyüğü, çocuklar üzerine duyulan kaygılardır.

Özellikle şu bizim yaşadığımız zaman dilimi çocuklar için tam bir yangın alanıdır.

Öyleyse Müslümanca bir hayat sürmek isteyen veliler yavruları için tam bir yangın tedirginliği ve titizliği yaşamalıdırlar. Bu iddia asla abartılı bir iddia değildir. Daha önceki bir yazımızda; farz edelim öldükten sonra cennete gittiğimizi fakat yavrularımızı orada göremediğimizi düşünelim demiştik. Böyle bir sahneyi birazcık tahayyül ederseniz, dünya yangınlarından çok daha dehşetli olduğunu hemen anlarız.

Günümüz dünyasında yaz tatili anne babalar için böyle bir yangını bir daha tahayyül etme vaktidir. Çünkü küfrün bütün hesapları çocuklar üzerine yapılıdır.

Etrafınıza lütfen bir de bu gözle bakın. Savaşların en büyüğü çocuklar üzerinde verilmektedir.

Durum böyle olunca yaz tatili veliler için en azından ders dönemi kadar ayrı bir telaş, ayrı bir düşünce zamanıdır.

Müslümanca bir eğitim, Müslümanca bir öğretim ve terbiye için camilerin asla ve asla alternatifi yoktur. Cami dışındaki her yer yapaydır, yapmacıktır, sentetiktir ve sunîdir.

Unutmayalım, Müslümanlar için bütün eğitim ve öğretim kurumları birer araçtır, insanlar bu kurumlarda geçicidirler.

Fakat camiler tarih boyunca Müslümanlar için en tabii eğitim kurumları olduğu gibi aynı zamanda amaçtır, hedeftir, hayatın merkezidirler.

Yani camiler hem eğitim merkezleridir, hem staj yerleridir ve hem de ustalık dönemlerini yaşayacakları hayatın merkezidirler.

Çocuğumuz, yeryüzünde Allah Teala'nın evleri mesabesindeki camilerin havasını teneffüs etmelidir. Allah Teala'nın nurunun en yoğun bulunduğu camilerle iç içe yaşamalıdırlar.

Çocuklarımız caminin imamıyla, müezziniyle ve cemaatiyle iç içe olmalıdır, onlarla samimi irtibat kurmalıdır. Çocuğumuz için bu önemli bir ayrıcalık ve enerjidir.

Bir çocuk başka bir yerlere gerek duymadan İslami ilimler adına alınacak her şeyi camiden alabilir.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar