Medeni Taş

Şu HÜDA PAR’ın yaptığı da iş mi?

26.03.2024 01:00:00 / Medeni Taş

Kurulduğu günden beri “İlkeli Siyaset” anlayışını önceleyen bir siyasi parti olarak tanındı. Hem de ilkeli olmanın ateşten gömlek giymek ile eşdeğer olduğu bir memlekette. Ezber bozdu; her fırsatta bir paratoner gibi tepkilerin odağı olmayı başardı.

Çarşambayı sel alsa; Japonya’yı deprem vursa… Meksika’da hızlı tren raydan çıksa; Çin’den virüs yayılsa…  Nerede hedefe konulan bir suçlu aransa; Hızır gibi imdada yetişir HÜDA PAR.

Bir hırsız suçunu saklamak istese, bir arsız yüzsüzlüğünü maskelemek istese… O hokkabaz, ustalığı ile kendini aradan sıyırıp çantadan “hooop” diye HÜDA PAR’ı çıkarır. Yalanına kendini de inandırarak utanmadan “vurun abalıya” demeyi de ihmal etmez bizim memleketin arsızı, hırsızı, katili, yüzsüzü…

Ama tüm bu olup bitenler karşısında HÜDA PAR’ın hiç mi suçu yok? Var Efendim! Olmaz olur mu? Hem de neler var neler…

Söylemleri ile toplumu ayrıştırmayan bir dil kullanıyor. Toplumun her kesiminden insanın gönlünde taht kurmayı da başarıyor. Dahası; memleketin kutuplaştırılan iki etnik kimliğine de hitap ediyor. Kırmadan, dökmeden, şirin ve sempatikçe… Kürtler’in gönlünü, Türkler’in hayranlığını kazanıyor. “Sahi bu ikisinin teveccühünü birlikte kazanmayı nasıl başarıyor?” bu da ayrı bir hayranlık konusu.

Eylemleri ile çalışkanlığın rekorunu zorluyor. Dur durak bilmeyen kadroları ile memleketi karış karış arşınlıyor. Öyle sadece seçimden seçime değil, her an ve günbegün… Diğer partilerin hantal siyasetçilerine iş çıkardığını düşünmeden… Adamlar kızmakta haklı mı haksız mı? Varın bu kararı da siz verin.

Memleketin ne kadar meselesi/problemi varsa HÜDA PAR hemen orada bitiyor. Mazlumun sesi, mağdurun nefesi oluyor. Söyleyecek bir sözü, verecek bir ölçüsü de var.  Doğruya doğru der, yanlışa yanlış. “Ağa mı kızmış paşa mı kızmış?” umurunda değil. Eğmeden, bükmeden, maslahat bilmeden... “Günü birlik değil, hakkı bildik” ilkesi ile ne dosta borcu var ne düşmana eyvallahı…

Ülke sınırları yetmezmiş gibi Ümmet-i Muhammed’in ve insanlığın her derdine koşuyor. Mezhep/meşrep demeden tüm Müslümanların derdini dert biliyor. Gazze’ye şefkat, israil’e tokat…  Yemen’e aş, Afgan’a kardaş…  Hem hariçte hem dâhilde; dostu da çok düşmanı da… Böylece bilumum emperyal devletlerin yerli taşeronlarına hedef olmaktan da kendini kurtaramıyor. Yiğitliği ile arkasından kırk iti de kırk kurtu da havlatıyor…  Doğu’da “hevallerin”, Batı’da işi bitik “zevallerin” saldırısına uğramasın da ne yapsın…

Bunca arının kovanına çomak sokacaksın” sonra da “neden arılar bana saldırıyor” diyeceksin… Şu HÜDA PAR’ın yaptığı da iş mi?..

Velhasıl; latife bir tarafa da “meyve veren ağaç taşlanır.” Bir gün elbet yere düşen olgun meyvelerden hem dost hem de düşman istifade edecektir. Sakın istikametten şaşma! Zira;

“Sen bir devsin, yükü ağırdır devin. Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!..”

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar