M. Zülküf YEL

Kapıdaki büyük tehlike

29.07.2016 09:04:00 / M. Zülküf YEL

Yaşanan darbe teşebbüsünün akabinde olağanüstü bir süreç yaşıyoruz. FETÖ`ye yönelik operasyonlar kapsamında bütün kurumlarda hızlı bir tasfiye, gözaltı ve tutuklama süreci yaşanmaktadır. Aynı zamanda hayati denilebilecek bir takım reformlara da imza atılmaktadır. Ve her geçen gün FETÖ hakkında yeni yeni bilgiler ortaya çıkmaktadır. Burada bilinen hususları tekrar etmek yerine, bazı farklı hususlara dikkat çekmenin faydalı olacağı inancındayız.

Her şeyden önce, adeta yeniden bir inşa süreci yaşanmaktadır. Bu inşa sürecine çok dikkat edilmelidir. Eski yapılar dağıtılırken ve sorunun kaynağına inilmeye çalışılırken, yeni sorunların daha büyük bir çapta tekrar vücut bulmaması için azami ölçüde dikkat etmek gerekir. Bu kadar büyük çaptaki bir yapılanmanın çok hızlı bir süreçte meydana gelmesi, yeni bazı sıkıntılara neden olabilir. Panik psikolojisi ve savunma refleksi ile alınan kararlar, uzun vadede sıkıntılara neden olabilir.

Yine başta TSK ve istihbarat olmak üzere, on yıllaradır bazı kurumlara belli kesimlerin yatırım yaptığı malumdur. Bunların başında da FETÖ ve ulusalcı kesim gelmektedir. He iki kesim de pusuda bekleyip sahip oldukları askeri gücü sivil idarenin başında Demokles`in kılıcına çevirmeye niyetli militarist yapılardır. Yeni kadrolar hızlıca oluşturulmadan, bu ortamda Türkiye cumhuriyetinin en büyük askeri tasfiyesine girişmek, ulusalcıları rakipsiz bırakabilir. Daha şimdiden zafer sarhoşluğu yaşayan, sanki kendileri darbeyi bastırmış gibi havalara giren bu kesimin muktedir oldukları zaman FETÖ`den daha büyük bir tehlike olabileceği kuşkusuzdur. General ve amirallerin neredeyse yarısı, FETÖ mensubu olması gerekçesi ile tutuklandı. Geri kalanların içerisinde rakipsiz kalmış nice ulusalcı generaller ve subaylar vardır. YAŞ`ta alınacak kararlar da bu süreçte hayati öneme sahiptir. Yani yeni bir yapılanma meydana getirilinceye kadar oluşabilecek bu tehlikeli duruma çok dikkat etmek gerekir.

Boşalan kadroların hızla doldurulması için boşta olan “halkın evladı” diyebileceğimiz yüz binlerce üniversite mezununa yol açılmalıdır. Yapısal değişikliklerle askeriyenin gücünü dengeleyecek kurumlar oluşturulmalıdır. Emniyet teşkilatı, dengeleri sağlayacak ölçüde personel ve silah takviyesi ile güçlü hale getirilmelidir. Jandarma, kır polisine dönüştürülüp sivil iradeye bağlandığı zaman, jandarmanın gücü de dengeleyici önemli bir unsur olarak kullanılmış olur. Acilen hem askeriye, hem de emniyet için alımlara çıkılmalıdır. Bu süreç çok önemlidir. Her an farklı koalisyonların darbe konsorsiyumu çatısı altında bir araya gelmesi ihtimal dâhilindedir. Şu an büyük bir güvenlik açığı vardır. Süratle bu açığın kapatılması lazımdır. Şu andan itibaren bu milletin kapısında ve ufukta bekleyen en önemli tehlike, ulusalcılar tehlikesidir. Süreç, dikkatle yürütülmeli ve rehavete düşülmemelidir. Milletin evlatları, askeriyeye ve emniyete alınmak suretiyle, hâkim unsur ve eğilim haline getirilmelidir. İstihbaratın sil baştan yapılandırılması gerekir. Özellikle askeri istihbarat ve emniyet istihbaratı sil baştan inşa edilmeli, MİT ise ciddi bir reforma tabi tutulmalıdır.

Dikkat edilmesi gereken hususlardan bir diğeri de, Meselenin FETÖ ile sınırlı olmadığı, FETÖ`nün merkezde olduğu, ABD`nin koordine ettiği bir darbe konsorsiyumunun varlığıdır. Yapılacak mücadelede bu hususa mutlaka dikkat edilmelidir. Paranoyaya kapılmadan yaygın bir tehlikenin varlığı kabul edilmeli ve buna göre bir mücadele konsepti geliştirilmelidir. Suikastlar ve toplumsal kaos oluşturma ihtimalleri öncelikle dikkat edilmesi gereken diğer hususlardır.

Yine yapılan operasyonlarda adaletsizliğin olmaması, kurunun yanında yaşın da yanmamasına dikkat edilmelidir. Bir topluma karşı olan hislerimiz ve hislerimiz ile yoğrulan bakış açımız, bizleri adaletsizliğe sevk etmemelidir.

Vatandaş cephesinden ise şu husussa özellikle dikkat edilmelidir:

Geçmişte FETÖ`nün hışmına ve komplolarına maruz kalmış olan insanlarımızın mağduriyetleri derhal giderilmelidir. Hukuki neticesi olan bütün adli ve idari tasarruflar geçersiz sayılmalı ve bu tasarruflar bütün sonuçları ile beraber ilga edilmelidir. Bu kapsamda görevden uzaklaştırılanlar görevlerine iade edilmeli, cezaevlerine atılanların ise mahkûmiyeti derhal son bulmalıdır. Kravatlı, takım elbiseli ve apoletli terörist olma gerekçesi ile tutuklanan şahısların, yaptığı tasarruflar neticesinde tutuklanan ve mahkûm edilen insanların cezaevinde olmasının bir hukuk devletinde anlaşılabilir ve izah edilebilir bir tarafı yoktur. Geç de olsa adalet tecelli etmeli, mağdur olan insanlarımıza hakları ivedilikle verilmelidir.

Bir yandan yeni bir yapı inşa edilirken, diğer yandan geçmişin adaletsizliklerinin ve yanlış tasarruflarının telafisine dikkat edilmelidir.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar