Allah’ın selamıyla..
Hamdlerin en güzeli O’na..
Salat ve selam cihad ve rahmet peygamberi olan Hz. Muhammed’in (a.s.) ve O’nun izinden gidenlerin, gündüz öğrenci gece murabıt olan Gazze’nin yiğitlerinin üzerine olsun..
Bugün sizlerle Gazzeli, Han Yunuslu olan ve Türkiye’de hadis alanında çok değerli ilmi çalışmalarda bulunan Dr. Nour Alhila’dan bazı mesajlar paylaşmak istiyorum. Geçen haftalarda bir münasebetle kendisinden Gazze’yi ve Gazze’deki akademik hayatı dinleme imkanımız oldu hamdolsun.. Bizzat orada yaşayıp lisans ve yüksek lisansını Gazze İslam Üniversitesi’nde tamamlama imkanı bulan bir hocamızdan bu konuyu dinlemek Gazze’de eğitim almanın, ilmi ve akademik çalışmalar yapmanın ne kadar zor olduğunu, zaten kısıtlı olan imkanların işgal güçleri tarafından nasıl daha da zorlaştırıldığını anlama açısından güzel bir fırsat oldu bizler açısından. Dr. Alhila’ya göre bütün imkansızlıklara ve zor şartlara rağmen Gazze halkı eğitim ve ilme çokça değer vermekte, imkansızlıkları ilmin önünde bir mazeret olarak tanımamakta.. Elektrik kesintisi, bilgisayar kullanamama, şarz bulamama vb. gibi sıkıntılar 7 Ekim’den önce de Gazzeli ilim talebeleri için büyük bir çıkmaz, fakat kesinlikle hocalar bunu bir mazeret olarak kabul etmemekte, Gazze’de akademik çalışma yapacaksanız imkansızlıklar içerisinde başarmak zorundasınız diyor Dr. Nour..
Gazze’de ilahiyat fakültelerinde ilk yardım, temel tıp alanında da dersler okutuluyormuş.. Aynı şekilde ilahiyat alanı dışında okuyan öğrencilere de hadis, fıkıh, tefsir gibi temel dini dersler var. En çok dikkatimi çekense ‘Filistin Meselesi’ adında bir dersin okutulması. Dr. Nour’a göre bu dersin sadece Gazze’e değil bütün Müslüman ülkelerde okutulması gerekiyor. ‘Biz Filistin meselesine siyasi bir mesele olarak bakmıyoruz. Filistin meselesi dini bir mesele ve bütün ümmetin meselesi’ diye ekliyor sözlerine..
7 Ekim’den sonra 117 okul yok edildi Gazze’de..
Üniversitedeki 100’den fazla hoca (bazıları aileleriyle beraber), dokuz binden fazla öğrenciyi katlettiler diyor. Akademisyenlerin işgal güçleri tarafından öldürülmeleri 7 Ekim sonrası ortaya çıkan bir durum değil diyor Dr. Nour. 7 Ekim’den önce de sistematik bir şekilde akademisyenleri öldürmeye çalışıyorlar, Müslümanların okumasını bilgi sahibi olmalarını özellikle istemiyorlar diyor.
Fakat bilmiyorlar bu ümmetin hocaları bitmez..
Bu ümmetin kahramanları bitmez..
Gazze ümmet adına şehit veriyor diyor Dr. Nour. Kendi ailesi de orda Han Yunus’ta.. Bazen haber alamayınca şehit olsunlar ama esir olmasınlar diye dua ediyorum diyor. Yahudiler çok korkak bir millet.. Ama Müslümanlar sahip çıkmadı, sessiz kaldı. Eğer 7 Ekim’den sonra normal hayatını yaşamaya devam ediyorsa bir insan Müslümanlığını yeniden düşünmeli O'na göre..
Müslüman alim, aynı zamanda amil olmalı; ilmiyle amel etmeli diye devam ediyor sözlerine. Biz halklardan bekliyorduk, hükümetlerden bekliyorduk ama alimlerden suskun kalmalarını beklemiyorduk diyor..
Aciz bir ümmet değiliz diyor sonra üstüne basa basa.. Sabah akşam acizlikten ve tembellikten sığınan bir ümmetiz..
Silkinmeliyiz..
Boykottan konuşuyor bir de..
Sadece 7 Ekim’den sonra değil öncesinde de dikkat edilmeliydi diyor.. Boykot çok önemli diye ekliyor sözlerine..
Daha başka konulara da temas ediyor Dr. Nour, lisans ve yüksek lisans döneminde yaşadıkları zorluklardan, hocalarının şehit edilişinden, Gazze İslam Üniversitesi’nin derste oldukları sırada bombalanmasından, hatıralarından..
Bizse sessizce dinliyoruz onu bütün bir salon, mahcup ve suskun..
MERVE FİDAN ORHAN