NAŞİT TUTAR
Gazze 170 günü aşan bir zamandır bombalanıyor ve görünen o ki bombalanmaya devam edecek… Çoktan harabe bir şehir haline getirilen Gazze’nin, savaş bitse bile yeniden eski haline gelmesi yıllar alacak… Gazze’ye yönelik yapılan yıkım, soykırım, katliam ve talanı anlatacak kelimeler tükendi… Diller konuşmaktan, nutuk vermekten, devletleri harekete geçirmek için slogan atmaktan yoruldu, konuşamaz hale geldi… Kalemler zulmü kör gözlere sokacak, vicdanları sarsacak, ölü kalpleri diriltecek cümleler aramaktan usandı… Buna rağmen Gazze ayakta, Gazzeliler direniyor, ölüm pahasına olsa bile topraklarını terk edip kaçmayı akıllarından bile geçirmiyor.
Yüce Allah, galibiyet ve mağlubiyeti salt maddi üstünlük olarak tanımlamamıştır. Yenilirken bile üstün olunabildiğini Kur’an’dan öğreniyoruz. Allah için savaşılırken, Allah için mücadele verilirken, Allah için direnilirken yaşanılan hezimetler İslam’da mağlubiyet olarak görülmemiştir. Rabbimiz; “Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz” diye buyurmak suretiyle, iman devam ettiği, yılgınlık ve gevşekliğe geçit verilmediği sürece galibiyetin an meselesi olduğunun müjdesini vermektedir. Bu açıdan bakıldığında Gazzeliler üstündür, çünkü onlarda ne bir gevşeme ne de yaşadıklarından dolayı hüzün vardır. Bilakis güçlü imanlarıyla, Allah ile kurdukları kopmaz bağla, Allah’a olan tevekkülleriyle zaferin arifesinde olduklarını göstermektedirler.
Gazze’de şehid edilen her bir çocuk, enkazdan cansız çıkarılan her bir bebek, cennete uğurlanan anneler, babalar, minik kızlar ve çocuklar, yaşlı dedeler ve nineler Gazze’nin, Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın ve nihayetinde Filistin’in kurtuluşuna giden yola döşenen zafer taşlarıdır. Çünkü Gazze ölürken bile zafer kazanıyor, Gazze yıkılırken bile diriliyor, Gazzeliler açlıktan zayıf düşen bedenleriyle bile lanetli kavim olan Yahudilerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor.
Kur’an ayetlerinin çoğunu, Gazze olayları vesilesiyle daha iyi anlıyoruz. Kendi imanımızın zayıflığını, Gazzeli çocukların dağ gibi imanlarını görünce daha iyi anlıyoruz. Gazzelilerin yaşadığı İslam ile bizim yaşadığımız İslam arasında derin uçurumlar olduğunu görüp kendimizi düzeltme yoluna gidiyoruz. Sabrın ne demek olduğunu, tevekkülün ne anlama geldiğini, ölüme meydan okumanın insanı nasıl özgürleştirdiğini, şehitlik ve şehadetin manasını, anlam ve önemini Gazze’nin büyüklerinden değil, çocuklarından öğreniyoruz. Gazze bedel öderken, biz kendimize geliyoruz. Gazzeliler şehid olurken, biz üzerimizdeki ölü toprağını silkeliyoruz, Gazze halkı yok olmaya doğru giderken, insanlık fevç fevç İslam’a yöneliyor… Bu, Gazze’nin ümmete sunduğu bir zaferdir, hakikatte zafer, Gazze’nin kendisidir.
Üstü örtülmeye çalışılsa da aslında Gazze’nin mücahidleri, “Aksa Tufanı” operasyonuyla birlikte çok büyük zaferleri İslam ümmetine hediye olarak sunmuştur. Çünkü bu operasyonla insanların aklındaki güçlü israil imajı yerle bir olmuş, bu korsan devletin şişirilmiş bir balon olduğunu bütün dünyaya ispat etmiştir. Demir kubbe dedikleri hava savunma sistemleri kevgire dönmüş, dünya üzerindeki propagandalarıyla her şeyden haberdar olduğu zihinlere kazınan istihbarat teşkilatları fos çıkmış, bütün teknolojik araçları, silah üstünlükleri vs. iman karşısında teslim olmak zorunda kalmıştır. Altı aydır süren bu savaşta dış yardımlar olmasa çoktan teslim bayrağını çekecek olan israil, mücahidler karşısında rezil olmaya devam ediyor.
Terör devleti işgalci israil, küresel ortaklarıyla birlikte Gazze halkına yönelik yok etme planlarını adım adım uyguluyor, ancak Allah’ın da bir planı olduğunu unutuyorlar. Onlar saldırdıkça Gazze’nin zafer şafağı biraz daha yaklaşıyor. Çünkü yaptıkları her bir katliam, onlarca kişinin İslam ile tanışmasına vesile olurken, aynı zamanda Yahudilerin insanlık için ne kadar büyük bir tehlike olduğu da tüm dünya tarafından daha iyi görülüyor. Onlarca yıldır, milyar dolarlar harcayarak propagandasını yaptıkları mağduriyet edebiyatı çöktü. Artık dünya onları mağdur olarak değil, gaddar; mazlum olarak değil, zalim; saldırılan değil, saldıran; maktul değil, katil; hümanist değil, cani olarak görüyor. İnsanlığı bu tehlikeye karşı uyandırdığı için Gazze mağlup gibi görünse de hakikatte galiptir.