İşgalci siyonistler, Batı Şeria’yı yıllardır sistematik bir şekilde yok etmektedirler. İstisnasız hemen her şehir, her mahalle, her kasaba ve köy siyonist işgalciler tarafından dört tarafı tel örgülerle çevrilmiş ve en ufak yerleşim biriminin önüne de kontrol noktaları oluşturulmuştur. Burada yaşayan Filistinli Müslümanlar özel izinlerle ancak bir köyden diğer köye, bir mahalleden diğer mahalleye geçebilmektedirler.
Biz şimdiye kadar, Gazze açık bir hapishanedir diyorduk. Ancak Batı Şeria çok daha büyük bir baskı, çok daha dar bir alana sıkıştırılmış ve neredeyse evden çıkmaları bile izne bağlanmış durumdadır. Eğitim, ticaret, sağlık vb. alanlarda hizmet almak ve hizmet vermek imkânsız bir hale getirilerek adeta hapis hayatına mahkûm edilmişlerdir.
Bütün bu insanlık dışı uygulamalar yetmezmiş gibi şimdi de tutuklamalar, işkenceler, öldürülmeler ve evlerinin başlarına yıkılması rutin hale gelmiş bulunmaktadır. Hiçbir kanunun geçerli olmadığı ve tamamen barbar siyonistlerin keyfi uygulamalarının söz konusu olduğu vahşi bir uygulama sürdürülmektedir. Kısa süre içerisinde binlerce insan tutuklanmış, işkencelerden geçirilmiş ve yüzlercesi ‘gözaltında kaybolmuştur’ denilerek acımasızca katledilmiştir.
Katil siyonistlerin acımasızlığını biliyoruz da Mahmut Abbas’ın sözde polislerinin siyonistlerin vahşetini gölgede bırakacak şekilde, buradaki Müslümanlara yönelik tutuklama, işkence ve siyonistlere ihbar etme alçaklığı Müslümanları daha büyük açmazların içine sürüklemektedir. Siyonist katillerin her gün gerçekleştirdikleri katliam ve yıkımları, içimiz kan ağlayarak izlerken bunun üzerine Abbas’ın polislerinin siyonistlerle iş birliği içerisinde bu vahşette yer alması ise insanın kanına dokunmaktadır.
Batı Şeria büyük bir yalnızlık içerisinde ve maalesef yerli hainlerin siyonistlerle işbirliği yaptığı bir acı gerçeği yaşamaktadır. Gazze yalnızdı, ama işbirliği içerisinde olan hainleri yoktu. Ama Batı Şeria hem yalnız ve kimsesiz hem de Abbas’ın başını çektiği hainlerin ve işbirlikçilerin alçakça uygulamalarına maruz kalmaktadır. Buradaki direniş cephesi, daha önce kapsamlı ve caydırıcı bir hazırlık yapamadığı için direnme noktasında da çok sınırlı bir şekilde mücadelelerini sürdürmektedir.
Kudüs esir ve mahzun, Mescid-i Aksa işgal altında ve acı içerisinde kan ağlamaktadır. Filistin baştanbaşa harabeye çevrildi, anneler çocuklarının önünde öldürüldü, bebekler annelerin gözleri önünde parçalara ayrıldı, çocuklar açlıktan öldü. Bir yudum suya, bir lokma ekmeğe hasret kaldı on binlerce insan, ama Müslüman idareciler bütün bunları duymadı, görmedi, ölü taklidi yaparak; zillet içerisinde bunları onursuzca izlemeyi tercih etti.
Gazze her şeyi ile yok edilirken; Müslümanların seslerini çıkaramadıklarını gören barbar siyonistler, daha acımasız bir şekilde Batı Şeria üzerine çullanmaktadırlar. Abbas’ın sağladığı istihbarat desteğiyle burayı kısa süre içerisinde Gazze’den bin beter edeceklerdir. Çünkü vahşi siyonistlerde hiçbir değer yargısı, hiçbir kırmızıçizgi yoktur. Filistin’i, Müslümanlardan tamamen arındırmak üzere uygulamaya koydukları vahşi bir anlayışları vardır. Ve maalesef bu alçakça planlarını adım adım gerçekleştirmektedirler.
Ey Filistin’e sırtını dönen ve buradaki Yahudi vahşetini görmezden gelen sözde Müslüman idareciler! Siz hiç ölmeyeceğinizi mi düşünüyorsunuz? Bu idare de bu koltuklarda ve küfrün emrinde ebedi bir hayat sürdüreceğinizi mi hayal ediyorsunuz? Kahhar olan Allah’tan değil de siyonist katillerden ve onun tasmalı köpeği olan batılı devletlerin şeflerinden mi korkuyorsunuz? Zuntikam olan Allah’ın sizi hesaba çekmeyeceğini mi düşünüyorsunuz?