Gazze’de Müslümanlara yönelik siyonist katillerin uyguladığı soykırım devam ediyor. Ümmet, ölüm sessizliğine devam ettiği müddetçe bu vahşi soykırım da devam edeceğe benziyor. Zira siyonist katiller, sözde Müslümanlardan korkup bu vahşetlerinden vazgeçmiyorlar. Filistin halkı da toptan yok olma pahasına da olsa vatanlarını savunmaktan ve Allah yolunda şehit olmaktan korkmadıkları için bu mücadele daha uzun bir süre devam edecektir.
‘Gazze’nin durumu Yusuf (as)’ın durumuna ne çok benziyor’ diyordu Gazzeli bir mücahid. Hz. Yusuf, kardeşleri tarafından kuyuya atıldı. Yalnızlık çekti. Kimsesiz kaldı. Kervanlar onu alıp Mısır’da köle olarak sattı. Ama yüce Allah, onu kendisine elçi kıldı ve Mısır ülkesinin veziri oldu. Kardeşlerini kimse tanımaz, bilmez ama Hz. Yusuf, Kur’an’da adı geçen ve kıyamete kadar müminlerin kıssasından haberdar oldukları ve kendileri için dersler aldıkları ‘en güzel kıssa’ olarak okunmaya devam edilecektir.
Tıpkı, Yusuf (as) gibi bu Gazzeli Müslümanlar, diğer Müslüman kardeşleri tarafından terk edilmiş bulunmaktadır. 22 Müslüman Arap devleti ve bir o kadar daha Arap olmayan diğer Müslüman ülke halkları tarafından, siyonist katillerin gaddarlığına terk edilmiş durumdadır. İnanıyoruz ki, Allah’ın yardımı ve mücahitlerin izzetli mücadeleleri ile siyonist katiller bir gün bu islam coğrafyasından defedileceklerdir.
Neticede, Yusuf (as) izzet içerisinde Mısır’a nasıl vezir olmuşsa; Gazzeli Müslümanların da izzetli bir şekilde galip geleceklerini, siyonist barbarları hezimete uğratacaklarını ve vatanlarını işgalden kurtaracaklarını biliyoruz. Aynı şekilde Yusuf (as)’ın kardeşlerinin zillet içerisindeki pişmanlıkları nasıl tarihi bir hakikat ise; günümüz Müslümanlarının da Gazzeli kardeşlerine sırtlarını dönmeleri kendilerine zillet içerisinde bir pişmanlıktan başka bir şey kazandırmayacaktır.
Siyonist barbarların bütün vahşet ve katliamlarına rağmen, küfür cephesinin kendilerine karşılıksız ve sınırsız destek sağlaması Gazze’de her gün yeni bir katliama ve yıkıma yol açmaktadır. Bu sınırsız ve karşılıksız destekten güç alan siyonist katiller de acımasızlıklarını, katliamlarını ve hırsızlıklarını her gün biraz daha artırmaktadır. Buna karşılık, Filistinli Müslümanların bütün feryatlarına, kadın ve çocukların dehşet çığlıklarına, açlıktan ve susuzluktan ölen insanların bütün ‘ahlarına’ rağmen Müslümanların ekseriyeti korkakça ve zillet içerisinde kardeşlerine sırtlarını dönme ihanetinde bulunmaktadır.
Ancak daha önce vicdanlı halklar tarafından başlatılan ve şimdi de küresel bir intifadaya dönüşen üniversite öğrencilerinin gösteri ve protestoları, kimi ülkelerin Filistin’i bir devlet olarak tanıma sürecini de beraberinde getirdi. Dünya halklarının gözünün açılmasına vesile olan Gazze intifadası, birçok ülke yönetimini de siyonist vahşete karşı tavır almaya sevk etmektedir. Belki bu durum daha uzun da sürecektir, ancak bu uyanış yeni bir dönemin de habercisi durumundadır.
Evet, yalnızlaştırılarak kuyuya atılan Yusuf (as) Mısır ülkesine vezir oldu. Ancak bu durum hiç de kolay olmadı. Uzun bir zaman sonra, zorluklarla dolu ama azim ve kararlılıkla, inanarak ve Allah’a dayanarak bu süreç gerçekleşmiştir. Şimdi de Gazzeli Müslümanlar, büyük bir yalnızlık içerisinde, sahipsiz ve kimsesiz, tarihte eşi benzeri görülmemiş katliam ve yıkımlarla ama inanmış, cihad etmeyi izzet ve şeref bilmiş ve yalnız Allah’a dayanarak mücadelelerini sürdürmektedirler. Allah’ın izniyle bu mücadelenin sonunda sadece zafer vardır. Allah’ım nasip eyle!