Fikret Gültekin

Kaybedenler… Kazananlar…

14.01.2012 10:27:22 / Fikret Gültekin
Türkiye`nin görünen yüzünde, geçmişte darbe yapanların, darbe girişimlerinde bulunanların yargılandığı, cezaevine konulduğu sahneler var.

Özgürlüklere, en temel insan haklarına karşı çıkanların artık seslerinin çıkmadığı, çıkanların da bir şekilde hesap verdiği görüntüleri hepimiz görüyoruz.

Şüphesiz ki, bugün adları yargılanmalarla, cezaevine konulmalarla gündeme gelenler kesinlikle masum değiller. Özellikle İslami hassasiyet sahiplerine yaşatılanları yakından bilenler olarak mazlumun ahına yakalananların bu halini adl-i ilahi olarak değerlendiriyoruz. Öte yandan adl-i ilahi`nin vuku bulmasına vesile olanların her zaman haktan yana olmadığına da tarih şehadet etmektedir.

Ancak, Türkiye`nin bir de görünmeyen, görülmek istenmeyen, halı altına süpürülen bir yüzü var ki, onu göstermek de ehl-i insafa düşüyor. Son derece planlı, hiyerarşik bir yapı içinde, başkasının dümen suyuna girmeyen İslami hassasiyet sahiplerine çektirilen sahnelerin varlığı gözden kaçmamaktadır.

Korkular ve kurgular üzerine mütedeyyin insanlar gözaltına alınıyor, İslam`ın emrettiği ölçüler içinde giyindiği ve yüzlerini açmadıkları için hanımlar, devletin memurları tarafından hakaretlere maruz kalıyor.

Bugünün bakanları sakallı oldukları için 2003`te askeri komplekslere alınmazken, bugünün sakallı, çarşaflı, müteddeyyin müminleri ya tutuklanıyor, ya da hayat alanları daraltılıyor, en temel insani haklarına engel konuyor.

Çocuğunu başörtülü okula göndermek isteyen anne gözaltına alınıyor, yedi saat özgürlüğü kısıtlanıyor, savcıya çıkarılıyor, gözdağı veriliyor.

Evinin avlusunda Kur`an dersi vermek için bir oda yaptığı için önce polisin takip ve tacizine uğrayan sonra da yıkım ekiplerinin hışmına uğrayan mütedeyyinler… 

Yapay, güdümlü bir dindarlık çerçevesi çiziliyor ve herkesin o çerçeveye sokulması için dayatmalarda bulunuluyor. İşin esef verici tarafı bu dayatmalarda bulunanların geçmişte aynı dayatmalara maruz kaldıklarını haykırmalarına veya iddia etmelerine rağmen aynı hakareti bugünün İslami hassasiyet sahiplerine yapmaları veya olanlara göz yummalarıdır. Göz yummaları diyoruz, çünkü hiçbir devlet memuru amirinin dediğinin dışına çıkamaz. Bir usulsüzlük yapmışsa mutlaka ya amirinin direktifiyle yapmıştır, ya da amirinin kendisine karşı çıkmayacağının rahatlığıyla pervasızlıklarda bulunmuştur.
Şimdilerde, kendilerince yeni bir anlayış oluşturmaya çalışanlar, kendilerinden olmayanları elimine etmek için, geçmişin komitacılarını aratmayan yapılanmaları inşa etmenin peşindeler. Falankes terörist, falankes anarşist söylemlerinin arkasına sığınılarak, kesinlikle gerçekle alakası olmayan iftiralarda bulunulmakta, her adım takip edilmekte, insanlar şeytani taktiklerle kandırılmaya ve ihanete zorlanmaktadırlar.

Geçmişte gençler gayri meşru maksatlar için ihanete zorlandıkları gibi bugün de farklı bir versiyonla amaçları sadece ve sadece Allah rızası olan gençler ihanete zorlanmakta, tehdit edilmektedirler.

Evet! Vakıa bu… Dönemler değişse de, yüzler değişse de sistemle barışık olmayan, Allah`tan ve müminlerden yana tavır koyanlar yine sindirilmek, yönlendirilmek ve ortadan kaldırılmak, pasifize edilmek üzere tehditlere, şantajlara maruz kalmaktadır.

Kim kaybedecek?

O halde bu vakıa nasıl bir sonuç doğuracaktır? Zulüm, yapanın yanında kâr kalmıyor. Çocuklar bugün, örtünüyor diye, bir hayır kurumunda hizmet ediyor diye fişleniyor, tehdit ediliyorsa, bu demektir ki, nasıl bugün geçmişin tehditle, şantajla, öldürmekle başarı kazanacaklarını zannedenler hesap veriyorlarsa, kimse endişe etmesin ki,  onlar da bir gün hesap vermek zorunda kalacaklar ve onlar da şimdikilerin kaybettiği gibi kaybedenlerden olacaklar.

Peki kimler kazanacak?

Allah`a ihlasla boyun eğenler, Rabbi için tehditlere, şantajlara boyun eğmeyenler, yaptığı hizmetlerin karşılığını yalnızca Allah`tan umanlar ve bir de Üstad`ın şu tespiti ile hayatını sıdk (doğruluk) ile donatanlar….

“İslamiyetin esası sıdktır. İmanın hassası sıdktır. Bütün kemalata isal edici, sıdktır. Ahlak-ı aliyenin hayatı, sıdktır. Terakkiyatın mihveri sıdktır. Alem-i İslam`ın nizamı sıdktır…”  

 
Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar