Fikret Gültekin

Anayasa ile beraber zihniyet de değişmeli

01.07.2011 14:35:41 / Fikret Gültekin

Neredeyse ağzı olan herkes vekillerin Meclise girmeleri gerektiğini söyledi. Demokratlar, liberaller, muhafazakârlar, solcular, milliyetçiler vesair…

Haklı da olabilirler. Bırakılıp bırakılmamalarının bizim açımızdan ne önemi var bu ayrıca tartışılabilir.

Şüphesiz tutuklu birisi olarak, bize ve dosyadaki diğer kardeşlere oynanan ve yüzde yüz komplo olduğundan asla şüphe etmediğimiz suçlamalarla karşılaşınca pekâla dışımızdakilere de komplolar kurulabileceğine inanıyoruz. Çünkü ya direk veya onun üzerinden polis, alenen paranoyak yaklaşımlarla düşman gördüğü herkes aleyhinde bir şeyler oluşturmakta bir beis görmüyor. Buradan onlara Allah`ın azabını hatırlatarak yazıma devam edeyim.

Esas dikkat çekmek istediğim husus, Türkiye tarihinde bu tutuklu vekillerin salıverilip Meclise girmesi gerektiğine dair ağız birliği edilen bir başka mesele hatırlamadığımdır.

Tabii refleks olarak herkes kendi partilisine sahip çıkar. Ama Hükümet kanadından da yoğun olarak bu sıkıntının girederilmesi için bir gayret olduğunu görüyoruz.

Peki bu yaşanan haksızlığın (!) çok çok daha üstünde yaşanan zulümlere karşı ağız birliği edenlerin sessiz kalışlarını hatta bazen alkış tuttuklarını hangi samimiyet anlayışı ile değerlendirelim?

Bu ülkenin Müslüman halklarının geneli 90 yıldır, özelde ise ‘Bölge` deki müminler 20 yıldır haksız tutuklanmaları, şehadetleri, sürgünleri yaşıyorlarken insanlıktan, özgürlükten, hukuktan bahsedenler neredeydiler acaba?

Şu sorularıma siyasetçiler, milletvekilleri, gazeteciler cevap vermek durumundadırlar:

- Bu ülkeyi ve onun insanlarını sevdiğinizi iddia ediyorsanız, neden şimdiye kadar halkların dinlerini, nesillerini, akıllarını, canlarını, mallarını koruma hususunda şimdi ettiğiniz ağız birliğini, fikir birliğini gerçekleştirip bir şeyler yapmadınız, yapmıyorsunuz?

- Her gün insanlarımız çürümüş sistemin kurbanları olarak adım adım cehenneme itilirken, çocuklarımız annelerinin dizlerinde kurban edilirken, kadınlar kocalarınca katledilirken, çocuklar sapıkça heder  edilirken neden bir konsensusla ortaya çıkmıyorsunuz?

- Bu ülkede Müslümanlık asıl olmalıyken, ilah edindikleri ilkeleri uğruna yüzbinlerce kızımızın başını açtıranları neden yazılarınızla, demeçlerinizle mahkum etmediniz?

Ve

-2011 Türkiyesi`nde bu ülkenin Müslüman evladı on iki yaşından evvel Kur`an-ı Kerim dersi alamıyorsa…

- 55 yaşındaki bir bacımız bir derneğin çatısı altında sadece ve sadece gariban insanlara katkı olsun diye kermes düzenliyor ve 7.5 yıl ceza alıyorsa…

- Bir diğer bacımızda tamamen yasal bir dernek çatısında faaliyet yürüttüğü için 7,5 yıl cezaya çarptırılıyorsa…

- Kutlu Doğum programı düzenlemek, şehid edilen Filistinli kardeşim için cenaze namazına katılmak suçlamasıyla Dernek başkanı 15 yıl ceza alıyorsa…

- Mü`minlik-Müslümanlık bu coğrafyadan silinip vitrin Müslümanlığı projesi oturtturulmaya çalışılıyorsa…

- Vücudunun % 90`ı felçli bir tutuklu sadece Müslüman olduğu için bırakılmıyorsa….

Bu yaşananları görmeyip 3-5 milletvekili için kıyameti koparan milletvekilleri, gazeteciler, demokratlar, özgürlükçüler…

A`run Aleyküm, A`run Aleyküm, A`run Aleyküm

Sizde bu zihniyet olduktan sonra, sadece size dokununca feryadı basıp kimi kimsesi olmayan milyonların sesini duymayan sizler, değil 550 kişi 55000 kişi olsanız ne yazar?

Haktan, adaletten kopuk Allah`ın hesap dışı tutulduğu bin anayasa yazsanız ne olur?

Sonuç olarak; Yeni Anayasa ile özgürlüklerinizin alanını sonuna kadar açsanız da,

- Kürtlere, özerklik, Anayasal güvenceler verseniz de

- İnancımıza saygı duymayan, onu Allah`ın dilediği gibi yaşamamıza fırsat vermeyen bir Anayasa çöpe atılacak bir kağıttan öteye geçmeyecektir.

Sizler çocukların elindeki oyun hamurları gibi Anayasalarınıza, kanunlarınıza istediğiniz şekilleri verebilirsiniz. Ancak mü`minler Rabblerinin kendilerine biçtiği şu rolün gereğini yapacaklar;

“İşte böylece sizi mu`tedil (adaletli ve dengeli) bir ümmet kıldık ki, insanların üzerine şahidler olasınız, peygamber de sizin üzerinize şahid olsun” (Bakara: 143)

Ve son olarak tüm mü`min kardeşler şu yüce ayete kulak kesilsin: “Allah`tan başka dostlar edinenlerin misali, (kendine) bir ev edinen Ankebut`un (örümceğin) hali gibidir. Halbuki şüphesiz evlerin en çürüğü elbette örümceğin evidir. Keşke bilselerdi!” (Ankebut: 41)

Allah`a emanet olunuz.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar