Hiç şüphesiz Allah’a ve ahiret gününe iman eden, dünya hayatının da geçici bir imtihan yeri olduğunun idrakinde olan müminler ve mü’mineler için tesettür, asla ve kat’a hafife alınamaz, yok sayılamaz, zamanın bahanelerine, nefsin bananelerine, kınayıcıların kınamalarına kurban edilemez bir emirdir!
Tesettür; mümin erkekler ve mümin kadınlar için, Kur’an’ın emri, son Peygamber Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi vesselem’in de emanetidir.
Seküler kesimin reformist söylemlerine, marjinal kesimin protesto eylemlerine, sinema ve dizi sektörünün manipülatif yapımlarına, kapitalist sistemin rant odaklı, moda, kozmetik, estetik gibi argümanlarla perdelediği, kumpas misali kampanyalarına malzeme olacak bir meta değildir!
Tesettür; onun bunun ağzında, üzerinde fütursuzca konuşulan basit bir mesele, her kesin ve her kesimin elinde şekilden şekile getirilen bir oyun hamuru veya isteyenin istediği yerden saldırdığı bir hedef tahtası, kiminin de lakaytça basite indirgediği bir füruat değildir!
Tesettür konusunda herkes haddini bilmeli!..
Hadlerin layıkıyla bildirildiği ceza ve hesap günü gelmeden!
Hakeza, yerini, duruşunu, bakış açısını, düşüncelerini, bu minvaldeki eylemlerini, vahiy ve sünnet çizgisinde daima kontrol etmeli, bir saman çöpü kadar dahi taviz vermeden de güncellemeli.
Zira tesettür emirleri, onun bunun lakırdıları değil, geçerliliği kıyamete kadar sürecek olan ve asla değişmeyen Kur’an’ın ayetleridir.
Ancak görüyoruz ki, son zamanlarda tesettür konusunda çok ciddi bir imtihan veriyor ümmet.
Şer odakları da her türlü karalama kampanyası üzerinden, dört koldan tesettürden soğutacak planlarını pratiğe döküyorlar.
Öyle planlar ki, şimdiden tohum ekip, semeresini on yıllar sonra alabilecekleri uzun vadeli planlar.
Üzülerek belirtelim ki, Müslüman mahallesinde de bu duruma karşın, tesettür konusunda çok ciddi ve yaygın bir rehavet hakim durumda.
Bireyden, aileye, aileden topluma uzanan bir gaflet sarmalındayız. Herkes bir başkasından bu konuda atılacak çok güzel hamleler gelsin diye bekliyor.
“Birileri güzel bir şeyler yapsın” klişesi yani...
Peki ama kim!?
Ben, sen, o..
Biz, siz, onlar değilse, kim veya kimler yapacak???
İşte burada şunu ifade edelim ki, herkes kendi evini aydınlatırsa, tüm sokak, sokaklar ve şehirler aydınlanır sözünü hatırlatmakta fayda var.
Muhakkak ki, tesettür konusundaki tüm zafiyetlerimizin izalesi, sıkıntılarımızın giderilmesi ve tesettüre dair kâmil bir ihya ve inşa süreci için, yüzümüzü evlerimize, ailelerimize dönmeliyiz/ dönmek zorundayız!
Bilhassa babaların, abilerin, kardeşlerin tesettür emri konusunda aktif bir rol üstlenmesi aciliyet gerektiren bir konu.
Tesettür konusunda sadece annelerin, ablaların hakeza hoca ve öğretmenlerin rol modelliğinin yeterli olacağını düşünmek çok büyük bir yanılgı olur. Nitekim bu konudaki pek çok yaşanmışlık, bunun en büyük örneğidir...