Fikrimi en başta söyleyeyim; NOKTA!
Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın ABD temaslarında Trump`ın PYD`nin silahlandırılması olayına ciddi bir yaklaşımla "Bir öncü ekibi ABD'ye göndermiştik. Oralarda bazı ön görüşmeleri yetkililerle yaptılar. Şimdi de biz en üst düzeyde Sayın Trump'la bu görüşmeleri yapalım istiyoruz ki bizim yapacağımız görüşme virgül mesabesinde değil nokta mesabesinde olacaktır. Bu bakımdan önemli`` açıklamasının hemen ardından gayriciddi bir yaklaşımla Başbakan Yıldırım , "ABD'ye savaş ilan edecek değiliz adı ister PKK olsun, ister PYD, ister YPG olsun fark etmez, terör örgütüne karşı savaşmaya devam edeceğiz," söylemi belki poker masasında blöf ile geçiştirilecek bir hamleyle kapatılır ama Trump`ın masasında Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın elini zayıflatacağı aşikâr bir durumdur. Türkiye, Ortadoğu`da kendisine biçilen rolü kabul edecek mi? Yada oyun kuruculuğa kendisini mi dahil edecek?
ABD ve Rusya`nın Ortadoğu`da tutunmak için PYD ile olan birlikteliği stratejik ortaklık boyutuna gelmiş durumda ve 7 kocalı Hürmüz vasfındaki PYD`nin hepsini birden Rojava`da idare etmesi stratejik bir ahbap çavuş ilişkisi olarak görünmektedir. Uzun bir koridor olan Rojava görünürde üçe bölünmüş durumda batı kısmı Afrin Rusya`nın kontrolünde, orta kısım Menbic ABD, Rus ve Rejim ortaklığında, doğu kısmı ise ABD`nin etkisi altında. Şov kültüründen gelen Trump geçen ay rejimin Şayrat Havva üssünü füzelerle bombaladıktan sonra merkezinin yine rejimin elinde olduğu Kamışlo`ya asker yerleştirmesi, televizyonculuktan gelen samimiyetten uzak şovunun devamıdır. İran ise Halep ve kırsalında Rejim ile yalnızlaştırılmış durumda.
Suriye`nin kuzeyi bölge bölge taksim edilirken güneyindeki hareketlilik gözden kaçmıyor. İsrail`in Lübnan sınırına askeri yığınağı ve sınırda ‘Davut Sapanı` hava savunma sistemi, Ürdün`ün operasyon hazırlığına ABD ve İngiltere`nin destek vereceğini açıklaması, İsrail`in zaman zaman füze ve uçak saldırısı ile çembere alınan bir Suriye`den geriye kalanları taksim edilmesinin yanı sıra, Kudüs`ün İsrail`in başkenti yapılmasının hazırlığı mı?
Diniyle, mezhebiyle, ırkıyla, katliamıyla, zulmüyle uzun yıllar tecrübe yaşayan bir Ortadoğu`da maalesef Batıl güçlerin çatışma alanına ve tutunma çabasına yine Kürtler meze olmakta… Devasa güç olmadığı aşikar olmasına rağmen oluşturulan psikolojiyle süper güç konumundaki Rakka`ya operasyon, bölgede Kürt-Arap kan davasına zemin hazırlayacağı gibi Rakka`da oluşacak katliamlara Musul`da olduğu gibi aşina olacağa benziyoruz. Bölgede Araplara karşı PYD eliyle Kürtler kışkırtılırken zulmün mağdurları ise bu sefer Araplar…
Bir umut olan Astana Antlaşması bu kadar çetrefilin karşısında ayakta tutunulabilecek mi?
Türkiye tüm bunların üstüne arada top atışıyla PYD`ye mesaj atarken, Menbic`i gözden çıkarmışa benziyor. Arap nüfusun yoğun olduğu merkezlerin kontrolünü Suriye Muhalefeti üzerinden kontrol etmek istiyor. Muhtemelen Erdoğan`ın ABD ziyaretinde çıkacak olumsuz neticenin ardından Tel Abyad`a yeni bir hareket olabilir. PYD`ye ise kolay dize getirilecek sosyalist militarist bir örgüt gözüyle bakmak yanlış bir bakış acısı olacağı unutulmamalıdır. Füzesiyle, tankıyla, düzenli ordusuyla, hava savunma silahlarıyla bir ordu olma yolunda ilerlemektedir. Yüzyıldır Suriye rejimiyle potansiyel düşman olarak yaşayan Kürtlerin yeni düşmanı Türkiye olmamasına dikkat edilmelidir. Oluşacak muhtemel operasyonlarda sivil kaybını Stalinist propaganda geleneğinden gelen PYD bu düşmanlığı körükleyecektir.
Bölgede Kürtler ve Araplar kışkırtılırken çatışmayı büyütmek adına Araplar yada Sünniler İran`a karşı kışkırtılır mı? Cevap: ‘`Suudi Arabistan Trump zirvesine 17 İslam ve Arap ülkesine davetiye gönderdi!``