Doğu Türkistan'daki yangında hayatını kaybedenler için İstanbul'da protesto gösterisi yapıldı
Doğu Türkistan'da 21 katlı bir binada çıkan yangında hayatını kaybeden onlarca kişi için Sarıyer'de eylem yapan Uygurlular, yangında Çinli yetkililerin ihmali olduğunu belirterek durumu protesto etti.
Çin işgali altındaki Doğu Türkistan'ın Urumçi kentinde bulunan 21 katlı bir binanın 10'unci katında 24 Kasım Perşembe günü yangın çıktı.
Çin, Doğu Türkistan da, karantina adı altında, yol çıkışlarını, site kapılarını, apartmanların kapılarını, hatta kat merdivenlerini, komple kapatarak insanları açlık, hastalığa terketmiş kapatılan binalardan biri olan binada yangın çıktı.
Olay yerine İtfaiye aracının 3 saat sonra gelmesi ve yolların (korona önlemi) bahanesi ile kapatıldığı için yangın çıkan apartmana itfaiye aracının ulaşamaması, binada çıkan sebebi belli olmayan yangın sunucu çok sayıda Doğu Türkistanlı yanarak hayatını kaybetti.
İstanbuldaki Doğu Türkistanlılar, Çin’in istanbuldaki Konsolosluğu önene toplanarak protesto etti ve basın açıklaması yaptı, Çin’in bu sorumsuz davranışlarını protesto etti. 26 Kasım 2022 cumartesi saat 14:00 İstanbul Sarıyer Tarabyadaki Çin Konsolosluğu önünde protesto ve basın açıklaması gerçekleşti.
Pankart ve dövizler açan yaklaşık grup, sloganlar atıp Çin'i protesto etti.
Protestoculara temsilen basın açıklamasını Doğu Türkistan STKlar Birliği başkanı Hidayet Oğuzhan okudu.
Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"24 Kasım 30’dan fazla masum insan hayatını kovid bahanesi ile kapatıldığı binada yanarak kaybetti. 24 Kasım biz Doğu Türkistanlılar için vahim ve hiç unutmayacağımız bir gündür. 24 Kasım akşam saatlerinde Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi şehrinde Uygurların yoğunlukta olduğu bir mahallede yangın vahşeti yaşanmıştır. Meydana gelen bu yangın esnasında Çin yönetimi tarafından Kovid bahanesiyle kapıların ve yangın merdivenlerin kaynatılarak kapatılmış olması, bina sakinlerinin anında haber vermelerine rağmen yangın arabaları için özel yolların dahi kapatılmış olması ve geçişlerine zamanında müsaade etmemelerinden dolayı aralarında çocuklar ve kadınlar bulunan 30 küsür Doğu Türkistanlı yanarak ve bazıları kendilerini 25 katlı binadan atarak hayatını kaybetmiştir.
Biz bu acı haberi dünya ile paylaşmak ve bu vahşetin tek sorumlusu olan işgalci Çin’in bu zalimane faşist uygulamasını kınamak, lanetlemek ve halkımızın yaşadığı vahşet ve hala maruz kaldığı soykırımı durdurmak amacıyla tüm milletimiz, STK temsilcilerimiz ile burada bulunuyoruz.
Çin Ağustos 2022 tarihinden bugüne kadar Doğu Türkistan’ın farklı şehirlerinde “sıfır kovid” adı altında insani olmayan uygulamalar ile halkı evlerine kapatıp, gıda ve sağlık ulaşımını aksatarak binlerce insanın açlık ya da hastalıktan dolayı hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Çin bu kısa süreçte “karantina kampları” adı altında daha fazla toplama kampı inşa ederek, 2016 yılından bugüne kadar devam ettirdiği toplama kamplarının sayısını daha arttırarak, soykırım politikalarını daha da güçlendirmektedir. 24 Kasım Perşembe günü akşam Urumçi’de yaşanan bu vahim olay, Çin’in Doğu Türkistan halkının can güvenliğini hiçe sayarak uyguladığı “sözde karantina”, aslında “insanları eve kapatarak öldürme” olayıdır ve bu Çin’in Doğu Türkistan’da uygulamakta olduğu vahşetin ve soykırım uygulamasının sonuçlarından biridir.
Aldığımız bilgilere göre Urumçi yangınında 5 aile çocukları ile birlikte yanarak hayatını kaybetmiştir. Yangın esnasında Çin makamlarının yangın arabaları, polisler, sağlık çalışanlarına “müdahale etmeme” talimatı doğrultusunda hiçbir devlet yetkilileri müdahale etmemiş, çevrede yaşamakta olan komşuları dahi kapıların kapalı olması nedeni ile sadece izlemeye mahkûm bırakılmıştır. Bu vahşet sonrası devam eden zulme Urumçi halkı Çin’in kapatma politikalarına rağmen sokaklarda eylem yapmış, sosyal medyalarda tepkilerini göstermiş, kendi hayatlarını tehlikeye atma pahasına bile olsa hak arama mücadelesi vermektedir. Çin Doğu Türkistan halkının haklı ve barışçıl eylemlerini zorla bastırmış, sosyal medya paylaşımı yapanları tutuklamış ve halka açık açık tehdit mesajları göndermiştir.
73 yıldır Çin esareti altındaki Doğu Türkistan farklı üslup ve boyutlarda katliam ve soykırıma maruz kalmış, insan hakları ihlalleri insaniyet tarihinin en uç noktasına çıkmıştır. İşgal gününden bu yana İşgalci Çin asil toprak sahipleri olan Uygur ve diğer Türk toplulukları doğrudan öldürme, yargısız infaz, müebbet hapis gibi yollarla soykırıma tabi tutmaktadır. Her çeşit fiziki işkenceler, iç organları çalma, tecavüz, hakaret, ırkçılık, hukuksuz tutuklama, dini inanç hürriyetlerinden mahrum bırakma, mal varlıklarına el koyma, âlimler kanaat önderleri ve aydınların öldürülmesi, zorla kürtaj ve kısırlaştırma, cami ve kutsal mekânların tahrip edilmesi, Doğu Türkistanlıların Çin’deki fabrikalarda köle işçi olarak zorla çalıştırılması, aileleri parçalama, çocuk kampları, ebeveynleri kendi çocuklarını eğitme ve dil kültürlerini tanıtma haklarından mahrum bırakma, ebeveynleri öldürülen yahut kamplara kapatılan çocukları Çinlilere zorla evlat olarak verme gibi zulümleri uygulamaktadır. İşgalci Çin Doğu Türkistan’da uygulamakta olduğu tüm bu vahşi cinayetleri işleyerek evrensel insan hakları beyannamesindeki tüm maddelerini ihlal etmektedir. Hatta daha fazlası Çin tam anlamıyla soykırım suçu işlemektedir.
Doğu Türkistan halkı olarak, Uluslararası Doğu Türkistan Sivil Toplum Kuruluşları Birliği olarak her türlü meşru yollarla, tüm imkanlarımızı sarf ederek, Doğu Türkistan halkının özgürlüğü ve bağımsızlığı için mücadelemizde devam edeceğimizi tekrar söylemek istiyorum.
Çin 73 senedir işgal yaparken, son 6 senedir soykırım suçu işlerken, köle işçilik ve zorla çalıştırma ürünlerini ihraç ederken, ve daha ileriye giderek uluslararası barış, insan hakları, evrensel değerleri koruması, güçlendirmesi ve ezilen halkları kurtarması gereken Uluslararası kuruluşlar, insan hakları örgütleri ve tüm ülkeler Çin’in çirkin yöntemleri ile işlevsizleştirilirken, bugün dünyanın, sözde insan hakları savunucularının, sosyal ve siyasi hareketlerin sessiz kalması, Doğu Türkistan sorununa çözüm bulmakta aciz gelmesi ve Doğu Türkistan halkını kendine ölüme terk etmesi günümüzün en acı gerçeklerinden biridir.
8 milyon insan suçsuz olarak toplama kamplarına kapatılırken, 500 binden fazla çocuk kampında tutsakken, namuslar çiğnenirken ve hayatlar kaybolurken Biz Doğu Türkistan halkı dünyanın ve özellikle Türk-İslam aleminin vicdanına sesleniyoruz. Türkiye Cumhuriyet başta olmak üzere tüm ülkeleri günümüze kadar yapılan tüm desteklere şükranımızı sunmakla beraber kemiğe dayanan bu zulmün durdurulması için daha çok mesafenin aşılması gerektiğini hatırlatmak isteriz.
Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği olarak, buraya toplanan tüm STK temsilcileri, kanaat önderleri, aktivistler, aziz Doğu Türkistan halkımız ve bizi desteklemek için gelen tüm kardeşlerimiz ile beraber Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı, Tüm Türk – İslam Dünyasını, BM, AB ve diğer Uluslararası kurumları ve devletleri Doğu Türkistan’da soykırımın durdurulması için daha verimli adımları atmaya, Çin’e yaptırım uygulamaya, Çin ürünlerini boykot etmeye, soykırımı kınamaya ve karşı direnmeye, sesimize ses olmaya ve Doğu Türkistan soykırımını durmak için acil, verimli ve pratik adımlar atmaya çağırıyoruz. Özellikle Türkiye Cumhuriyetini bölgede devam eden vahşeti durdurmak, her gün daha korkunç şekilde hayatını kaybetmekte olan suçsuz insanlar, masum çocuklar ve kadınların haklarını koruma ve hayatını kurtarmak için acil müdahale etmeye, diplomatik, siyasi, ekonomi ve diğer türlü üsluplar ile Çin’e baskı uygulamaya, Doğu Türkistan halkının hürlüğü için verimli inisiyatifleri geliştirmeye çağırıyoruz." (İLKHA)