• DOLAR 32.284
  • EURO 35.005
  • ALTIN 2444.464
  • ...
Bombalar, ABD Tanklarıyla Gelen Mezhepsel Tefrikadır
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Mehmet Özcan / Doğruhaber

ABD, ardından iki milyona yakın insanın hayatını kaybettiği Irak’ı terk ederek işgali sonlandırdığında artık ülkede akan kanın duracağı veya azalacağı tahmin ediliyordu. Tüm İslam âlemi buruk da olsa sevinmek istiyordu kanın duracak olmasına ama maalesef öyle olmadı. Hemen her gün patlayan her bir bomba onlarca insanın ölmesine ve bir o kadarının da yaralanmasına sebep olmaya devam ediyor Irak’ta. Haçlı zihniyetli Batı’nın ektiği fitnenin filizlendiği her bombalı saldırı; yıllarca yaşanılan onca musibetten sonra ibret alınmadığının açık bir delili oluyor adeta. Irak’ta fiziki işgalle para, zaman, enerji kaybeden ve ancak amacına ulaşan Batının, Suriye’de yakaladığı tarihi fırsat için bunların hiçbirini yapmayıp süper güç pozisyonu ve dezenformasyonla İslam dünyasında tefrikayı körüklediği gerçeği tüm Müslümanlarca görülmelidir.
İşgal sonlansa da Batı’nın, ülkeye mezhepsel ayrıştırma ve birbirine düşürme yoluyla tefrikayı bıraktığına dikkat çeken Irak Kürdistan’ı İslami Hareketi İç ve Dış İlişkiler Sorumlusu Şeyh İhsan Ali Bin Abdülaziz, gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. İslami Hareket yetkilisi, Irak’ta patlayan bombalar ve sebebini, Barzani ve Maliki ile olan ilişkilerini, İslami Hareket olarak ne tür faaliyetlerde bulunduklarını ve işgallere karşı ümmetin duruşu gibi genel meselelerde sorularımıza cevaplar verdi.

IRAK’TA KURULAN İLK İSLAMİ HAREKET

Irak Kürdistan’ındaki Müslümanların durumu, hareketiniz ve hükümetle ilişkilerini genel anlamda bize anlatabilir misiniz?

İslami Hareket, Irak’ta kurulan ilk İslami, Sünni ve cihadi harekettir. Sonradan Irak Kürdistan’ına dayandırıldı. Şeyh Osman Abdülaziz tarafından kuruldu. Ondan sonra hareketin liderliğine Molla Ali bin Abdülaziz getirildi. Kurulduğu günden beri Irak rejimine karşı durmuştur. Onlara muhalefet eden ilk gruptur. İçerde olsun dışarıda olsun bir anlaşmaları vardı. Hareketin büyük bir ordusu vardı.

2003 yılında ABD’nin Irak’a girmesinden sonra, İslami Hareket, Saddam Hüseyin’e ve rejime muhalif olmasıyla beraber yabancıların Irak’a girmesine de karşıydı. Bunun için ABD ve müttefikleri Kürdistan’da İslami Hareketi, siyasi, ekonomik ve diğer yönlerden muhasara altına aldı. ABD’nin Irak’ta bulunduğu 2003’ten 2008’e kadar İslami Hareket sıkıntı ve zorluk içindeydi. Ancak Allah’a hamdolsun şu an hareketin çalışmaları ziyadeleşti. Irak Kürdistan’ının bütün şehirlerinde merkezleri bulunuyor. Yine Kürdistan’da bulunan bütün partilerle iyi ilişkilerimiz var. Bölgede şu anda radyo, TV ve her türlü imkâna sahibiz.

İSLAMİ DAVET VE SİYASETTE AKTİF ÇALIŞMALARIMIZ VAR

Hareketinizin faaliyetlerinden bahseder misiniz?

Bizim şu an da İslami davete yönelik faaliyetlerimiz ve siyasi çalışmalarımız bulunuyor. Bütün şehirlerde örgütsel çalışmalarımız var. Yine bizim Halep’te, Süleymaniye’de, Erbil’de ve diğer bütün yerlerde merkezlerimiz bulunuyor. Yine basın-yayın çalışmalarımız var. Diğer partilerle görüşmelerimiz oluyor. Bunlar bölgede olan partinin çalışmalarıdır. Biz hareket olarak şu an bölgede hükümette de bulunuyoruz. Kürdistan bölgesindeki İslami işlerle ilgilenen Diyanet Başkanı harekettendir. Biz zor durumdan geçtik, ardından seçimlere girdik. Hiçbir imkânımız olmadığı halde sıkıntılı bir dönemde seçimlere girdik. Bunlarla beraber bizim parlamento da iki sandalyemiz bulunuyor.

BARZANİ İLE ARAMIZ İYİ…

Kürdistan İslami Hareketi olarak Barzani ile bir sıkıntı yaşıyor musunuz?

Yok, bizim onlarla güzel ilişkilerimiz vardır. Onunla oturuyoruz, sıkıntımız yok. Üzülerek söylüyorum doksanlı yıllarda Celal Talabani ve partisiyle sıkıntılarımız vardı. Onlarla çatışma yaşandı. Daha sonra barıştık. Ancak aramızdaki soğukluk sürüyor.

HÜKÜMET OLDUKTAN SONRA BAKIŞ AÇILARI DEĞİŞTİ

Siz hareket olarak Maliki’ye ve izlediği siyasete nasıl bakıyorsunuz?

Maliki, İslami Davet Partisi’ni temsil ediyor. Davet Partisi’yle doğal ilişkilerimiz var. Bizler muhalefet günlerinde onlara yardım ettik. 1996’ya kadar Irak hükümeti Erbil’e girinceye kadar onlara yardım ettik. Yine bizim yolumuzla gizli bir şekilde istedikleri yerlere gidebiliyorlardı. Ancak büyük üzüntüyle söyleyebilirim ki, bunlar Irak’ta hükümeti ellerine geçirdikten sonra bakış açıları değişti. Yönetimi ve sultayı ferdileştirdiler. Bunun için şu an onların durumları iyi değil çünkü dünyada hiç parti yok ki bütün bakanlıklara sadece birini getirip her şeyi onun emrine versin. Tek kişi üzerinden hareket etsin. Maliki kardeşim, hükümeti kurduğundan beri, vekâleten tek başına Savunma Bakanlığını, İstihbaratı, İçişleri Bakanlığını ve bunun gibi birçok bakanlığın başına geçmiştir. Yine silahlı kuvvetlerin genel komutanıdır. Diğer yandan Sünni kardeşlerle ve biz Kürtlerle sorunlar yaşadı. Bunun için Irak’ın durumu pek sağlıklı görünmüyor.

BOMBALAR, ABD TANKLARIYLA GELEN MEZHEPSEL TEFRİKALARDIR

Irakta işgal bitti denildi ama kan durmuyor. Hemen hemen hergün patlatılan bombaların nedeni ne, neyin savaşı veriliyor?

Bu bombaların nedeni, ABD tanklarıyla gelen mezhepsel tefrikalardır. Daha önce Irak’ta bugün yaşanan mezhepsel çatışmalar yoktu. Yine büyük üzüntüyle söylüyorum. Şu anki hükümeti ellerinde tutanlar, Irak’ın herkesin olduğu gözüyle bakmıyorlar. Bunlar kendi taifesini diğerlerinden daha fazla tutmuştur. Siyasi ayrılmalar diğer ayırımlara da sebebiyet veriyor. Ortak bir kararın olmadığı ve herkesin kendini düşündüğü bir ortamdan dolayı bu patlamalar doğal bir şekilde cereyan ediyor. Kısacası, siyasi yardımlaşmanın olmamasından kaynaklanıyor.

HER PARÇALANMA ZARAR VERİR

İslami Hareketin de kendi içinde parçalandığı söyleniyor. Konuda ne dersiniz?

Bu parçalanma da dış güçlerin eliyle gerçekleşti. İslami Hareket çok güçlüydü ve hiç kimseye bağlı değildi. Saddam Hüseyin’in düşmesinden önce İslami Hareket tavrından vazgeçmemişti. Ve şu an elde edilen belgelerde de hiçbir zaman İslami Hareket fertlerine yönelik bir genel af çıkmamıştı. Tarihimizde hiçbir zaman yönetimle diyaloga girmedik. Doğal olarak da bölgesel ve merkezi hükümetler, daima hareketin parçalanması için çalışıyorlardı. Hareketten bazıları da bazı hesaplar, liderlik ve diğer şeyler için amaçlarını gerçekleştirdi.

Peki, bu parçalanma hareketin kuvvetini azalttı mı?

Tabi her parçalanma zarar verir. Küçük olsun büyük olsun fark etmez. Saddam döneminden önce hareket Ehl-i Sünnet şemsiyesi gibiydi. Arap ülkelerinin hepsinde harekete çok büyük saygı gösteriliyordu. Harekete değer veriyorlardı. Hatta babaları gibi görüyorlardı. Bu parçalanma hareketin cazibesini kaybettirdi. İnsanlar, biz kime gidelim, hangi yöne gidelim diyorlardı. Bu da hareketin değerini azalttı.

ABD ELÇİSİ IRAKLI BİR BAKAN GİBİ…

Irak ne derece ABD ve Batı’nın baskısı ve etkisi altındadır? Sizler, hareket olarak ABD’nin baskısına maruz kalıyor musunuz?

Tabi biz onların baskısını hissediyoruz. ABD büyükelçisi doğrudan ve dolaylı olarak Irak’ın siyasetine müdahale ediyor. Biz Irak Kürdistan’ındaki İslami Hareket olarak şu ana kadar baskılarını hissediyoruz. Diğer grup ve kesimlerin de hissettiklerini görebiliyoruz. Gerek bize saldırmalarında ve gerekse İslami değerlerimize saldırmalarında açık bir baskı görüyoruz.

ABD Büyükelçisi hükümetin bir bakanı gibi mi adeta diyorsunuz?

Kesinlikle, ABD büyükelçisinin büyük bir etkisi ve rolü vardır. Ve iç siyasete istediği gibi müdahale ediyor.

ŞU AN SURİYE’DEN İSTİFADE EDEN BATI’DIR

İslam dünyasının birçok bölgesinde işgal ve yıkımlar var. Özellikle Batı’nın işgalini bizzat yaşamış bir ülke olarak ümmetin vahdeti için neler söyleyebilirsiniz?

İlk olarak bütün kesimleri içine alan genel bir kongrenin yapılması gerekir. Bu tefrikanın önüne geçilebilmek için bütün kesimlerin kendi aralarında bir diyaloğlarının olması gerekir. Ancak esefle söylüyorum ki, birçok yerde bu tefrika varacağı yere varmıştır. Örneğin Suriye’de bazı kesimlerin Beşar Esed’e destek vermeleri büyük bir parçalanmaya ve tefrikaya sebebiyet vermiştir. Batı ve kötü niyetli bazı kimseler mezhepsel çatışma yaratmak istiyor. Şia ve Sünni kesimi birbirine vurdurmak istiyorlar. Şu an Suriye’den de tek istifade elde eden Batı’dır. Müslümanların parçalanması için yapmak istedikleri her şeyi yapıyorlar. Bunun için bizler taassuptan kaçınmamız gerekir; ister Irak’ta olsun ister de Suriye’de olsun fark etmez.

…İHTİLAFLAR BİTER ÇÜNKÜ ORTAK NOKTALARIMIZ DAHA ÇOKTUR

Başka bir nokta da, biz Sünniler olarak Şii kardeşlerimize düşman değiliz. Bunun en güzel örneğini de Hareketimizi gösterebiliriz. Biz muhalefet yaptığımız dönemde onlara yardım ediyorduk. Onların liderleri bize geliyordu. Biz de İslami Hareket olarak Sünniler olarak onlara yardım ediyorduk. Yine bizim için Ali Bin Ebi Talip, Hüseyin ve diğerleri, hepsi peygamberimizin sahabeleridir. Hz Ali Bin Ebi Talip kendisinden önceki halifeleri kabul etti. Siz ondan daha mı iyisiniz ki şu an onun yerine konuşuyorsunuz. Bunun için eğer bu tarihi, tarihe bıraksak ihtilaflar biter çünkü ortak noktalarımız daha çoktur.

Teşekkür ederim, bize vakit ayırdığınız için.

Ben teşekkür ederim.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir