• DOLAR 32.205
  • EURO 35.116
  • ALTIN 2500.695
  • ...
KPSS'nin iptal edilmesi öğrencileri hayal kırıklığına uğrattı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

31 Temmuz 2022 tarihinde yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı'nın (KPSS) soru ve cevapları da aynı gün yayımlanmış, ardından da sosyal medya platformlarında soruların deneme sınavlarındakiler ile aynı olduğu iddiası ortaya atılmıştı. 2 Ağustos tarihinde ise ÖSYM tarafından yapılan açıklamada; iddiaların asılsız olduğu, soruların deneme sınavları ile aynı olmadığı belirtilmişti.

Tartışmaların büyümesiyle KPSS sorularının incelenmesi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilen talimatla 3 Ağustos'ta Devlet Denetleme Kurulu tarafından inceleme başlatıldığı açıklanmış, KPSS ile ilgili ÖSYM'ye suç duyurusunda bulunulmuş ve böylece ÖSYM Başkanı Halis Aygün görevden alınmıştı.

6 Ağustos'ta yapılan çok yönlü soruşturmanın ardından iptal edilen KPSS ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan Psikolog Kerem Gümüş, yaşanan sorunun liyakat probleminden kaynaklandığını, iptal edilen sınavın öğrencileri psikolojik olarak etkilediğini, hayal kırıklığına uğrattığını, hatta çevresel ilişkileri dahi olumsuz etkilediğini söyledi.

"Öğrenciler iptal edilen KPSS ile ilgili hayal kırıklığına uğradı"

Gümüş, "KPSS en çok insanların umudunu zedeledi. Çünkü öğrenciler, KPSS'ye ciddi bir umut bağlamışlardı. 'Bu sefer kesinlikle atanacağım, istediğim sosyal statüye ya da istediğim ekonomik statüye kavuşacağım' deyip ciddi umutlar bağlayan, hatta sınava aylar öncesinden eve kapanıp hazırlanan, bir yıl boyunca herkes ile iletişimi kesip akraba ziyaretlerine bile gitmeyen, KPSS'ye hazırlanan çok sayıda tanıdığımız, öğrencimiz, danışanımız vardı. Maalesef ki hepsi ciddi bir hayal kırıklığına uğradı. Bu onların ister istemez sosyal statülerini, yaşamlarını etkiliyor. Şu anda çok fazla konuşmayan, çok fazla yemeyen, uyku düzeni, arkadaşlık ilişkilerini hatta aile ilişkileri bile bozulan birçok olaya şahit olduk." dedi.

"Ortada bir liyakat sorunu var"

Normalde sınavlar hazırlanırken piyasada ne kadar soru ve deneme varsa bir havuza toplanır ve kaliteli sorular seçildiğini, bu soruların da belli oranlara bölünerek sorulduğunu belirten Gümüş, "Bu sorular hazırlanırken muhakkak bir farklılık olması, tıpatıp aynı soruların çıkmaması gibi hamlelerin olması lazım. Burada aslında şunu merak ediyoruz. Sınavı hazırlayan kişilerin üniversite, lise sınavları ve KPSS dâhil tek işleri bu. Nasıl olur da bir yıl boyunca hazırlanıp böyle yanlış sonuçlar, benzer sorular çıkartabiliyorlar? Nasıl bu kadar açık seçik yapabiliyorlar? Bence bunu sorgulamak lazım. Devlet tarafından gerekli müdahaleler, görev değişiklikleri yapılıyor ama demek ki burada bir liyakat sorunu var. Çünkü yıllardır süregelen bir sorun. Her sene üniversite sınavında muhakkak bir yanlış soru çıkıyor. Lise sınavlarında muhakkak değiştirilen, iptal edilen sorular oluyor. Demek ki burada soru hazırlayanların kalitesi ile ilgili bir sorun var. Veya biz kalifiyeli öğretmen mi yetiştiremiyoruz? Belki bunu sorgulamak lazım. Ya da herkesin yorumladığı ve geçmiş yıllarda da başımıza gelen diğer siyasi durumlar mı var? Bizim ilgilendiğimiz kısmı kalifiye kısmı. Maalesef ki bu süreçte liyakat sahibi kişiler yeterli düzeyde yetişmiyor demek ki. Yoksa sorular benzerlik gösterebilir. Sonucu 3 çıkan soruyu 5 çıkacak şekilde düzenlenir. Bunlar normal ama bu kadar yoğun bir şekilde benzerlik göstermesi tabiki de insanların aklında soru işaretleri bırakır." diye konuştu.

"YKS'ye yeniden gireceklere nasıl çalışmalı"

Bu yıl YKS'ye giren ancak istediği bölümü kazanamadığı veya yeterli puan alamadığı için önümüzdeki sene yeniden sınava girecek olanlara da tavsiyelerde buluna Gümüş, "Yeniden hazırlananlar için psikolojik sağlamlık çok önemli. Çünkü bu sefer ilk sınavda kazanamadığı için ikinci sınavda beklentiler de aslında iki katı olacak. Bu hem çevresinin hem ailesinin, en çok da kendisinin beklentisi olacak. Bu onu yıpratır. Birincisi; O beklentiyi muhakkak bir lider gibi, kriz yönetimi gibi yönetmesi gerekir. İkincisi ise geçen sene de bu sene de akademik olarak hep belirleyici olan Türkçe oldu. Türkçe'de muhakkak paragraf ve dil bilgisini çok yüksek seviyelere çıkarması gerekir. 'Ben zaten biliyorum, geçen senenin üzerine bir tık daha ekleyeceğim' gibi düşüncelere girmesinler. Gerçekten hiç bilmiyormuş gibi sıfırdan inşa ediyormuş gibi önce Türkçe'yi halletmeli. Çünkü okuduğunu anlamak bizim için çok önemli. Okuduğunu anlamayınca diğerlerini de etkiliyor. Bunun üzerinden süreci yönetebilir." şeklinde konuştu. (İLKHA)





Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir