Bugün, işgal altındaki Kudüs'te aşırılık yanlısı siyonist yerleşimciler tarafından kaçırılıp ormanlık alanda işkence yapıldıktan sonra diri diri yakılan 16 yaşındaki Muhammed Ebu Haydar'ın şehadet yıldönümü.

2'si erkek, 4'ü kız olmak üzere 6 çocuklu bir ailenin ferdi olan Muhammed Ebu Haydar'ı babası, "en kibar ve sevecen çocuğum" diye tanımlıyordu.

Kudüs'ün Şuafat semtinde yaşayan Muhammed Ebu Haydar, mübarek Ramazan ayının gelişinin sevinciyle Şuafat sokaklarını fenerlerle süslüyordu.

Muhammed Ebu Haydar, Ramazan ayının dördüncü günü sabah namazını camide kılmak için dışarı çıkar ve babasının elektronik dükkanının yakınında arkadaşlarını bekler. Bu sırada Muhammed Ebu Haydar'ın yanına yanaşan ve içerisinde 3 siyonist yerleşimcinin bulunduğu araç, Haydar'ı zorla araca bindirerek kaçırır. Durumu gören çevredekilerin tüm çabalarına rağmen araç gözden kaybolur.

İşkence edip diri diri yaktılar

Vahşi siyonistler Muhammed Ebu Haydar Kudüs'ün batısındaki Deir Yasin köyünün ormanlık alanlarına götürür. Siyonist gaddarlar, önce Muhammed'i bağlar ardından sopalarla darp etmeye başlar. Muhammed'i benzin içmeye zorlayan sadist ruhlu siyonistler, bununla da yetinmeyip Muhammed'in üzerine benzin döker ve ateşe verir… Diri diri yakılan Muhammed Ebu Haydar, orada şehadete erişir. Kan donduran bu cinayetlerine rağmen siyonistler, Kudüs'ün kuzeyindeki Adem yerleşimine gider ve işledikleri vahşeti kutlarcasına gitar çalıp dans eder.

Muhammed'in kaçırılmasını duyan Kudüs halkı, geniş çaplı protesto gösterileri düzenler. Ancak işgal polisi, protestocuların etrafını sarar ve onlara gaz ve ses bombalarıyla saldırır.

Yapılan aramalar sonucu Muhammed'in nazenin bedeni yanmış halde ormanlık alanda bulunur. Muhammed'in naaşı işgalciler tarafından ailesine teslim edilir. Köy mezarlığına götürülen Muhammed'in naaşı, binlerce Filistinlinin katılımıyla toprağa verilir.

"Bir işgalci Araplar tarafından yakılsaydı 20 müebbet hapisle yargılanırdı"

Muhammed'in canice öldürülmesine ilişkin açılan dava sonucu işgal mahkemesi 3 kişi hakkında hapis cezası verir ancak karar herkes tarafından tepkiyle karşılandı. Muhammed'in babası karara ilişkin, "Bir Arap bir israilliyi yaksaydı, ertesi gün evini yıkıp tüm ailesini tutuklar ve ömür boyu hapse atarlardı ve yirmi müebbet hapisle yargılanırdı." ifadeleriyle işgalci rejimin hukuksuzluğuna dikkat çekmişti.

Muhammed vahşice şehit edildi ancak onu bu şehadeti direnişin azmini biledi. Kudüslü her çocuk, Muhammed'e yapılan vahşetin hikayeleriyle büyüdü. Muhammed'in şehadeti, işgalci rejim zulmünü bir kez daha dünya kamuoyunun gözleri önüne serdi. (İLKHA)