Çınar: Şartlar zorlanarak kurban kesmek için gayret edilmeli
Zilhicce ayının önemi, bu ayda yapılacak ibadetler ve kurban ibadeti ile ilgili değerlendirmede bulunan Araştırmacı Yazar Molla Cemal Çınar, zilhiccenin ilk on gününün ihyası ve kurban kesmek için herkesi gayret etmeye, şartları zorlamaya davet etti.
Bir imtihan vesilesi olarak Hazreti Âdem'in çocuklarından başlayarak günümüze kadar devam eden kurban ibadetine ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Çınar, Resul-i Ekrem Aleyhissalatu Vesselam zamanından bugüne kadar farklı görüşler olmakla birlikte sahih olan görüşe göre kurban kesmenin vacip bir ibadet olduğunu ifade etti.
Şafii mezhebine göre sünneti müekkede olarak kabul edilen kurban ibadetinin Hanefi mezhebine göre vacip hükmünde olduğunu belirten Çınar, mezhep fark etmeksizin bu ibadetin eda edilmesi için gayret sarf edilmesi gerektiğini vurguladı.
"Zilhiccenin ilk 10 günü nasıl değerlendirilmeli?
Çınar, "Kurban da bu zilhicce ayı içerisinde 10, 11, 12 ve 13'üncü günlerine teşrik günleri, 10'uncü gününe yevmün nahr (kurbanın kesildiği gün) denilir. Böylece zilhiccenin ilk on gününün İslam'da ayrı bir fazileti olduğunu görüyoruz. Hatta Fecr Suresi'nin ikinci ayetinde Allah'u Teâlâ on güne yemin etmiştir. Müfessirlerin çoğunluğuna göre bu on gün zilhiccenin on günüdür. Fıkıhta, İslam kültür külliyatında mübarek bir zaman dilimidir. Hatta İslam'dan önce bile zilhiccenin ilk on gününde birçok ibadet yapılıyordu. Ancak İslam ile birlikte Resul-i Ekrem Aleyhissalatu Vesselam'a Peygamberlik verildikten sonra İslam hukukunun emirleri doğrultusunda o günler faziletli kabul edilerek oruç tutuluyor. Dolayısıyla o günlerde insanın saçını bile tıraş etmemesi lazım. Bu da çoğunlukla hacda olan hacılar içindir. Hacılara hürmeten dışarıda da böyle yapılabiliyor. Çünkü o mübarek günlerde insanın vücudundaki uzuvlar, bir tırnak bile o günlere ulaşmak istiyor. Zilhiccenin ilk on gününde oruçlar tutulur. Teşrik günlerinde de 5 vakit namazın sonunda arefe günü sabah namazında başlayıp bayramın 4'üncü gününün ikindi namazının farzının sonuna kadar cemaatsel veya ferdi kılınan namazlarda bu tekbirler getirilir. Allah'u Teâlâ sıhhat ve afiyetle âlemi İslam'ın ulaşmasını naip eylesin." dedi.
"Nisap miktarı malı olana kurban kesmek vacip olur"
Kurban kesme hususunda insanların ekonomik şartlarını zorlaması gerektiğini belirten Çınar, "Kişi, yıllık yiyeceğinden, giyeceğinden, sofraya yaptığı masraflardan biraz kısarsa yıl içerisinde kurban parası çıkarabilir. Allah yolunda yapılan harcamaların yerini Allah doldurur. Hanefi mezhebine göre bir insana kurbanın vacip olabilmesi için nisap miktarı mala sahip olması gerekir ancak zekât gibi değil. Zekâtta akar olması lazım. Mesela Hanefi mezhebine göre bir insan kendisine ait dört odalı bir daireye sahipse ve bu odalardan birisini kullanmıyorsa veya iki mutfağı varsa ve bunlardan birisini kullanmıyorsa onun ederi de 81 gram altına eşdeğer ise bu kişiye kurban kesmek vacip olur. Bu durumda zekât düşmez ama kurban kesmesi gerekir. Bir kişi Allah rızasını gözeterek kurban kestiğinde, kestiği kurban kurbanın damarlarından akan kan gibi kişinin günahlarının silinmesine, af olunmasına vesile olur. Mahşerde de sırat köprüsünü geçmeye, hatta bazı rivayetlerde kurbanını bir binit olarak kullanıp sıratın üzerinden geçeceği söyleniyor. Bunların hepsi kurban kesmenin önemi için söylenen hadislerdir. Demek ki asıl sevap kişinin zor olan işi yapabilmesidir." diye konuştu.
Borçla veya taksitle kurban alınıp kesilebilir mi?
Kurban ibadetinin eda edilmesi adına kişinin borç alarak söz konusu ibadeti yapıp yapamayacağına ilişkin çokça soruların da sorulduğunu hatırlatan Çınar, bu soruya şu şekilde cevap verdi:
"Diyelim ki kurban zamanında paranız yok. Bir yerden borç edilse ve sonradan verilebilecek bir borç ise bu şekilde kurban kesilebilir. Taksitle de alınıp kesilebilir. Hatta bazı İslam'i finans bankaları kurbanı alıp üzerine kar koyarak taksitle satsa alınıp kesilse de caizdir. Borç etmek, taksitle almak, ödünç almak veya birisi sizin yerinize kurban parası verip sonradan kendisine ödemek kaydıyla da kesilebilir. Hanefi mezhebinde her aileye değil ailede malı olan herkese ayrı ayrı kurban düşer. Kurban, Hanefi mezhebine göre aile reisinin kesmesiyle diğer aile bireyleri üzerinden vacibiyeti kalkmaz. Şafii mezhebinin görüşüne göre sünneti kifayedir. Dolayısıyla aileden birisi kesse diğerlerinin üzerinden kalkar ama bu konuda imam Şafii yalnız kalıyor. Dolayısıyla diğer imamlara göre malı olan kurban keser. Mutlaka kurban kesmeye gayret edelim. Allah'u Teâlâ şimdiden keseceğiniz ve kestiğiniz kurbanları kabul eylesin inşallah." (İLKHA)