Tepeköy Katliamı'nın üzerinden 30 yıl geçti
26 Haziran 1992 yılında, Şırnak'ın İdil ilçesine bağlı Tepeköy köyünde yola mayın döşeyen PKK, 4 mazlumu katletti. Aradan geçen 30 yıla rağmen PKK'nin vahşeti unutulmazken şehidler rahmet ve minnetle yâd ediliyor.
PKK, kimi zaman mazlum halkı çocuk, kadın ve yaşlı demeden köy meydanlarında topluca katletti, kimi zaman da camileri basarak vahşi saldırılar gerçekleştirdi.
PKK'nin halka yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda hedef gözetmemesi, çocuk ve kadınları da bu saldırılarda katletmesi, binlerce aileye hafızalardan silinmeyen acılar yaşattı.
PKK'nin katliamlarla dolu tarihinden birisi de Şırnak'ın İdil ilçesine Bağlı Tepeköy (Xirabêrepin) köyünde gerçekleştirdiği mayınlı saldırıdır.
26 Haziran Cuma günü tarlalarında biçtikleri buğdaylarını traktöre yükleyip eve dönerken PKK'nin yola döşediği mayına basması sonucu Abdülkerim Özel (34), İbrahim Kartal (28), Hediye Baştuğ (35) ve Menice Kartal (16) şehid olurken, Abdulvahhap Kartal (54), Adila Kartal (57), Sadiye Özel (47), Ali Özel (51), Ayten Özel (51), Taybet Baştuğ da (51) yaralandı.
“Şehid İbrahim’in Davası İslam davasıydı. Peygamber Efendimizin davasıydı”
Tahir Kartal
Şehid İbrahim Kartal’ın kimseye zararı olmadığını belirten Tahir Kartal, “Şehit İbrahim'in ahlakı güzel, etrafı tarafından sevilen birisiydi. Şehit İbrahim, İslam davasını anladıktan sonra camiden çıkmaz oldu. Kur’an’ı Kerim elinden düşmez olmuştu. Çocuklar ile çocuk, büyükler ile büyük gibiydi. O güzel ahlakın sahibiydi. Kimse ondan ne bir zarar görmüştü ne de kimseye zararı olmuştu. Davası İslam davasıydı. Peygamber Efendimizin davasıydı. Kuran yolunun davasıydı. İslam davasını anlayıp davet etmeye başladığında PKK'nın zoruna gitti. ‘Niye bizimle hareket etmiyorsunuz?’ diye tehditlerde bulundular. Şehit İbrahim de bunların tehdidine aldırmadan davasını sürdürmeye devam etti. Böyle yaparken tehditlerle karşılaşıyordu. Önce köydeki evleri tarandılar. Roketatarla saldırıda bulundular. En son köyün girişine 26 Haziran Cuma günü mayın döşediler. Bu saldırıda köyümüzden 4 şehit verdik.” şeklinde konuştu.
“Çevre köylüleri tehdit ederek bizlere ambargo uyguladılar”
Hacı Abdullah Özel
Hacı Abdullah Özel, “Şehit Abdülkerim’in ahlakı İslam ahlakıydı. Köyümüzde İslami davanın ilk fertlerindendi. Tabii İslam davasını anladıktan sonra bu köpeklerin zoruna gitti. PKK köyümüze defalarca gelip gitti. Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aynı bu şekilde tehdit ediyordu. PKK köyümüze ambargo uyguladı, defalarca roketli saldırılarda bulundu, evlerimizi taradı. Sırf onları gibi düşünmediğimiz için bizlere bu zulmü reva gördü. PKK çevre köylüleri tehdit ederek bize ambargo uyguluyorlardı. Ne alışveriş yapabiliyorduk ne buğdayımızı öğütebiliyorduk. Şehid Abdülkerim İslam davasını öğrendikten sonra PKK'nın zoruna gitti, Zulümleri daha da çetinleşti. En son 26 Haziran 1992'de tarladan dönerken köyümüzün girişinde daha önce tuzakladıkları mayına basan traktörden 4 şehidimiz oldu. Allah hakkımızı yerde bırakmasın.” dedi.
“İslam davasına tutunduğumuz için hiçbir zaman pişman olmadık”
Sadiye Özel
Sadiye Özel, “Bizleri defaatle tehdit ettiler. Biz tarlayı sürmeye gittiğimizde dönüş yolunda yolumuza mayın döşemişlerdi. Daha önce söylemişlerdi bunlar size saldıracak diye. Biz de kendimizi Allah'a emanet ettik. Allah'ın yolundaydık ne gelirse Allah'ın izniyle gelir. Amcam Abdülkerim, kuzenim ve amcamın kızı şehit oldu. Biz onların yolunda değildik. Ben bu saldırıda 19 yaşındaydım, saldırıdan sonra %90 felçli olarak kaldım. 30 yıldır bu acıyı hala unutmadım. İslam davasına tutunduğumuz için hiçbir zaman pişman olmadık. Biz onların yolunda olmadık, onlarla beraber olmadık o batıl yolu İslam davasına tercih etmedik. Yıllarca çevre köyler de PKK’nin zoruyla bize ambargo uyguladılar. Köyümüzün yolunu kapattılar. Bizleri sürekli tehdit ettiler. Bunların yaptığı zalimliği hiç kimse kendi kavmine yapmamıştır. Allah Teâlâ onlara fırsat vermedi. İnşallah bir daha fırsatta vermez. Biz yolumuzdan dönmedik dönmediğimiz içinde Allah'a binlerce şükürler olsun.” İfadelerini kullandı.
“Amaçları köyü tamamen çocuklarla, yaşlılarla beraber yok etmekti”
Mele İsa Özmen
İslam davasına sarıldıkları için köylerine saldırdıklarını söyleyen Mele İsa Özmen, “Bizler İslam davasını daha önceden tatmıştık. PKK bize geldiğinde bu davadan vazgeçmemizi kendileriyle hareket etmemizi istediler. Bizler Müslümanız kalbimizde Allah aşkı var. Bizim bu davayı kabul etmemiz onların zoruna gitti. Bazıları gelip ‘siz bizi utandırıyorsunuz niye PKK ile beraber hareket etmiyorsunuz?’ diye tehdit ediyorlardı. Birkaç kez önce sözle tehdit ettiler sonra saldırıya geçtiler. Eğer mesele Kürtlerse biz de Kürdüz. Fakat onların davası kürtlükle değil İslam'a karşı bir davaydı. Biz Müslümanız ve İslam'ın evlatları olduğumuz için onların davasını kabul etmedik. Biz onları kabul etmediğimiz için önce 2 kez ayrı şekilde sözcü gönderdiler. Biz kendi davamızı onlara söylediğimizde de bu onları hiddetlendirdi. Diğer köyden birisi beni çağırarak ‘Hacı İsa dikkatli olun size 600 kişilik bir grup bile saldıracaklar siz tedbirinizi alın ve Allah'a dua edin ki Allah sizi bunlardan korusun.’ Dedi. Geldiler evlerimizi taradılar. Roketatarlarla saldırdılar. O akşam sabaha kadar 14 roketle evime, amcamın evine, babamın evine ve köylülerin evlerine saldırdılar. Hamdolsun bir şey olmadı. Duyduğumuza göre amaçları bu saldırıdan sonra köyü çocuklarla, yaşlılarla beraber tamamen yok etmekti. Biz Allah'a teslim olduk. Allah bizi onların bu şerrinden korudu.” dedi.
Özmen, “Allah u Teâlâ Kur'an'da diyor zalimlerden korkmayın ya biz şehit olacaktık ya da gazi olacaktık. Evlerimize köyümüze defaatle saldırdılar bunun sayısını artık hatırlamıyoruz ama onlara boyun eğmedik. Davamızdan İslam davasından geri durmadık. 26 Haziran günü yola döşenen mayın da şehit olan Abdülkerim Özel ile bir yerde otururken bir arkadaşım ‘Abdülkerim sen şehit oluyorsun’ dedi. 2 gün sonra mayın patladı. Abdülkerim de şehitler arasındaydı. Aradan geçen 30 yıla rağmen ne şehitlerimizi unuttuk ne de bize yaptıkları bu katliamı. Biz onlardan olmadığımız için bize bunu reva gördüler. Ya onlara tabi olacaktık ya buradan gidecektik ya da öldürülecektik. Biz ne onlara tabi olduk ne topraklarımızdan vazgeçtik ne de onlara boyun eğdik. Davamızdan da geri durmadık. Biz Allah u Teâlâ’nın yolundan ayrılmayacağız. Allah’u Teâla bizleri de şehitlerin yolundan gidenlerden eylesin şehadetleri kabul olsun.” şeklinde konuştu.
“Şehitlerin parçalanmış bedenleri daha sonra zor bulunabildi”
HÜDA PAR İdil İlçe Başkanı Mehmet Selim Narçın
PKK’nın kendileri gibi düşünmeyen herkese saldırdığını söyleyen HÜDA PAR İdil İlçe Başkanı Mehmet Selim Narçın, “Bugün 26 Haziran 1992'de Tepeköy de yapılan mayınlı saldırının yıldönümü Geçmişe baktığımızda PKK'nın Müslüman Kürt düşmanı olduğunu, sadece Kürtler üzerinde bir saldırı yaptığını görüyoruz. Bunlardan birisi de Tepeköy’de yaptığı saldırıdır. Kendisi gibi düşünmeyen herkese saldırılar yapıyordu. En son yaptığı mayınlı saldırı gerçekten zalim ve gaddarcaydı. Tarladan dönüp Cuma namazına yetişmeye çalışan köylüler, yollarına önceden döşenmiş mayına basarak araçları patladı. Saldırıda 4 köylümüz şehit oldu. Şehitlerin parçalanmış bedenleri daha sonra zor bulunabildi. Böyle bir katliam gerçekleştirdi. Aynı günün gecesinde Diyarbakır'a bağlı Silvan’ın Susa köyünde Camide namaz için bekleyen cemaati cami önüne toplayıp katlettiler. Onlar gibi düşünmeyen herkese saldırdılar, katlettiler. Bu saldırıların genelinde Kürtler katledildi. Bu zulüm Kürtlere yapıldı. Tepeköyü sakinleri de onlar gibi düşünmediği için, onlara tabi olmadıkları için bu saldırılara maruz kaldı. Aradan geçen 30 yıla rağmen bunların yaptığı katliamları unutmadık unutmayacağız.” dedi. (İLKHA)