TYT-AYT'ye girecek öğrencilere uzmanlardan önemli tavsiyeler
Eğitim-Bir-Sen Malatya 1 No.lu Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, TYT-AYT'ye girecek öğrencilerin önümüzdeki 3 ayı iyi değerlendirmeleri gerektiği tavsiyesinde bulunarak bu konuda ailelere de sorumluluklar düştüğüne vurgu yaptı.
Eğitim-Bir-Sen Malatya 1 No.lu Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, gerek 12'nci sınıfı bitirecek gerekse daha önce mezun olup TYT-AYT'ye girecek olan öğrencilerin kalan 3 aylık süreyi nasıl değerlendireceklerini ve ailelerin bu sürede öğrencilere nasıl destek olacakları yönünde İLKHA'ya önemli açıklamalarda bulundu.
Aşırı stresten uzak kalınması gerektiğini belirten Söylemez, bunun yolu da sınava girilecek konulara hâkim olunmasından geçtiğini ifade ederek konulara hâkim olunduğu takdirde stresin de kendiliğinden azalacağını söyledi.
Disiplinli çalışmanın önemine değinen Söylemez, bir konudan yapılacak eksik bir sorunun binlerce öğrencinin gerisine düşürülebileceği gibi disiplinli çalışıp öğrenebilecekleri bir konudan yapacakları bir sorunun da binlerce öğrencinin önüne geçilebileceğine dikkat çekti.
Bazı ailelerin çocuklara ders konusunda baskı yaptığını, bazı ailelerin ise umursamazlık gösterdiğine vurgu yapan Söylemez, bu süreçte ailelerin çocukların arkalarında durarak güven vermeleri ve bunu çocuklara hissetmeleri gerektiği tavsiyesinde bulundu.
İnternet ve sosyal medyanın kullanılmasına da değinen Söylemez, güzel amaçlar için araç haline getirildiğinde iyi ama bunların esiri olunmaması ve dengeyi korunması çağrısında bulundu.
"Aşırı strese girmemek adına önümüzdeki 3 ayı iyi değerlendirmemiz gerekiyor"
Aşırı stresin ya da sıfır stresin öğrencileri etkilediği bir döneme girildiğini kaydeden Söylemez, "Tabiki aşırı strese girmemek adına şu anda yaklaşık 3 aylık bir süremiz var ve bu süreyi iyi değerlendirmek gerekiyor. Bu süreyi iyi değerlendirmek ve sınav dönemine kadar sınav anında strese girmemenin en iyi yolu, konulara hâkim olmaktan geçiyor. Bir insanı en çok strese koyan, eksik bıraktığı konular varsa başaramama korkusudur. Bunun yolu işi şansa bırakmadan, bir saatimizi dahi heba etmeden, günü güne, saati saatine, konu konu, bize lazım olan bütün konulara hâkim olmaya çalışmaktır. Eğer siz birçok konuya hâkim değilseniz ve 'Ben bu 3 ay içerisinde bu konuları yetiştiremem.' stresi çekiyorsanız ve konuda geri adım atarsanız zaten bu işi bitirirsiniz. Bu 3 ayı doğru değerlendirip konuların yüzde 80'ni, 90'ı, yüzde 100'ü hangisi yetişecekse günü gününe bunları tamamlamak ve bir güven gelmesini sağlamaktır. Bu güven geldikten sonra otomatikman stres azalacaktır." dedi.
"Ailelerin 'Siz üzerinize düşeni yaptıktan sonra biz her konuda arkanızdayız' demesi gerekiyor"
Söylemez, "Bu konuda sıfır stresin de sıkıntılı olduğunu düşünerek bu yoğun stresi yaşamamada ailelerinde büyük rolü olduğunu kanaatindeyim. Evet, iki türlü olarak çocuklarımıza zarar veren aile tipleriyle karşılaşıyoruz. Birincisi, 'Çocuğum şu üniversiteyi, şu bölümü, şu ili mutlaka kazanmak zorundasın ve ilk 10'a ya da ilk 100'e girmek zorundasın baskısı, bizim böyle bir şey söylemeye hakkımız yok. İkincisi ise 'Sen rahat ol önemli değil, kafana göre takıl.' cümlesi de doğru değildir. 'Siz üzerinize düşeni yaptıktan sonra biz her konuda arkanızdayız. Bu sene önemli bir yere girersiniz, giremediğiniz takdirde inşallah eksiklerinizi giderip bir sonraki dönem güzel bir yere girersiniz.' şeklinde bir orta yolla çocuğumuza destek olmamız gerekir." tavsiyesinde bulundu.
"Heba edilecek bir saatimiz bile yok"
Sınavın son anına kadar ders çalışmanın bir anlamının olmadığını belirten Söylemez, şöyle devam etti:
Sınava 2 gün kala çalışmanın tamamen bırakılması gerekir. Son 2 güne kadar bütün konuları bitireceksiniz ve son 2 gün dinleneceksiniz ancak son 2 gün gelmeden önce 2-3 gün kala son yılların sorularını aynen sınav günü gibi erken kalkmak şartıyla o sınav disiplini içerisinde çözmenin ciddi manada bir faydası olduğu kanaatindeyim. Sınava 2 gün kala ders çalışmayı bırakıyoruz. Beslenme ve uyku düzeni gibi konularda da uzmanların tavsiyelerini dinlemek gerekiyor. Özellikle bunu belirtmek istiyorum. Bu son değil ama önemsenmeyecek kadar da kıymetli değil. Bir saatlik bir çalışmada eksik bıraktığınız bir konudan yapacağınız eksik bir soru binlerce öğrencinin gerisine düşmektir. Disiplinli olarak çalışıp daha sonradan öğreneceğiniz bir konudan çıkacak bir soruyu yapmakta binlerce öğrencinin önüne geçmek demektir ki bizim heba edilecek bir saatimiz bile yok.
"İnternet ile sosyal medyanın esiri olmamamız gerekir"
Söylemez, öğrencilerin bu sürece sosyal medya ve internet kullanmalarına da değinerek "Bunu yasaklamak bir çözüm değil. Güzel bir araç olarak kullananlar olduğu gibi olumsuzluğa sevk eden yönleri de var. Biz internet ve sosyal medyayı kendi güzel amaçlarımız için araç haline getirebilirsek sıkıntı yok yalnız onların esiri olduğumuz andan itibaren de tamamen tükeniriz çünkü her şeyde denge çok önemlidir." diye uyarıda bulundu.
"Biz sürekli çocuklarımıza öğüt vermek yerine onlara örnek olmayı ve örnek olma yolunu denemeliyiz"
Son olarak Söylemez, "Adalet ve güven noktasında ciddi manada adım atıp, toplumda adaleti ve güveni tesis etmemiz gerekiyor. Çocuklarımızın da bunu büyüklerden görmesi gerekiyor. Biz sürekli çocuklarımıza öğüt vermek yerine, onlara örnek olmayı ve örnek olma yolunu denemeliyiz. Tüm öğrencilerimize, öncelikle sağlık iman, ahlak ve başarı diliyorum." dedi. (İLKHA)