Sema nehirlerinden aktı nur pınarı
Parça parça dağıldı katmerli karanlıklar
Yarıldı tohum!
Bir çiçek açtı yeryüzünün orta yerinde
Rahmet ikliminde boy aldı nihal
Pamuktan elleriyle dokundu çelikten sinelere
Işıl ışıl büyüdü sevgi ülkesi
Kökleri derinlerde
Ebedden alır letafet haberini
Doğuya ve batıya uzatır merhametli elini

Şefkat yüklü yüreğinden akar nur pınarı
Önünden gider elçilerin
Kâinatı kuşatır alnındaki letafet
Yankılanır sesi doğulardan batılara
Aydınlanır kara bahtı insanlığın
Hayat bulur nefesinde ins-u cin taifesi

Ey yolcu!
Budur insanlığın can damarı
Yerlerin ve göklerin ab-ı hayatı
Sultanı olmak istersen kâinatın
Ukbanın bahçesinde bir gül
Letafetin ruhunda diril
Ebedilik iksirinden iç
Uzat elini Güzellikler Sultanına
Uzat ki hayat bulsun kurumuş dudakların
Dünyada ve ukbada can alsın bezgin ruhun

Güzellikler Sultanı
Gülümse bize!
Bir el at sahraya dönmüş ufuklarımıza
Vahyin pınarlarında ıslat gözbebeklerimizi
Günah yükünü çöz paslı omuzlarımızdan
Parmaklarından akan şefkat şarabıyla sula toprağımızı
Kitabın kanatlarına sar kırgın kalplerimizi

Güzellikler Sultanı
Bedeller tünelinde geçti çocukluğumuz
Acılar ekildi topraklarımıza
Meşakkat nehirlerinde yüzdük
Hicret ufuklarında boy aldı hasretimiz
Adınla ekildi toprak
Adınla bilendi sabır taşları

Ne hainler dayandı bize
Ne kepaze çağın eteklerine tutunduk
Hicret beşiğinde büyüttü annelerimiz
Bembeyaz umutlar damladı dualarımızdan
Son karartısı kaldı uzun gecenin
Şafak vaktinin siyah beyaz ipliğinde
Gözlerinden aldık semavi haberleri
Merhem oldu, sardı yaralı ruhumuzu

Güzellikler Sultanı!
Bakir uykularda gördük masum rüyayı
Sabır ufuklarında harcadık ömrün baharını
Necip zamanlarda durduk asil secdelere
Sevda pınarlarında yıkadık çocukları
Tevhide adanmış düşümüzdü zindan
Yusuf’un ardından aktı derelerimiz
Kana boyandı el değmemiş saatlerimiz
Bir seher vaktinde
Allahuekber ikliminde
Kanlı gömlekleriyle geldi azizlerimiz

Güzellikler sultanı!
Sen yokken,
Cehennemler döküldü üstümüze!
Yasa boğuldu yerdekiler, göktekiler
Gırtlağına yapıştı ölüm memleketimin
Ağlayarak doğdu masum bebekler
Korku terleri aktı anaların kırışmış alınlarından

Güzellikler Sultanı!
Uzat nazenin ellerini
Dokun yoluna dikilmiş leylaklara
Nur pınarında ıslat omuzlarımızı
Sabır mektebinde büyüt direniş lalemizi

Güzellikler Sultanı!
Kötülüklerini kussa da zaman!
Sahralara dönse de umut yüklü iklimler
Karanlıklara meftun olsa da günler
Keder haberleriyle esse de rüzgâr
Alınlarımızı çatlatsa da ölüm fermanı
Bir gül gibi büyüyecek
Kurşun gibi hedefine varacak
Bize sunduğun masum haberler

Güzellikler Sultanı!
Avuçlarımızda kanlı gömleklerimiz
Zorlu bir kavganın orta yerinde
Direniş destanları dinledik analarımızdan
Bir tohum ektik kalplerin derinliklerine
Bir iz bıraktık aşılmaz çağın güvertesinde
Avucumuzda can çekişti sinsi rüzgârlar
Zor geçitlere dayandık adına tutunarak

Güzellikler Sultanı
Bu kavga sürecek
Bu sevda büyüyecek Ey Resul
Tevhidin rengini alacak zaman
Güneşimiz doğacak Mü’min ufukların tepelerinden
Muhammedi çiçekler açacak bahçemizde
Eve dönecek muhacir çocukları
Adınla kurulacak hayat
Adınla kurulacak nurlar ülkesi Ey Muhammed (sav)

(Abdurrahman Yolcu/Hürseda Haber)