• DOLAR 32.45
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...
Davet Yolcularının Kaleminden Sözler
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İnsanlar, ihmal ve göz ardı edilmekten nefret ederler. Lisan-ı halleriyle, “bizi unutma, bizi say, bizi ara bize telefon et,” derler.

İnsanların övmeleri veya yermeleri seni davandan alı koymasın. Yapılan işten Allah razı ise gerisi önemli değil.
Dünyayı gözünde ve kalbinde küçült. Bil ki dünyanın bir sinek kadar değeri olsaydı, Allah kafirlere ondan bir damla tattırmazdı.

Vaktini İslam’a ve davana harca. Bil ki İslami çalışmada israf yoktur.

İslâm davetini ve devletini kalplerimizde ikame edelim ki Allah onu yeryüzünde ikame etsin.

İslâm’ın davetçiye olan ihtiyacı şehitlere olan ihtiyacından daha fazladır. Çünkü davetçi şehadet bilincini oluşturan şahsiyettir.

İslâmi neşriyatı takip et; ayda bir ders, haftada bir kitap, günde bir gazete okumaya çalış.

İşlerini yarına bırakma. Bil ki erteleyenler helak oldu.

Mübah olduğu halde senden terk etmen gereken şeyler istenirse bunu isteyen merciye itaat et.

İttifak ettiğimiz konularda birbirimize yardım edelim, ihtilaf ettiğimiz konularda ise birbirimizi maruz görelim.

Kardeşinin kötülüklerini ortaya koyup, iyiliklerini görmezden gelmek zulümdür. Keza, hayır kuruluşu dernek ve cemaatlerin hatalarını ortaya koyup iyiliklerini görmezden gelmek de zulmün diğer bir çeşididir.

Kardeşler üçtür: Kalbini ve kasasını açan, kalbini açıp kasasını kapatan, hem kalbini hem kasasını kapatan.

Kardeşlerinin meşru mazeretlerini kabul et.

Kendi görüşünü hak, diğerlerini batıl görme, her görüş Kitap ve Sünnete yakın olduğu ölçüde geçerlidir.

Kendi görüşünü tek doğru bilme. İstişare ve itaatten kaçınma.

İstişare sonucu yapılan bir iş hatalı da olsa rahat ol. Lakin danışılmadan yapılan işten sakın.

Kendinden yaşlıyı gördüğünde” iman ve amel ile önümdedir”, daha küçüğü gördüğünde “günah işlemeye ondan önce başladım” de.

Kıyamet günü Allah’a takdim edeceğin bir şeyin olmalı.

En önem verdiğin kişinin hastalığı için sağa-sola koşuşturduğun gibi, İslâm ve Müslümanların izzet ve zaferi için de çalış.

Kimse dinlemez gerekçesiyle hakkı gizleme, her bitkinin yetiştiği ortam olduğu gibi, hak kelimesinin de yetişeceği ortamlar vardır.

Kur’an okurken anlayarak oku, en azından mealiyle oku.

Bir davanın haklılığı, nebevi hareket çizgisine(siyere) paralel olduğu kadardır.

Kur’an-ı anlayacak seviyede Arapça öğrenmeye çalış.

Muarızlarımız kendi aralarında ihtilaf da etseler, İslâm’a karşı duruşta bir olduklarını unutma.

Müslüman’ın değeri, İslâm için ortaya koyduğu hizmetlerle orantılıdır.

Rabbin, “ dinim için ne yaptın” diye soracağı gün verecek bir cevabın olsun.

Rahat ve huzurun başkalarını İslâm’a davet etmede olsun. Başta Peygamberler olmak üzere, İslâm davetçileri rahatlarını başkalarının rahatında görmüşlerdir.

Dünyanın geçici rahatlığını isteme, ancak Firdevs cennetinde rahat edeceğini bil ve oraya varmadan rahat edilmeyeceğinin farkında ol.

İnsanların hata yapabileceklerini unutma. Fertlerin hatalarından dolayı davana sırt çevirme. Bil ki güneşe karşı gözlerini kapayan sadece kendini karanlıkta bırakır.

Sakın davayı şahıslara bağlama. İnsanlar fani dava ise bâkidir.

Seninle olmayanlara; “bizimle olmuyorsanız hiç olmasa bizim aleyhimizde bulunmayın” de.

Tek başına çözemediğin problemleri, kendinden daha ehil ve daha yetkili şahıs veya makamlara ulaştırmaya çalış. Mesela aynı camiayı paylaştığın bir kardeşinin sorununu çözemediğin an, camiada yetkili ve ehliyetli mercilerle hal etmeye çalış.

Kendi görüşünde ısrar etme. Beşer ürünü işlerde hata daima bulunur.

Hatalı ve yanlış olduğunu anladığın bir hususta geri dönmeyi bil. Büyüklük doğru olana ulaşmaya çalışmaktadır.

A.selam DURGUN/Söz ve Kalem Dergisi Nisan 2013

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir