Aslında bu kıvılcımı ateşleyen kim ise, bu gizli eller de oraya bağlı. Bu anlamda afişi asanlara saldıranlara bakmak lazım. Muhtemeldir ki orası da önceden planlanmıştır. Çünkü bu etkinliğin olacağını önceden ilanı yapılmıştı ve tüm üniversiteye bunun afişleri dağıtılıyordu. Birileri bunun fırsat bilerek pusuya yattı ve planlayıp programladı.

Tam da işleri istediği gibi gidiyordu, ama bazı aklıselim sahibi Hüdaparlılar çıktı da provakasyon uyarıları yaptılar. Ortalığı yatıştırdılar. Ayrıca o çirkin sözler sayfasında yayınlanan milletvekili de o sözlerin kendisine ait olmadığını söyledi.

Böylece bir provokasyon ve gizli eller operasyonu da akim kaldı inşallah. Belki bugün de bu oyunun ikinci perdesini oynamak isteyenler çıkabilir, bence kaale bile alınmalılar. Ne kadar çırpınırlarsa o kadar batarlar. Onların babaları şu anda Silivri’de hesap veriyorlar. Dışarıdakilerin de inşallah hesapları tutmayacaktır. Bence o malum milletvekili polise başvurarak bu gizli elleri deşifre etmeli. Yoksa bu onlara kar kalır ve bir daha bir daha denerler. Ta ki tutana kadar.

Durup dururken bu halkın huzurunu bozanlar hep bu gizli ellerdir. Kafasını gözlerini sararlar ve milletin arasına dalarlar. Kimi zaman da maske takarlar. Bazen de normal bir insan kılığındadırlar. Ama bunların hepsinini ortak özelliği kışkırtıcılık. Her konuşmaları ve söylemleri birilerini kışkırtmak, milleti birbirine düşürme amaçlıdır. İşte onları asıl ele veren bu yönleridir.

Milleti birbirine kim düşürmeye çalışıyorsa, sözleri ve eylemleri ile bunu yapıyorsa gizli eller onun elleridir. Kim kardeşliği ve sükûneti bozuyorsa gizli eller onun elleridir. Kimin söylemleri milleti kine ve düşmanlığa sevk ediyor ise asıl provokatör odur. Onun kimden taraf olduğu, ne söylediği önemli değildir. Barışın, kardeşliğin ve huzurun oluşmasına mı katkıda bulunuyor, yoksa daha çok alevlenmesine mi çalışıyor? İşte asıl kimlik budur. Asıl kimin taraftarı olduğunu belli eden husus burasıdır.