• DOLAR 35.443
  • EURO 36.354
  • ALTIN 3063.15
  • ...
Kemale Doğru Yol Al
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Evet, bir önceki sayımızda insanoğlunun kendisini bilmesi ve tanımasını ele almıştık. Kendini, hayatını sorgulayan her bireyin eksiklik ve kusurlarıyla karşılaşacağı muhakkaktır. Kendini bilen, eksiklik ve zafiyetlerinden kemal evsaf sahibi Rabbi Rahim’e yönelerek Rabbini bilir.

Rabbini bilenin noksanlıklardan münezzeh ve tüm güzel vasıfların sahibi olan Rabbine layık kul olmak -yolunu bulmak-  için kendi eksikliklerine ve kusurlarına çareler arayacaktır.

Böyle bir çaresizin şüphesiz yegâne çaresi Rabbidir, Rabbinin buyruklarıdır.

Nitekim siz de takdir edersiniz ki bir makineyi eksi ve artılarıyla en iyi bilen onun mucidi olduğundan İnsanı da eksi ve artılarıyla en iyi bilen ve insana en doğru yolu gösterecek olan şeksizO’nun yaratıcısı Allah’tır. O zaman Allah’ın; insanın dünya ve ahiret necatı için buyurduğu reçetesi Kur’an-ı Kerim yolunda eksikliklerimizi artılarla, kusurlarımızı da güzelliklerle değiştirebiliriz.

Madem öyle ey can!

Serdet eksiklik ve kusurlarını ki Kur’an ve öğretileri çare olsun derdine.

“Kullarım, Beni Senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten Ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm.  O halde, doğru yolu bulmaları için Benim davetime uysunlar, Bana iman etsinler.” (Bakara, 186) ayetine tutun da Rabbe yakın olmanın derdine düş. Duayla ehemmiyet kazan.

Yapıca aciz olduğundan güç, kuvvet ve kudret sahibi Rabbine dayan da ondan güç ve kuvvet al. Aceleciliğine ve sabırsızlığına karşı Rabbinin Es- Sabur isminden azıklan da müjdelenen saburun kervanına katıl.

İsyanlar –günahlar- yerine sabah akşam ibadet ve taatle hemhal ol ki ruhun, yüzün, hayatın ve geleceğin –ahiretin-  aydınlansın. Belini büktüren, omuzlarını çöktüren günahlardan nedamet duy, pişmanlıkla kavrul ki eksi olan günahların artıları hanene yazdırsın.

Sıkıntı ve sorunlara karşı “Dünya müminin zindanıdır” hadisine yapış. Sıkıntı ve sorunlarını onların üstesinden gelen sonsuz kudret sahibine yönlendir. O seni teskin edecek, sıkıntılarını, darlıklarını genişlik ve güzelliklerle tebdil edecek.  Hem unutma ki; Allah onları arındırmak ve mertebelerini yükseltmek için musibeti sevdiği kullarına verir.

Bunun için kalbini sıkıntıların işgalinden kurtarmak istiyorsan kalbini asıl sahibine bahşet. Kalbinde ancak O olsun. Atacaksa kalbin O’nunla ve O’nun için atsın. Duracaksa kalbin O’nun için dursun.

Aşını ve işini dert eyleme, O Rezzak-ı Rahimdir. Senin derdin, davan ve sevdan bunlar olamaz. Sen O’nu ve davasını sevda edin, dert edin. O senin fani dertlerini aşını, işini hal eyleyecek.

Maddiyatı ölçü almaktan vazgeç, manevi olarak yol alabildiğin kadar ihtiyaçlarına kapı arala.

Acziyetini alt etmek istiyorsan acziyetinle Hak dergâhına yönel. O zaman acziyetin sana şefaatçi olacak, acziyetinden yücelecek ve manevi güç kazanacaksın.

Rabbini an ve düşün. Sen O’nu andıkça O da seni anacak. Nimetler için şükür üstüne şükret de nankörlükten azad ol. O’nu anışındaki hazla keyiften dört köşe ol. Mevlevi misali ve ateşin etrafında dönen kelebekler misali aşkla dön de dön.

Bilmez misin her an, her saniye, kâinattaki zerrelerden ta galaksilere kadar her şey seni O’na davet ediyor. O kendine davet ettiriyor. Seni çağırtıyor. Nebatatın, hayvanatın ve cemadatın diliyle seni kendisine çağırıyor, her şey kendi diliyle “O” diyor. Dertlerini derman eylemek, sıkıntılarını gidermek, çaresizliğine çare sunmak ve kalbini tatmin etmek için O seni çağırıyor.

Belindeki dünya kamburunu bırak ki; Allah onu sana hadim kılsın. Özünde dünya seni kendisine bende kılacak kadar, senin kendisine gönül bağlayacağın kadar güzel değildir. Ahiretine yarayacak kadar, ahiretini imar edebilecek kadar dünyayla alıp ver. Ahireti de dünyayı da değer ve kıymetine göre hesaba kat. Dünyayı terk edebileceğin kadar dünyayla alıp ver. Dünyaya araçtan öte kıymet verme ki ahiretini tarumar edecek kadar fırsat vermiş olmayasın. Önce ahiret ve sonra yine ahiret olması için dünyalık namına hazırladığın A, B, C proje ve planlarını ahiretine hizmet için amade kıl. Hesaplarını önce ahiret ve sonra yine ahiret olarak düzenlemezsen içindeki dünya düşkünlüğünü mat edemezsin.

Maddiyatta zenginlerle değil fukarayla; Maneviyatta da facirlerle değil, sulahayla kendini kıyasla.

Mükâfat elde etmek için acele etme, zira dünya ücret yeri değildir. Ve gayrı bırak maddiyatın peşine düşmeyi. Hem unutma ki; buradaki güzellikler, genişlikler ahirette sana yük olmaktan başka bir şeye yaramayacaktır. Yarın işini zorlaştıracak yükü bugün vermekte isteksiz ve gevşek davranma, “Veren el alan elden üstündür” unutma. Verdikçe kazanırsın, infak ettiklerin bereketin mayasıdır. Verdikçe gönül zenginliğine erersin, dünyalık putunu yere serersin. Maddiyatın kıymetsizliğini anladıkça, vermenin tadına vardıkça onu infak edersin. Maneviyatla hemhal olduğun kadar maddiyatın kıymetsizliğini anlarsın.

Onun için açıl maneviyatın gizemli dünyasına. Kaptır kendini ruhun inceliklerine.

Daha sonra sana pişmanlık verecek olan yola tevessül etme.

Haksızlık bir yana haklı dahi olsan insanlarla faydasızca çekişmekten ve tartışmaktan uzak dur.

Daha sonra sağlığını sana iade edemeyecek dünya uğruna, sağlığını heder etme.

Seni yarı yolda bırakacak olan, mezarın başında terk edecek olan dünyaya –dükkâna, memuriyete, çalışmaya, eşe, dosta- bel bağlama.

Vahyin direktiflerine kulak kesil ve hayatında uygula ki; ahir gününde de bahtiyarlardan olasın.

Acizliğini ve bir damla pis sudan yaratıldığını unutma ki kendini bir şey zan etmeyesin.

İradeni midenin ve belinin hükümranlığından halas et.

Kurtuluşun vahiy ve aklın çizgisinde gerçekleşeceğini artık idrak et.

Ölümün hakikatine hazırlan. Ağız tadını acılaştıran ölümü an da an.

Yerilmeye göğüs ger, eleştirilmeye açık ol. Hatalarının dile getirilmesinden hoşnut ol.

Başkalarının sana yapmasını istemediğini başkalarına yapma, sana söylemek istemediklerini söyleme. Düşmanına karşı bile insaflı ve adaletli ol. Hiç kimseye karşı kötü zan besleme.

Manevi hastalıkların baş göstermişken maddi hastalıkların için velvele koparma.

Darlıklara sabretmen gerektiği gibi genişliklere de şükret, hakkını hakkıyla ver. Genişliklerden sonra darlıkların geleceğini, gelebileceğini düşün ve ona da hazırlıklı ol. Ne darlıkta ne genişlikte; ne zorlukta ne kolaylıkta O’ndan gafil olma. Unutma ki O her yerde hazır ve nazırdır.

Her nerede olursan ol O’na yönel. Kalbinin frekansını O’na ayarla. Gayen, sevdan, derdin ve davan her halükarda O olsun. O zaman dünya ve ahrette bahtiyar olursun. İşte o zaman Rabbi Rahim’in lütfuyle ilerlediğin yolda” kemalin zirvesine varırsın.

Mustafa Canan / İnzar Dergisi Mart 2011

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir