Hayrettin Karaman`dan Çözüm Süreci Yorumu
Çözüm sürecini topluma anlatacak `Akil Adamlar Komisyonu` için adı geçen İslam alimi Hayrettin Karaman, Türkler ve Kürtlerin Malazgirt`teki tarihi ittifakını adres gösterdi. Karaman `Alparslan, Anadolu`yu fethederken İslam kardeşliğini bağ yaptı` dedi.
PKK`ya silah bıraktırmak için başlatılan çözüm sürecinde toplumun farklı seslerinin oluşturacağı Akil Adamlar Komisyonu`nda ismi geçen Yeni Şafak Gazetesi yazarı, ünlü İslam alimi Hayrettin Karaman, Malazgirt`teki ruha vurgu yaptı.
Komisyonda ve isimler hakkında bilgi sahibi olmadığını ifade eden Karaman, bu süreçte kimin elinden ne geliyorsa bunu, ülke ve millet hayrına yapması gerektiğinin altını çizdi. `Toplum uzun süredir çözüm süreci için hazırlanıyor. İktidar da muhalefet de argümanlarını ortaya koyuyor, kamuoyu da bunu takip ediyor. Akil Adamlar Komisyonu kamuoyunu hazırlamak için kurulacaksa bu şimdiye kadar yapılanların yanında sürecin çok küçük bir parçası olur; yani asıl etki, şu ana kadar cereyan eden faaliyetlere aittir` dedi.
KIRMIZI ÇİZGİLER ZAMANLA DEĞİŞİR
Süreçteki kırmızı çizgilerinden bahseden Karaman, `Bazı kırmızı çizgiler vardır ki bunlar ihlal edilebilir. Ama bazılarından vazgeçilmesi mümkün olamaz. Bunlardan biri ülkenin bütünlüğü ve halkın birliği. Ancak vaktiyle bu ülkede Kürtçe konuşmak, Kürtçe TV açmak, Kürtçe savunma yapmak birer kırmızı çizgiydi. Bunlardan vazgeçildi, ülkeye de zarar vermedi` diye konuştu.
İSLAM ASABİYETİ HAREKET SAİKİ OLMAKTAN ÇIKARDI
1071`de Selçuklu ordusu Anadolu kapılarına dayandığı zaman Sultan Alparslan`a Kürt beylerinin yardım ettiğini ve fethi beraber tamamladıklarını hatırlatan Karaman şöyle konuştu: `Sultan Alparslan Kürtleri orduya davet ederken, `Ben Türküm, Türkçülük yaparım, siz Kürtsünüz Kürtçülük yapın` demedi. Ben Türkçülük yapacağım sizi de kendi bayrağımın altına davet ediyorum deseydi Kürtler bu davete icabet eder miydi? O zaman Türkçülük veya Kürtçülük yoktu. Diğer etnik unsurlar gibi Türk vardı, Kürt vardı. Eskiden kavim ve kabilelerin asabiyet taassubu vardı. İslam bunu tam olarak ortadan kaldırmasa bile bunu bir hareket saiki olmaktan çıkardı.`
FARKLILIKLAR ZENGİNLİK OLDU
Karaman, şöyle devam etti: `İslam, kendi atmosferine dahil olan kavimlere hareket saiki olarak Müslümanlığı getirdi. Araya bağ olarak da İslam kardeşliğini koydu. Tabii farklılıklar ideolojilerin temeli kılınmadı. Çok tabii olan bu farklılıklar, İslam ümmetinin zenginliğini oluşturdu. Temel hep İslam birliği oldu. Alparslan da buna dayanarak, `Ey kardeşlerim gelin ortak davamıza beraber yürüyelim` demiştir. Kürtler ve Türkler de beraberce öyle yaptı.`
Tabanınızı dikkate alın
Bölgedeki kanaat önderlerinin düşüncelerine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Karaman konuyla ilgili PKK ve BDP`ye de uyarılarda bulundu. Hiçbir siyasi hareketin tabanını göz önüne almadan başarılı olamayacağını vurgulayan Karaman, Kürt meselesini ister dağda ister Meclis`te kendileri için mücadele alanı kabul eden hareketin yöneticileri kendi tabanlarını nazarı itibara almak zorundalar. Biz biliyoruz ki bu ülkede yaşayan Kürt kardeşlerimiz oldukça dindar insanlardır. Taban ekseriyet itibarıyla böyledir. Tabanın herhangi bir konuda hareket etmesi, bir oluşuma destek vermesi için bunun inancına aykırı düşmemesi gerekir. Bölgedeki kanaat önderlerinin açıklamaları dinlenilmeli. Çünkü onlar tabanı, taban da yöneticileri etkiler. Kürt kimliği üzerine siyaset yapanlar bu dinamiği önemsemeli. Kaldı ki bölgenin kanaat önderleri herhangi bir siyasi hareketin etnisite üzerine kurulmasına rıza göstermezler` ifadelerini kullandı.
Kapılar kapanmasın
Toplumun çözüm sürecine destek verebileceği gibi karşı çıkma hakkının da bulunduğunu belirten Karaman muhalif olmanın düşmanlık yapabilmek anlamına gelmediğini belirterek, `Muhalif olmak vurmak, kırmak, öldürmek demek değildir. Ben şu çözüm şekline katılmıyorum demek hakkınızdır, bu demek oluyor ki sizin başka bir çözüm öneriniz var, o zaman o önerinizi öne sürersiniz. Bu öneri icraya geçebilecek durumdaysa, çoğunluk tarafından desteklenirse o olur. Demokrasilerde benim dediğim olmadı diye savaş ilan etmek, düşmanlık beslemek yoktur. Diyalog kapılarının hep açık tutulması ve farklı düşünceye sahip olanların bir araya gelip konuşabilmesi sürecin selameti için çok önemli. Bu diyalog halk arasında oluyor ancak siyasilerimizde yok. Siyasi çıkarlar çoğu zaman memleket menfaatlerinin önüne geçiyor` ifadelerini kullandı.
Yeni Şafak