Öcalan`ın Diyarbakır`da açıklanan ve çözüm sürecini fiilen başlatan mektubunun ardından peş peşe haberler, analizler yapılıyor.

Bu haber ve analizlerin hangisinin doğru, ne kadarının toplumu yönlendirme ve süreci sabote amaçlı olduğunu kestirmek de giderek zorlaşıyor. Yaşanan bu bilgi bombardımanı nedeniyle süreç için hayati önem taşıyan konu ve adımlar da doğal olarak dezenformasyon kurbanı olup magazinleşiyor.

Bu durum da doğal olarak kafaları iyice karıştırıyor. Sürecin devamı konusunda en hayati tehlikeyi de yaşanan bu kafa karışıklığı oluşturuyor.

Açıkçası sürecin başından beri kaynaklardan gelen yoğun bilgi bombardımanı nedeniyle zaman zaman biz de doğru ile yanlışı ayırt etmekte zorlanıyoruz. Bazen öyle bilgiler geliyor ki, kafamda oturduğunu düşündüğüm taşlar bir anda tepe takla yuvarlanıp gidiyor ve yerini yine koca soru işaretlerine bırakıyor.

BALIKÇI ÇZÜM SÜRECİNDE SÜRECİNDEKİ SON ADRESİ AÇIKLADI

Bu soru işaretlerine cevap ararken, kamuoyunun Balıkçı diye tanıdığı İlhamı Işık ile dün yüz yüze uzun bir görüşme yaptık.

İlhami Işık öyle şeyler anlatıyor ki, bugüne kadar okuduğunuz birçok analiz ve haberi hatırladığınızda gülmeden edemiyorsunuz.

Işık`a hatırlattığımda o da güldü bunlara.

Şimdi "Balıkçı`nın söylediklerine neden inanalım?" diyeceksiniz.

Bunu düşünmekte sonuna kadar haklısınız.

Ama şu okuyacaklarınız bu konuda belki size ufuk açabilir.

BALIKÇI`YI ÖCALAN`A YOLLAYAN ÖZAL, BALIKÇI YOLDAYKEN ÖLDÜ

Ahmet Özal, geçtiğimiz aylarda yaptığım bir görüşmede babası Turgut Özal ile ilgili ilginç bir ayrıntı paylaşmıştı.

1993 yılında yine bugünkü gibi bir barış süreci başlatan Özal, oluşturduğu heyeti Suriye`de bulunan Öcalan`a yolamış.

Heyette Hatip Dicle, Sırrı Sakık ve Sedat Yurttaş var. Tabi bir de Balıkçı olarak bilinen İlhami Işık. Yani Balıkçı, Özal`ın başlattığı ilk süreçten itibaren tam 20 yıl boyunca atılan her önemli adımda aktif rol alıyor.

İlhami Işık`a sorduğumda bu önemli detayı doğruluyor. Doğrulamakla kalmıyor, konuyu yakından takip edenlerin de bildiği ilginç bir anekdotu paylaşıyor.

"Ateşkes ilan edilmesi ve sorunun kökten çözümü için Özal bizi Öcalan ile görüşmemiz için gizlice Suriye`ye yolladı. Yolda radyo dinliyorduk ki, spiker `Özal öldü` dedi. Hepimiz donduk, kaldık. Özal`ın biz yoldayken ve Öcalan ile daha görüşemeden ölmesi tüm planları suya düşürdü. Belki de Kürt sorununu kökten çözecek süreç de Özal`ın ölmesiyle daha başlamadan bitti."

Baltalanan o tarihi fırsatı böyle anlatıyor Balıkçı.

Balıkçı, adı ön plana çıkmadan sonraki süreç ve görüşmelerde de 20 yıl boyunca aktif olarak yer alıyor. Hatta geçtiğimiz yıllardaki Ramazan ateşkesinin mimarlığını da Balıkçı yapıyor.

Bu uzun girişi yaptım çünkü Balıkçı`nın söyledikleri çok ilginç.

PKK ÇEKİLMEYE BAŞLADI MI?

Şimdi görüşmemize dönelim;

Önce `PKK çekilmeye başladı mı?` diye soruyorum Balıkçı`ya...

Medyaya sitem ederek başlıyor anlatmaya. Gazetecilerin bölgeye ve konuya ne kadar yabancı olduklarını belirterek, şunları söylüyor;

"Medya istiyor ki `Biz alalım kameralarımızı sınıra gidelim, PKK önümüzden geçsin, sınırdan çıksın, biz de çıkarken çekelim.` Yok böyle bir şey. Oralarda hala kar var. PKK`lıları mağaralardan şimdi indirip karda mı öldürecekler. Önce havaların düzelmesi ve hava koşullarının çekilmeye elverişli hale gelmesi  lazım. Karadeniz`den zaten çekilmeler başladı. Çekilme işlemi Ağustos sonuna kadar tamamlanacak. Son grup da gazetecilere görüntü vererek çekilecek."

Gayet mantıklı geldi söylediği. "Biz gazeteciler pencereden bakıp "Hava güzel. Tamam inebilirler` diye düşünüyoruz galiba" dediğimde gülüyor Balıkçı.

"PKK TAMAMEN SİLAH BIRAKACAK"

Herkesin en çok merak ettiği soruya geçiyorum peşinden...

"PKK silah bırakacak mı? Yoksa sınır dışına çıkıp orada silahlı varlığını sürdürecek mi?"

Balıkçı, "PKK`nın silahlı mücadelesi artık bitti. PKK sınır dışına çıkacak ve silahı da elinden bırakacak" deyip net konuşuyor. 

"PKK`DAN KAYNAKLANAN TERÖR SORUNU TARİHE KARIŞACAK"

Bu bilgi oldukça önemli çünkü bugüne kadar yapılan haber ve analizlerde PKK`nın sadece sınır dışına çıkacağı ve silahlı varlığını orada sürdüreceği belirtiliyordu. Balıkçı ise PKK`nın silahları tamamen bırakacağını, PKK`dan kaynaklanan terör sorununun artık tamamen tarihe karışacağını söylüyor.

Bu durumda akıllara doğal olarak "PKK artık silahlı bir örgüt olmayacaksa ne olacak, ne yapacak?" sorusu geliyor. Balıkçı`ya bunu da sordum.

Verdiği cevap oldukça çarpıcıydı.

PKK SİVİLLEŞİP, SURİYE`DE YÖNETİME ORTAK OLACAK

Önce Suriye`yi işaret etti ve ardından çok konuşulacak bir bilgiyi paylaştı.

Işık`a göre; PKK Suriye`ye kayacak ve Esed`in yakın zamanda gönderilmesinin ardından oluşturulacak yeni yönetimde söz sahibi olacak. Hatta Başkan Yardımcılığı da onlara verilecek.

Yani silah bırakan ve sınırdışına çekilen PKK, Suriye`de sivilleşecek.

Balıkçı burada bir noktanın da altını çiziyor. PKK`nın bölgesel aktörlerce önüne konulan tercihlerden bir seçim yaptığını ve yaşanan bu gelişmelerin de yapılan seçimin sonucu olduğunu belirtiyor.

Balıkçı, görüşmemizde daha bir çok önemli bilgi paylaştı. Onları da yeri geldikçe sizlerle paylaşacağım. Verdiği bazı bilgileri de `Of the record` olduğu için ancak gerçekleştiğinde öğrenebileceksiniz.

Görüşmenin sonunda kafamda yerine oturmayan taşları yokladım.

Hepsi yerine oturmuştu.

30 yıldır can alan, umut ve hayalleri çalan, anaları ağlatan terörün artık biteceğine dair inancım bu görüşmeyle daha da arttı.

En önemlisi de anaların artık ağlamayacağına inandım...

Bence siz de inanın...

AHMET MEMİŞ / ROTAHABER