Suyun ticarileşmesine karşı çıkılmalıdır
İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, suyun yaşamsal bir insan hakkı olduğunu belirterek, Türkiye`nin su tekelleriyle yaptığı anlaşmaların iptal edilmesini istedi, tüm duyarlı kesimleri suyun ticarileşmesine karşı durmaya çağırdı
ADANA - İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, Türkiye`nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerektiğini söyledi.
İMO Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, \"Dünya Su Günü\" nedeniyle yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler kayıtlarına göre, 800 milyon kişinin temiz suya, yaklaşık 2,5 milyar kişinin ise yeterli arıtıma erişimine ulaşamadığını, her gün dünyada suyun erişilmez olması nedeniyle yaklaşık 30 bin kişi yaşamını yitirdiğini söyledi.
Ülkemizde içme su azlığı var
Bakır, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: \"Türkiye`de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1500 metreküp civarındadır. Bu miktarla, su varlığına göre sınıflandırmada, ülkemiz su azlığı çeken bir ülke konumundadır. Devlet İstatistik Enstitüsü, 2030 yılı için nüfusumuzun 100 milyon olacağını öngörüyor. Bu durumda 2030 yılı için kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının1000 metreküp civarında olacağı söylenebilir. Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1000 metreküpün altında olan ülkeler su fakiri ülke konumunda değerlendirilmektedir. Bu da yaklaşmakta olan tehlikeyi işaret etmektedir. Mevcut büyüme hızı, su tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerin etkisi ile su kaynakları üzerine olabilecek baskıları tahmin etmek mümkün. Dolayısıyla Türkiye`nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerekiyor.
Suyun ticarileşmesine karşı çıkmalıyız
Yaşamın temel kaynağı olan suya ihtiyacın hiçbir zaman bitmeyecek olması gerçeği, sermaye tarafından bir meta olarak görülen suyun değerini arttırmaktadır. Daha önce kamu malı olarak görülen su, uluslararası sermayenin ve tekellerin iştahlarını kabartan bir piyasa malı haline getirilmiştir. Sektörler içerisinde petrol piyasasından sonra en büyük paya sahiptir. Bilindiği gibi, Küresel su politikalarının yerelde uygulamaya geçirilmesini kolaylaştıran en etkili söylem, kıtlık, kuraklık ve \"küresel ısınmaya bağlı iklim değişimi\" üzerine kurgulanan bir su krizi söylemidir. Oysaki su kıtlığını, su kirliliğini yaratan, küresel kapitalist üretim biçiminin kendisidir. Bugüne kadar doğru bir su politikası oluşturulmaması ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmemesi nedeniyle gelinen bu noktada, su kaynaklarımız, yönetimler tarafından ticarileştirilmeye açılmıştır. Doğal kaynak olarak ülke yararına kullanılması gereken sularımız, özel sektörün rant alanı haline dönüşmüştür. Vazgeçilmez insan hakkı olan su hakkı metalaştırılmamalıdır.\" (A. Hakim Kurt-İLKHA)