Aslan Mashadov'un 16. Şehadet Yıldönümü
Bugün 1997 yılında hemen Çeçen-Rus savaşından sonra Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti'nin devlet başkanı olarak seçilen Aslan Mashadov'un ölümünün onaltıncı yıldönümü. Mashadov barış adına atılan bir adım sonucu Rus istihbaratı tarafından haince şehid edildi.
Riyad Makaev – Doğruhaber/Analiz
8 Mart 2005 tarihinde Rus istihbaratı, Çeçenistan'ın kuzeyinde yürütülen bir operasyonda Çeçen lideri eski SSCB ordusu albayı Aslan Mashadov'un öldürüldüğünü açıklamıştı. Mashadov'un gerçek ölüm sebebi, şekli ve durumu bugüne kadar hala netlik kazanmamıştır. Bugün Aslan Mashadov’u sevenler, onu ölümünün on altıncı yıldönümünde rahmetle yad ediyor.
Çeçenistan'da yaşayan halkın birçoğu Mashadov'un Nadtereçni bölgesinde bulunan Doykar-Evla (Tolstoy-Yurt) köyünde öldürüldüğüne inanıyor; ama Çeçenlerin çoğu, yapılan resmi açıklamaların tersine başka bir yerde ve başka şartlarda öldürüldüğüne inanmaktadır. Çünkü, Mashadov o sırada savaşı durdurmak için Rus yetkililer ile bir barış görüşmeleri üzerinde çalışıyordu. Dolayısıyla, birçoğu Mashadov'un müzakerelere davet edilerek, tuzağa düşürüldüğünü düşünüyor. Bugün onun vermiş olduğu bağımsızlık mücadelesini, o dönemin tarihini kirletmek ve Çeçen tarihinden silmek isteyen şimdiki Kremlin’in atadığı bir kuklanın tersine, Aslan Mashadov, demokratik bir seçimle Çeçenistan devlet başkanı olarak seçilen kişiydi. O uluslararası toplumlar ve bizzatihi Rusya tarafından da tanınmıştı. Elbette onun da hataları olmuştur, belki de birçok sözünü yerine getirememiştir. Ancak, onunla yüzlerce yıl devam eden gereksiz Rus-Çeçen savaşı durdurmak için anlaşmak mümkündü. Fakat, Kremlin barıştan yana olan Mashadov’u öldürmekle Çeçenlerle barış istemediklerini ortaya koymuş oldular. Elbette, bu trajedinin bir sürü başka nedenleri de vardır. Bilemiyorum; ama Rusya hatasını bir gün mutlaka anlayacaktır. Bugün Çeçenistan’da her şey Kremlin’in istediği gibi yürüse bile, savaşlardan yorulmuş, yalnız kalmış olan Çeçen halkı yaşananları sineye çekerek sabırla beklemektedir. Çünkü, şu ayete yakınen iman etmişlerdir. “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır”. (Saff Suresi,67/8).
Ruslar tarafından öldürülen Çeçen lider Aslan Mashadov için Türkiye’de birçok ilde gıyabi cenaze törenleri düzenlendi. İstanbul Fatih Camii önünde gıyabi cenazeye katılan büyük bir kalabalık Aslan için intikam yeminleri etmişlerdi. 1997 Mayısında Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin ve Çeçenistan Devlet Başkanı Aslan Mashadov, Rusya Federasyonu ve Çeçenistan Cumhuriyeti arasında barış ve karşılıklı münasebet prensipleri anlaşmasını imzaladı. Aslan Mashadov'un yönetiminde bu anlaşmanın imzalandığı 12 Mart tarihi Çeçenistan'da bayram olarak kutlanmıştı. Aslan Mashadov bu anlaşmadan sonra Türkiye’ye ziyaret etmişti. Mashadov uluslararası desteğe ihtiyaç duyuyordu. Çünkü, Kremlin’e pek güvenmiyordu. Mashadov Türkiye ile yakın ilişkileri kurmak istedi. Fakat, dönemin Başbakan’ı Mesut Yılmaz Aslan Mashadov’a pek ümit vermedi. Mashadov sivil kuruluşlarıyla olsa da Türkiye ile dostluk kurmaya peşinde idi. MUSİAD toplantısına katıldı, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile biraraya geldi. Rahmetli Necmettin Erbakan’ın yardımıyla gerçekleşen bu görüşmeler ardından İstanbul’dan ABD’ye uçtu. Aslan Mashado’un en büyük yanılgı ise Batı demokrasisine inanmak olmuştur. Rusya’ya karşı haklı olduğu bağımsızlık mücadelesinde Batı’nın yanında yer alacağına inanıyordu. İngiltere’ye giderek İngiliz hükümeti ile görüştü, Vatikan’da Papa ile biraraya geldi. Artık, Aslan Mashadov Batı’dan hiç bir destek alamayacağını, kendisinin inandığı kadar bile demokrasisine inanmadıklarını anlamıştı. ANASOL-D hükûmeti Türkiye’de bulunan Çeçen İçkeriya Temsilciliklerini bile kapatarak Çeçen bürokratlarını sınırdışı etmişlerdi. Bu ikinci kez Çeçen-Rus savaşın olacağına bir işaret idi. Aslan Mashadov’un düşündüğü gibi, Kremlin tüm anlaşmalara ve çağrılara rağmen Çeçenistan’ı yeniden işgal etti. Savaş acımasız idi. Çünkü, Kremlin koltuğuna oturan Putin, 20 yıl aşkın sürdüreceği bir iktidara yatırım yapıyordu. Çeçen mücadelesini sonsuza denk bastırıp, tüm Kafkas halklarına bir ders vermek istiyordu. Her taraftan on binlerce insan hayatını kaybetti. Çeçen halkı yeni bir modern soykırım yaşıyordu. Fakat, yapılan barış çağrılara rağmen katil Putin kana doymak bilmiyordu. Aslan Mashadov savaşın olmaması için ve savaş sırasında da savaşı durdurmaya yönelik elinden geleni yaptı ama; karar çok önceden verilmişti. Mashadov her fırsatta kan akmasın diye Kremlin ile anlaşabileceklerini dile getirdi. Fakat, Kremlin kana doymak bilmiyor ve halen bağımsızlık taraftarlarının kanını akıtıyor. Çeçenlere karşı terör kartını kullanarak “teröristlerle görüşme yapmıyoruz” bahanesini öne sürdüler. Kafkasya’da barıştan yana olan bir yiğidi şehit ettiler. Çeçen-Rus savaşı 500 yıl devam ediyor. Kremlin’in elinde bu anlamsız savaşa sonsuza dek sonverme fırsatı geçmişti ama; onlar Çeçen liderini haince öldürerek gelecek nesillere yeniden Rusya ile savaşacak bir bahane yarattı. 8 Mart 2005 tarihinde Rus istihbaratınca şehid edilen Mashadov'un cesedi yürütülen tüm çabalara rağmen halen ailesine geri verilmedi. Bugün Çeçenistan’da 8 Mart Dünya kadınlar gününü kutlanırken, tarihini unutmayan, Allah’a verdiği ahdine sadık kalan, intikam duygularıyla kanı kaynayan asil Çeçenler vatanın asil evladı olan Mashadov’u sessizce yad ediyor. Ağlamayacağız, Yılmayacağız ve Unutmayacağız! Allah (C.C) gani gani rahmet eylesin ve şehadetini kabul eylesin!