Özgürlüğe Kavuşan Esirlerin Yeniden Tutuklanması
Özgürlüğe Kavuşan Esirlerin Yeniden Tutuklanması
“Şalit Esir Takası Anlaşmasıyla serbest bırakılanlar neden yeniden tutuklanıyor?” Bu başlığı İsrail gazetesi Hareetz attı ve cevap olarak, işgal yönetiminin askeri kanunda değişiklik yaparak “Özgürlerin Vefası” esir takası anlaşmasıyla salıverilenlerden 14 kişiyi yeniden tutuklayıp, geri kalan cezalarını çekmeleri için tekrar zindana attığını yazdı.
Bu açıklamayla gazete işgal yönetiminin bir hukuk rejimi olduğu, tutuklamaların da adil ve meşru bir kanuna göre yapıldığı izlenimini vermeye çalışıyor. Gerçekte ise onlar sadece zorbalık ve kuvvet dilini kullanıyorlar.
Özgürlerin Vefası anlaşması imzalandığından beri işgalciyi ancak güç ve kuvvetin durdurduğunu, eğer gücü varsa anlaşmanın gerekliliklerinden kaçınacağını ve ona ahlaki ilkelerle hukukun hakim olmadığını biliyoruz. Biz, onların seni kabul etmesini, sana hürmet göstermesini ve seninle yaptığı anlaşmaya bağlı kalmasını sadece sahip olduğun güçle sağlayabileceğini de biliyoruz. Bir şeyi yapmaya zorlanmazlarsa, sorumluluktan kaçmak ve kurtulmak için bin bir yol bulurlar.
Özgürlerin Vefası esir takası anlaşmasında olup biten de aynen budur. Gazze’den tek bir eski esiri ele geçiremeyen işgal yönetimi hıncını Batı Yaka’dan çıkarmaya başladı. Özgürlüğe kavuşan esirler ikinci kez tutuklanmaktan kurtulamadılar. Aylardır zindanlarda açlık grevi sürdüren Samir El-İsavi onların başında geliyor.
İşgal rejiminin sarhoş gibi hareket etmesini özendiren Batı Yaka’daki yönetimin gösterdiği zillet, düşmanla sürdürdüğü işbirliği ve sorumsuzluk halidir. İşgal ordusunun Filistin halkını tutuklamasına ve onları aşağılamasına engel olacak bir güç yok. Onun için özgürlüğe kavuşanlarla başka insanları tutuklamaya devam ediyor.
Yüzlerce esiri zindandan çıkaran ve yeni tutuklamalara karşı onları koruyan Gazze’ye teşekkür ediyoruz. Fakat bu yetmiyor. Geri kalan esirleri de kurtarmak için yeni askerler esir alarak misyonu tamamlaması gerekir. Düşman askerini esir alma savaşı en kutsal ve en şerefli savaştır. Bu herkesi hesaplarını yeniden gözden geçirmeye zorluyor. O nedenle esirler dosyasını kapatmak için önümüzde altın bir fırsat olduğunu düşünüyorum.
Aslında işgal yönetiminin hile ve oyunla yaptığı son değişikliğin ardından Batı Yaka’da özgürlüğe kavuşan esirlere yönelik sürdürdüğü tutuklamalar, aracı ve gözlemci durumunda olan Mısır’ı hiçe saymak anlamına geliyor.
İç sorunlarıyla boğuşan Mısır’ın durumunu anlayışla karşılamamıza rağmen, sorumluluklarını yerine getirmesi ve anlaşmadaki maddelerin hayata geçirilmesini takip etmesi gerekir. Yoksa onun anlaşmalara katılıp gözlemci olmasının ne anlamı olacak?
İbrahim El-Medhun / filistinhaber