Şah damarından daha yakın bir sevgiliyi...
Bismillâhirrahmânirrahîm
“Muhammed, Allah’ın elçisidir.
Onunla beraber bulunanlar kâfirlere karşı çok şiddetli ve metin, kendi aralarında pek yumuşak ve gayet merhametlidirler.
Onları rükû ve secde ederken, Allah’tan lûtfunu ve hoşnudluğunu dilerken görürsün.
Sîmâları yüzlerindeki secde izinden bellidir.
İşte bu, onların Tevrat’ta anlatılan vasıflarıdır.
İncil’deki vasıfları da şöyledir:
Bir ekin tohumu gibidirler ki, o tohum filiz çıkarır, filizleri kuvvetlenir, kalınlaşır, sapı üzerinde dimdik durur.
Bu çiftçilerin hoşuna gider. Allah bunları böylece çoğaltıp kuvvetlendirmekle kafirleri öfkelendirir.
Onlardan iman edip yararlı işler işleyenlere Allah bağışlanma ve büyük bir ecir va’detmiştir.”
(Fetih Suresi, 29)
Rasulullah (SAV) buyurdu ki:
“Üç özellik vardır; bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar:
Allah ve Resûlünü, (bu ikisinden başka) herkesden fazla sevmek.
Sevdiğini Allah için sevmek.
Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek.”
(Buhârî, Îmân 9, 14, İkrah 1, Edeb 42; Müslim, Îmân 67.Ayrıca bk. Tirmizî, Îmân 10)
"Ey gönül! Ne tuhaf değil mi? Bir ömür, şah damarından daha yakın bir sevgiliyi aramakla geçiyor."
(Hz. Mevlana)