Allah şu kulun yüzünü ak etsin ki…
Bismillâhirrahmânirrahîm
“(Ey müminler!) Peygamberin çağrısını, kendi aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın. Allah, içinizden sıvışıp gidenleri şüphesiz bilir. O'nun buyruğuna aykırı hareket edenler, başlarına bir belanın gelmesinden veya can yakıcı bir azaba uğramaktan sakınsınlar.”
(Nûr Suresi, 63)
Rasulullah (SAV) buyurdu ki:
“Allah şu kulun yüzünü ak etsin ki dediğimi işitir, onu anlar ve sonra onu başkalarına duyurur. Zira nice ilim taşıyıcıları vardır ki o ilmi tam olarak anlamaktan yoksundur. Nice ilim taşıyıcısı da kendisinden daha iyi anlayacak olana o ilmi taşır.”
(İbn Mace, Sünen, 1/ 84, 85)
Rasulullah’ın (SAV) sahabilerinden Berâ b. Âzib der ki:
“Bizler her zaman gece-gündüz Rasulullah (SAV) ile beraber olamıyor, O’ndan bizzat hadisler dinleyemiyorduk. Çünkü her birimizin dünyalık işleri ve meşguliyetleri vardı.
Kimimiz tarla ve bahçelerde, kimimiz develerin veya davarlarının peşinde idi.
Ama kim o anlara şahit oluyorsa hemen bize o hadiseyi ve o hadisi aktarıyor, biz de onları hafızalarımıza kayıt ediyorduk.
Unutmamak için ve iyice anlamak için de bol bol müzakere ediyorduk.”
(Marifetü’l-U’lumu’l-Hadis, s.14)