Dünyada, kâfirler iman edenlere gülüp dururlardı…
Bismillâhirrahmânirrahîm
“Dünyada, kâfirler iman edenlere gülüp dururlardı. Yanlarından geçerken kaş göz oynatırlardı.
Ahbaplarının yanına dönerken de eğlenerek dönerlerdi.
Mü'minleri gördüklerinde ise: "İşte bunlar sapıklar!" derlerdi.
Oysa onlar mü'minlere gözcü olsun diye gönderilmemişlerdi.
Bugün de iman edenler o kâfirlere gülerler. Hem de koltuklara kurulmuş, onları seyrederken!
Nasıl, buldu mu o kâfirler ettiklerini?”
(Mutaffifîn Sûresi, 29-36)
- Ey Allah’ın elçisi! Hangi sadakanın sevabı daha büyüktür?
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurdu:
- “Güçlü-kuvvetliyken, sıhhatin yerindeyken, cimriliğin üzerinde, fakir düşmekten endişe etmekteyken, daha büyük zengin olmayı düşlerken verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. (Bu işi) can boğaza gelip de “falana şu kadar”, “filana bu kadar” demeye bırakma. Zaten o mal vârislerden şunun veya bunun olmuştur.”
(Buhârî, Zekât 11, Vasâyâ 17; Müslim, Zekât 92.)
“Evlatlarım! Geniş zamanınızda Allah’ı unutmayın anın ki, Allah da zor ve dar zamanlarınızda sizi ansın. Ben Peygamberimiz’den(s); “Mescitler bütün muttakilerin evleridir” sözünü işittim. Sizler de mescitleri kendilerinize ev edinin ki, Allah’ın rahmet ve mağfiretini kazanasınız.”
(Ebu’d-Derdâ radıyallahu anh)