Batının Yeni Sömürü Yöntemleri
Daha fazla gelişme iddiasındaki Batılılar, bunun için kapasite ve kabiliyetlerinden istifade etme yerine daha fazla menfaat siyaseti sürdürme, diğer bir deyişle diğer Milletlerden ve ülkelerden menfaat sağlama çabasındadırlar.
Servetlerden ve kaynaklardan faydalanma ve diğer ülke halklarından menfaat elde etme dünyanın siyasi, askeri ve kültürel gücü olarak Batının kendisini tanıtmasına sebep olmuştur. Bu davranışların bir örneğini Afrika’da görmek mümkündür. Bu kıtanın insanları renklerinden dolayı Avrupa ve Amerika’da hiçbir değer taşımaksızın Batının sanayi çarklarının döndürülmesinde kullanılmaktadır. Diğer taraftan servetleri ve kaynakları yağmalanmakta, Batı sanayisinde kullanılmak üzere Avrupa ve Amerika’ya taşınmaktadır.
Yapılan araştırmalar Batının sömürgeci siyasetinin askeri işgal yöntemleriyle kendilerine bağlı hükümetler oluşturduğunu, ülkeleri parçaladığını, iç savaşlar çıkardığını, bölge savaşları için komşuları tahrik ettiğini, toplu katliamlar yaptığını, ekonomik yardım adı altında ülkeleri borçlandırdığını, değişik ülkelerde fakirlik, açlık ve eğitimsizliği yaygınlaştırdığını, Afrika, Latin Amerika ve Asya’da bunların oldukça yaygınlaştırıldığını görmek mümkündür.
Yirmi birinci asırda Batı, uygarlık ve gelişme sloganlarını atsa da Batı ülkeleri sömürgecilik ruhunu devam ettiriyorlar. Yeni bahanelerle ülkelerin sömürülme yöntemi icra edilmekte, bunun için sömürü farklı şekillerde perdelenmektedirler.
Yeni Sömürü Yöntemleri:
Halkların uyanmasından korkan Batılılar, güne uygun yöntemlerle sömürülerini yürütmeye çalışıyorlar. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür:
1-Güvenlik Anlaşmalarının İcraya Sokulması: Her ne kadar ülkelerin askeri işgali esas alınsa da kamuoyunun harekete geçmesinden korkulmaktadır. Masrafların düşürülmesi için askeri işgalin başka bir yöntemine başvurulmaktadır. Irak ve Afganistan savaş tecrübesi ülkelerin sömürülmesi için işgal yönteminden yararlanılamayacağını ortaya koydu. Bundan dolayı ülkelerin işgali ya da işgal sonrası için yeni yöntemler belirlendi. Güvenlik ve eğitim anlaşmaları bunlardan bazılarıdır. Bu senaryo iki bölümde icra edilmektedir. Birincisi hedef ülkelerin askerlerinin eğitimi için yapılan anlaşma… Son zamanlarda ABD askerlerinin Endonezya ve Filipinlere gönderilmesi iki taraflı anlaşma iddiasıyla gerçekleştirildi. Ya da Fransa’nın Afrika’da yaptıkları iki tarafın işbirliği esasına göre güvenliği sağlama bahanesine dayanmaktadır. İkincisi ise güvenliği sağlama iddiasıyla yapılan güvenlik anlaşmaları... Bunlar kimi zaman ülkelerde siyasi sükûneti sağlamak için kullanılmaktadır. Amerika’nın Afganistan hükümetiyle imzaladığı güvenlik anlaşması bu türden olup 2014’ten sonra Amerika’nın burada kalmasına zemin hazırlamaktadır.
2-Güvenlikle İlgili Söylemler: Batı son yıllarda işgal ve sömürü için ‘terörizmle mücadele’ söylemlerini kullanmaktadır. Bu iddia hala geçerli olsa da Batı kendisini bu alanın fatihi gösterip bu yöntemi sürdürmek yerine bu söylemi edebiyatından çıkarmaya ve yerine ‘aşırılıkla mücadele’ söylemini yerleştirmeye çalışmaktadır. Batının iddiasına göre aşırılar, henüz terörizme ulaşmayan grup ve topluluklardır. Ancak ileride bu yolu sürdürecekler. Batı, bu İslami gruplara önceden müdahale edilmesini, El Kaide’ye dönüşmelerini engellemek istediğini ileri sürmektedir. Batının aşırılıklara karşı mücadelesi iddiasını Afrika’da ve Batı Asya’da görmek mümkündür. Somali ve Mali’ye yapılan saldırılar bu cümledendir. Aslında buradaki hedef İslam ve Müslümanlarla mücadeledir. Batı, aşırı diye adlandırdıklarını diğer Müslümanlarla bir görmektedir ve bununla İslam düşmanlığını esas alan siyasetini yürütmeye çalışmaktadır.
3-Ülkeleri Borçlandırma: Dünya Bankası, İMF ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı yoluyla siyasi ve ekonomik reçetelerin yazılması Batılıların yeni sömürü yöntemlerindendir. Batılılar, ekonomik ve siyasi gelişmeleri savunma adı altında bu kurumlar yardımıyla taleplerini diğer ülkelere dayatıyorlar. Ekonomik alanda Dünya Bankası ve İMF vasıtasıyla ya da doğrudan ülkeleri kendilerine borçlandırarak ekonomik alanda kendilerine bağımlı hale getirip ülke ekonomilerine darbe vuruyorlar. Bu kurumların fakir Afrika ülkelerine yardım ya da yoksulluğu önleme gibi bir çabaları görülmemiştir. Çünkü bunlar ‘dünya sömürü teşkilatları’ olup Batının sömürüsü için birer basamak niteliğindedirler.
Siyasi alanda ise Birleşmiş Milletler, sömürgecilerin isteği doğrultusunda hedef ülkelere baskı yapmakta, onları işgale hazır hale getirmektedir. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu gibi kuruluşlar her alanda Batı tekelini yürütme ve diğer milletlerin gelişimlerini engelleme görevi görmektedirler.
4-Batı Sömürüsünür Diğer Yüzü NATO: Bugünün sömürüsü kendisini NATO perdesinde saklamıştır. Burada söz sahipleri Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve ABD’dir. Bunların isteği doğrultusunda işgaller yapılmakta, sömürülere zemin hazırlanmaktadır.
5-İnsani Yardım Yöntemleri: Sömürünün yeni yöntemlerinden biri ülkeleri harabeye çevirip bunları yeniden onarma iddiasıdır. Bu yöntem iç savaşlar çıkarma, ülkelerin gelişmeleri için insanlığı savunma bahaneleriyle geçici askeri saldırılar düzenleyip ülkelerin altyapısını tahrip etme şeklindedir. Irak, Afganistan, Libya ve bazı Afrika ülkeleri bunun en belirgin örnekleridir. Ardından servetlerini götürmek için insani yardım ve onarım iddiasıyla bu ülkelere giriyorlar. Bu çok tehlikeli bir sömürü yoludur.
Görülüyor ki Batı, eski sömürü ruhunu devam ettiriyor. Her ne kadar kamuoyunu yanıltmak için yeni yöntemlerden istifade etse de menfaatini öne alıp ülkeleri yağmalamakta, halkların hayatını karartmaktadır.
Yazan: Kasım Gaffuri
Kaynak: Subhé Sadık
Çeviren: Hanefi Aydın