Birçok kez, Mısır medyasında Hamas ve Gazze ile ilgili yalan, iftira, uydurma ve kaynaksız haberler yayınlanması konusunu ve bunun nedenlerini yazmak istedim. Her seferinde bu tür haberler ismini vermek istemeyen, özel kaynak, üst düzey güvenlik kaynakları veya istihbarat örgütlerinin raporlarına dayandırılıyor. Basında çalışanlar olarak biz bu konuyu ve bunun ne anlama geldiğini iyi anlıyoruz.

Mısır basınının en son uydurduğu haber, Mısır güvenlik güçlerinin son olaylarda Mursi’ye destek vermek ve yardım etmek için Gazze’den yedi bin Hamas üyesinin Mısır’a giriş yaptığını tespit ettiğiyle ilgiliydi. Mısır basını, Hamas hareketine ve Kassam Tugayları’na mensup binlerce savaşçının büyük bir ustalıkla gizlenip, Sina’ya yakın Suveyş, Port Said ve İsmailiyye gibi şehirlere girdiklerini yazdı. Bunlar yazdıkları ve uydurduklarıyla adeta “işte ateş açanlar ve Mısırlıları öldürenler bunlardır” diyorlardı.

Yalan haber verme ve haber uydurma Mısır basınında yeni bir gelişme değil. Daha önce İskenderiyye’deki kiliseye yapılan saldırıyı Hamas ve Kassam Tugayları’na yıkmak istemiş, bu alçakça saldırıyı Hamas mensuplarının yaptıklarını dillendirmişti. Ancak daha sonra yapılan soruşturma neticesinde binlerce masumun hayatına mal olan patlamanın Mübarek rejimini korumak, onun adına Mısır’da terör estirmek ve kaos ortamı hazırlamak için zamanın içişleri bakanlığına bağlı güçler tarafından tezgahlanıp yapıldığı ortaya çıkmıştı. Yine Tahrir Meydanında meydana gelen cinayette de Hamas ve Kassam mensuplarının göstericiler arasına karışıp saldırı düzenlediklerini utanmadan ifade etmiştiler. Ama daha sonra buradaki cinayeti işleyenlerin de Mübarek rejimine bağlı güçler, rejimin desteklediği kişiler ve rejimi besleyen Ulusal Parti taraftarlarının olduğu ortaya çıktı.

Devrik rejim dönemindeki medyanın devamı olan ve o dönemde olduğu gibi şimdi de yalan ve uydurma haber yayınlamaktan çekinmeyen Mısır basını bu günlerde de aynı sinsi ve kirli yola başvurarak Hamas’ı kötülemek, onu İhvan ile irtibatlandırmak, ülkede kaos yaratmak ve cinayet işlemek için İhvan’ın Hamas’tan yardım aldığı imajı vermek istiyor. Hâlbuki bu cinayetler, Mısır güvenlik güçleri tarafından ve hatta yanıltmayı iyi beceren Mısır basını tarafından da bilinen ve en son birçok gösteri noktasında görüntülere yansıyan Black Bloc gibi cinayet grupları tarafından işleniyor. Mısır emniyet güçleri, dışarıda veya içerde bu grupların arkasında duranların ve Mısır’ı yıkıma ve kaosa sürükleme amacı güdenlerin hedeflerine ulaşmak için çıkardığı bu kargaşaya karşı durmakta ve yıkımı engellemeye çalışmaktadır.

Burada, söz konusu suçlamaları bertaraf edecek, şüpheleri giderecek bir izahat yapma ihtiyacı hissediyorum. Öncelikle Filistin halkı Mısır devrimine ve onun başarılı olmasına umutla bakıyor. Çünkü devrimin başarısı Filistin davasının başarısı demektir. Hamas hareketi daha önce olduğu gibi şimdi de hiçbir ülkenin içişlerine karışmama ilkesine sahiptir ve bu ilkesini korumaktadır. Mısır’ın istikrara kavuşması, Mursi’nin yönetimde kalması, ülkenin anarşi, kaos ve kargaşadan kurtulması, hükümetin ve Mısır başkanlığının istikrarını sarsan cinayetlerin ve akan kanın durması Hamas’ın yararınadır. Bu konuda zarar göreceklerin başında Hamas hareketi, Filistin halkı ve Filistin davası geliyor. İkinci husus, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin mensup olduğu Müslüman Kardeşler Cemaati Mısır’da olup bitenlere müdahale etmiyor ve sokaklara da inmiyor. Olup bitenlere karşı durmak ve meydanlara inip kendini ifade etme ve boy gösterme güç ve kudretine de sahiptir. Ancak Cemaat, komplonun boyutunu bildiği gibi, birçok tarafın da kendisini meydanlara indirip fitneye alet etmek istediğini, meydanlara inip yıkıcı kesimle çatışması halinde ise bu kez muhaliflerin, saldırıya uğrayan ve merkezleri ateşe verilenler ihvan olduğu halde “işte gördünüz, baştan beri cinayetleri işleyenler, ülkeyi kaosa sürükleyenler, yıkımı gerçekleştirenler ihvandır” propagandası yapacaklarını da iyi biliyor. O nedenle Müslüman Kardeşler Mısırlıların kanını korumak ve giderek kötüleşen durumun daha geniş alana sıçramasını önlemek için meydanlara inmiyor.

Benim anlattıklarım, Mısır basınının Hamas, Kassam Tugayları ve İhvan ile ilgili uydurdukları yalanların yeni olmadığını gösteriyor. Bunlar daha önce de alışık olduğumuz tutumlardır. Fakat şimdi Hamas ve İhvan’a saldırarak, onları kötüleyerek İslam diniyle Müslümanları kötülüyorlar ve yanlış gösteriyorlar. Mısır medyası tarafsız, insaflı ve sorumluluk hissiyle davranmıyor. Tahrik ve sabote etmekten geri durmuyor. Mısır medyası, Mısır’ın öncü konumuna gelmesini ve bununla bölgedeki sorunlar karşısında sorumluluklarını yerine getirmesini istemiyor. Mısır’ın çevresinden kopuk, kenarda, arabulucu konumda, Amerika ve İsrail gibi dış güçlerin hizmetinde kalmasını istiyor.

Mustafa Es-Savvaf / filistinhaber