• DOLAR 34.366
  • EURO 37.055
  • ALTIN 2970.72
  • ...
İslam’ın Yükselişi Engellenemez  AVRUPA’DA CAMİLER  TEHDİT ALTINDA
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Dış Haberler Servisi

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un kışkırtmalarıyla bir kere daha gündeme gelen İslam düşmanlığı, Avrupa geneline hızla yayılıyor. Fransa’da devlet eliyle Müslüman topluma uygulanan baskı o kadar arttı ki ülkede 10 yaşında 3 çocuk, “terörü savundukları” gerekçesiyle gözaltına alındı. Avusturya’da da geçtiğimiz günlerde kamusal alanda saldırı düzenleyen şahsın gittiği cami, “terörle mücadele” bahanesiyle kapatıldı.

FRANSA, ÖZGÜRLÜKLERİNDEN ÖRNEKLER SUNMAYA DEVAM EDİYOR!

Fransa'da devlet eliyle sistematik bir şekilde yürütülen İslam düşmanlığı uygulamalarına her gün bir yenisi ekleniyor. Özgürlükler ülkesi(!)nde, bir okulda "terörü savundukları" gerekçesiyle 10 yaşında 4 çocuk gözaltına alındı.

Yerel kaynaklara göre, geçtiğimiz günlerde Albertville kentinde, onlarca polis sabahın erken saatlerinde evlere baskın düzenleyerek, 10 yaşındaki dört çocuğu gözaltına aldı. “Terörü savundukları” gerekçesiyle karakola götürülen çocukların, 11 saat boyunca gözaltında tutulduğu kaydedildi.

Chambery savcılığı, dört çocuğun "terörü savunma ve ölüm tehdidi" suçlamalarıyla gözaltına alındıklarını doğruladı.

Gözaltına alınan çocuklardan birinin babası, "Polis neredeyse kapıyı kıracak şekilde kapıyı çaldı. Eve uzun namlulu silahlarla 10 maskeli polis girdi. 10 yaşındaki kızımı uyandırıp 'kızınızı götüreceğiz' dediler" ifadelerini kullandı.

Evlerinin fotoğrafını çektiklerini anlatan baba, olanları şöyle anlattı: "İfademizde 'namaz kılıyor musunuz, camiye gidiyor musunuz, çocuklar camiye gidiyor mu, çocuklar camide dini eğitim alıyor mu, Erdoğan ve Macron arasındaki tartışma ve siyaset hakkında ne düşünüyorsunuz, Türkiye'deki siyasi görüşünüz nedir?' gibi sorular sordular. İfademiz bittikten sonra parmak izimizi aldılar. Beyaz bir duvara götürerek teröristlere yapılan muamele gibi hem karşıdan, hem sağdan hem de soldan resmimizi çektiler.”

Kısa zamanda sosyal medyada yayılan polis baskını, Fransa'da yaşayan Müslümanlar arasında büyük tepkiye yol açtı.

AVUSTURYA’DA ŞİDDET SALDIRISI BAHANESİYLE BİR CAMİ KAPATILDI

Avusturya’nın başkenti Viyana’da 2 Kasım Pazartesi günü gerçekleştirilen saldırının failinin ilişkili olduğu ileri sürülen bir cami ve derneğin kapatılmasına karar verildi.

Avusturya İçişleri Bakanı Karl Nehammer, Uyum Bakanı Susanne Raab ve Viyana Emniyet Müdürü Gerhard Prüstl, düzenlenen ortak basın toplantısında, saldırıya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Uyum Bakanı Raab, saldırganın şartlı tahliyesinin ardından Viyana’da biri cami diğeri dernek iki kuruluşu sıklıkla ziyaret ettiğini, bu derneklerle yakın ilişki içinde olduğunu ileri sürdü.

Avusturya istihbaratının söz konusu dernek ve camiye yönelik değerlendirmelerini de paylaşan Raab, her iki yapının bireylerin radikalleşme sürecine katkı sağladığının tespit edildiğini iddia etti.

Raab, Avusturya İslam Cemaati (İGGÖ) Başkanı Umit Vural’la görüşerek, söz konusu caminin yasal statüsünün kaldırılması ve faaliyetlerine son verilmesi için gerekli yasal adımların atıldığını dile getirdi.

Caminin yanı sıra kapatma kararı alınan derneğin de faaliyetlerine son verilmesi için İçişleri Bakanlığının hukuki süreci başlattığını bildiren Raab, radikalizm ve aşırıcılığa karşı mücadele yürütüldüğünü İslam ve Müslümanların hedef alınmadığını söyledi.

ALMANYA'DA BİR CAMİYE TEHDİT MEKTUBU GÖNDERİLDİ

Fransa’nın sistematik bir şekilde başlattığı İslam düşmanlığı uygulamaları, Avrupa’daki ırkçıları ve İslam düşmanlarını cesaretlendiriyor. Kıta genelinde camilere ve Müslümanlara yönelik saldırılardaki artış, dikkat çekiyor.

Bu saldırıların sonuncusu önceki gün yaşandı. Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletindeki Hüfingen beldesinde bir camiye posta yoluyla tehdit mektubu gönderildi.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliğine (DİTİB) bağlı Mescid-i Aksa Camisi’ne posta yoluyla gönderilen mektupta "İslam ne Almanya'ya aittir ne de Avrupa'ya" ve "İslam’ı ve İslamcıları Almanya’da yok edeceğiz" şeklinde ifadeler yer aldı.

DİTİB Mescid-i Aksa Camisi Dernek Başkanı Hakan Taşdemir, 1996 yılında kurulan ve 230 üyesi bulunan bir cami derneği olarak bugüne kadar böyle bir olayla karşılaşmadıklarını belirterek, bu saldırının kendilerini çok üzdüğünü söyledi.

ERBAŞ: AMAÇLARI İSLAM'IN AVRUPA'DA YÜKSELİŞİNİ ENGELLEMEK

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığında düzenlenen Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in, tarihin en önemli ve örnek şahsiyeti olduğuna ve O’nun rehberliğini benimseyen herkesin O’nun hayatında kendi hayatı için mutlaka bir karşılık bulacağına işaret etti.

Peygamber olmadan önce Mekke halkı tarafından kendisine verilen "emin" vasfı sayesinde gönülleri fetheden Hz. Muhammed (s.a.v.)'in asırlara sığmayacak değişim ve dönüşümleri birkaç senede gerçekleştirdiğini vurgulayan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aradan geçen 14 asrın ardından bugün dünya yine derin bir değerler kriziyle karşı karşıyadır. Bireysel ve toplumsal bunalımlar, trajediler, zulümler, savaşlar yine yeryüzünün huzur ve barışına kastetmektedir. Çocuklar, kadınlar, yetimler, kimsesizler modern cahiliyenin bir tezahürü olarak yine ihmal, istismar ve haksızlıklara maruz kalmaktadır."

Erbaş, son 2-3 asır boyunca insanlara umut olma iddiasıyla ortaya çıkan ideolojilerin, insanlığın topyekûn huzur ve esenliğinin temini hususunda çaresizliğe mahkum olduğunu vurguladı.

Modern dünyanın insanlığın içinde bulunduğu ahlaki, iktisadi ve içtimai yozlaşma karşısında bitkin düştüğünü söyleyen Erbaş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yaşanan bunalımlar karşısında belki de bazıları kendi çaresizliklerini perdelemek için zaman zaman pervasızca İslam'a saldırmaktadırlar. Özellikle Avrupa'da ahlak, insaf ve hukuktan yoksun bir şekilde İslam'ın muazzez elçisine, Peygamberine seviyesiz ve çirkin bir şekilde dil uzatılmaktadır. İslam düşmanlığına dönüşen İslamofobi birçok ülkede maalesef devlet politikası haline getirilmeye çalışılmaktadır. Camilerimiz ve Müslüman kardeşlerimiz ırkçı terör gruplarının hedefi haline getirilmektedir. Bugün bazı ülkelerde devlet eliyle yürütülen ayrımcı, ötekileştirici ve ırkçı uygulamalar esasen doğudan batıya dünyanın her yerinde huzur ve güveni arayan insanlığın umudu olan İslam'ın Avrupa'da yükselişini engellemeye yönelik bir amaçtır. İslam ve Müslüman kelimeleriyle zihinlerde olumsuz tasvirler oluşturmaya yönelik kara propagandalarla Avrupalıların İslam ile tanışmasının ve Peygamberimizin örnekliğiyle buluşmasının önüne ciddi bir önyargı duvarı örme çabasıdır."

Erbaş, İslam'ın dün olduğu gibi bugün de dünyanın huzur ve barışına, insanlığın varoluşu ve anlam anlayışına kılavuzluk edecek tek din olduğunu dile getirdi.

Müslümanlara, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in hayatını anlamak ve O’nun örnekliğinde bugünü ihya, geleceği inşa etme görevi düştüğünü vurgulayan Erbaş, "Bize düşen, nebevi değerler ekseninde bir hayat ortaya koyarak başta kendi çocuklarımız olmak üzere bütün insanlığa Peygamber Efendimizi örnek göstermektir, yaşanabilir bir yeryüzü ve güvenli bir gelecek için nesillerimizi İslam'ın hayat veren ilkeleriyle buluşturmaktadır." ifadelerini kullandı.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir