ABD askerlerinin Iraklı Müslümanlara yönelik olarak sergiledikleri katliam ve tecavüzleri hatırlatmak adına, 2 Aralık 2003 Türkiye gündeminden bir haberi, noktasına virgülüne dokunmadan sizlerle paylaşmak istiyoruz:

"Irak ta Tecavüz ve Katliam

Saddam’ın elinde kitle imha silahları olduğu ve El-Kaide örgütüyle bağlantısının tespit edildiği gerekçesiyle Irak’ı işgal eden Amerika’nın hukuk tanımazlığı her geçen gün artmakta ve selim akıl ve sağduyu sahibi herkesi dehşete düşürmekte.

Ankara, 02 Aralık 2003

Saddam’ın elinde kitle imha silahları olduğu ve El-Kaide örgütüyle bağlantısının tespit edildiği gerekçesiyle Irak’ı işgal eden Amerika’nın hukuk tanımazlığı her geçen gün artmakta ve selim akıl ve sağduyu sahibi herkesi dehşete düşürmekte.

Amerika tüm dünyayı, uluslararası toplumu, insan haklarını ve uluslararası insancıl hukuku yok saymaya devam etmektedir. ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin, 11 Eylül’den önce yaptığı bir konuşmada söylediği şu sözler, Amerika yönetiminin hukuka ve insana yaklaşımını yeterince ortaya koymakta:

“Amerika kendini anlaşmalarla ve sözleşmelerle sınırlandırmamalıdır, tersine yalnızca kendi çıkarlarına göre karar vermelidir. Clinton ahlaki meşruiyetten yoksun olduğundan meşruiyet kazanabilmek için uluslararası sözleşmelerin kalıpları içerisinde davranmaya mecbur oluyordu; fakat Cumhuriyetçilerin böyle bir sorunu yok. Amerika gücü paylaşmayı, gücün dağıtılmasını ya da dünya liderliğinde ortaklığı asla kabul etmeyecektir.”

TOPLU TECAVÜZ

Bu kafanın yönettiği hukuk tanımaz Amerika, Irak’ta artık katliam ve toplu tecavüzlerle tutunmaya çalışmaktadır. Yaklaşık iki ay önce Samarra kentinde 15-20 yaşlarında 30 kız kaçırılıp tecavüz edildikten sonra ellerine onar dolar tutuşturularak perişan bir halde geri gönderilmiş ve kent halkı Ramazan Bayramında kızlarını köylere göndermek zorunda kalmıştır.

50 BAKİRE KIZ HAZIRLAYIN YOKSA…

Aynı zulmü bayram sonrasında da tekrarlamak isteyen ABD askerleri kızları bulamayınca, halkı korkutmak ve kızlarını getirmelerini sağlamak amacıyla önce 5 kişiyi ‘Saddam’ın adamı’ diyerek öldürmüş ve halktan bir hafta içinde 50 bakire kızı hazırlamalarını isteyerek, aksi takdirde kentlerini başlarına yıkacakları tehdidinde bulunmuşlardır.

Üç gün önce tekrar Samarra’ya giden işgal askerleri yine kızları bulamayınca bu kez 54 sivili öldürerek harabe binalara atmış ve ardından da helikopterlerden açtıkları roket ateşleriyle harabe binaları tamamen yıkmış ve cesetleri tanınmaz hale getirmişlerdir.

Tek başına Samarra’da yaşanan bu toplu tecavüz ve katliam, ABD’nin uluslararası toplumu ve hukuku neden tanımadığını, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne neden bu kadar karşı çıktığını yeterince açıklamaktadır. Değişik ülkelerden pek çok yayın organının dakika dakika yaptığı ayrıntılı yayınlara rağmen Türkiye medyasına bir istisna ile bu olayların hiç yansımaması da ayrıca düşündürücüdür.

Zalimler için yeterli olmasa da, bu işgalci mütecavizleri bir kez daha nefretle kınıyor, dünyanın bu pervasız zulüm karşısında daha ne kadar seyirci kalacağını ibretle izliyoruz.”

Habervaktim.com