Ekmek pişirir, 5-10 çocuğun yemeğini yapar, elbiselerini derede yıkar, evlerinin damını sürer, koyun güder, süt sağar ve bunlardan da türlü türlü nimetler çıkarırdı. Bir oda da 10-15 kişi yatar tek odun sobasıyla ısınırken bütün olumsuzluklara rağmen gece teheccüde kalkıyorken bir yerlerde sohbet verileceğini duyduğunda dağ taş demeden zikir meclislerine gitmeye can atan milletin iki kuşak sonraki torunlarına ne oldu acaba?
Ya Şimdi…
 

Sımsıcak evler, yumuşak döşeklerde ellerde telefon, kulaklarda müzik, ekranlarında dijital rezalet gece yarılarına kadar bedenen uyanık oldukları halde ruhen çökenler kalpleri teheccüdle diriltemeyenler. Ve yine geç yattığı için sabah namazına kalkamayan, uyandığında neredeyse öğleyi bulanlar, Anne Babaya bağırıp çağıranlar, sokağa çıktığı vakit bir müminle karşılaşmamak için yolunu değiştirenler, illa ki bir kardeşi ile mecburi karşılaştığında ise “sohbetimiz var buyurun gelin” tekliflerine ‘işim var gelemem’ deyip zihninde internet cafe’ye gitmeyi planlayan insanlığa sorasın gelir. Yahu biz Fatihlerin, Selahaddinlerin torunları değilmiyiz.? Sahi ne oldu bize? Bir bayan ki bu haftaki sohbete senide bekliyoruz tamam mı deyip komşusunu marufa davet ederken komşusunun hazır cevaplılığı ve klasik söylemiyle “işim var gelemem” sözleriyle affalıyor.
 

Kendi kendine ısınan doğal gazlı evin halıları yıkmacı tarafından yıkanan, dondurulmuş hazır gıdalarla yemek yapan, çocuğu bakıcıda, kızı kreşte, oğlu kolejde olan, kapıyı açmak için dahi sadece bir tuşa dokunan bir bayanın merak ediyorum neden işleri bitmez? Hayat o kadar basitleşmiş ki bol vakitten başka bir şey yok gibi!
Allah hepimizi ıslah etsin, bir saati İslam davasına ayırmayı çok görenler bilmeli ki İslamsız hayat monoton ve sıkıcı bir hayattır, her ne kadar dijital olsada.
 

Sümmeye Cihan / Konya – Yaş: 20

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.