DİYARBAKIR- Diyarbakır şehir merkezi ve kırsalında aşırı elektrik tüketiminden dolayı, gerek TEİAŞ Trafo merkezlerindeki trafo yüklerinin maksimum seviyeye çıkması, gerekse dağıtım hatlarının kapasitelerinin üstünde yüklenmelerini bahane gösterip elektrik kesintilerine yasal kılıf bulan yetkililere toplumun her kesiminden tepkiler durmadan gelmeye devam ediyor. Elektrik kesintileri hakkında görüştüğümüz Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş, Doğu ve Güneydoğudaki elektrik kesintilerinin Türkiye`nin en önemli sorunlarından biri olduğuna vurgu yaparak, elektrik kesintilerinin toplumu birbirine düşürmeye yönelik olduğuna dikkat çekti.

 

Doğu ve Güneydoğu`da elektrik kesintilerinin çok fazla olduğunu belirten Göktaş, elektrik sorununun Türkiye`nin en önemli problemlerinden birisinin olduğunu söyledi. Elektrik meselesinin Türkiye de üzerinde fazlaca durulması gereken konuların başında yer aldığının altını çizen Goktaş, "Özellikle Doğu ve Güneydoğu`da ki elektrik kesintileri tahminlerin çok çok ötesindedir. Şu anda Doğu ve Güneydoğuda gündemde düşmeyen elektrik kesintisi meselesi aslında batıda da gündemden düşmemektedir. Elektrik kesintileri bu haliyle toplumu birbirine düşürmek için kullanılan bir araç haline getirilmiştir" dedi.

 

Batının Kürt sorununu kaçak elektrik ile özdeşleştirdiğine dikkat çeken Göktaş," Batı da önceleri PKK`nin eylemleri, asker cenazeleri gibi nedenlerden dolayı gündeme getirilen Kürt sorunu, şimdiler de ise yerini kaçak elektrik kullanımına bırakmıştır. Yani şu an Kürt sorunu ile ilgili bir gündem oluştuğunda ortaya attıkları ilk söylem kaçak elektrik. `Efendim bu doğudakiler elektrik parası ödemiyorlar kaçak elektrik kullanıyorlar ve onların elektrik faturalarını da biz ödemek zorunda kalıyoruz` deyip yapılan elektrik kesintilerini doğalmış gibi göstermeye çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.

 

Elektrik üreten bölgelerin elektriksiz kalmasının izahı olamayacağını belirten Göktaş, bu ülkenin yüzde 40 gibi elektrik üretimi Fırat ve Dicle Nehirlerinden elde edildiğine dikkat çekerek, "Durum böyle olmasına rağmen bu barajların üzerinde kalan il, ilçe ve köyler nasıl olurda yıllarca elektrik sorunu ile karanlıklara mahkûm edilir. Ayrıca Doğu ve Güneydoğuyu hep kaçak elektrik kullanımıyla karalamaya çalışanlara seslenip, sormak istiyorum. Doğudaki barajlar sayesinde evleriniz, caddeleriniz, sokaklarınız ışıl ışıl değil mi? sanayiniz oradan gelen enerji ile yıllardır gelişmiyor mu? Allah`tan korkun ve deyin ki bu barajların mevcut olduğu iller, ilçeler ve kasabalar neden böyle sıkıntılar yaşamakta, oturup bir gün bile düşündünüz mü?" diyerek tepki gösterdi.

 

Elektrik kesintilerinin teknik arızalardan kaynaklanmadığını belirten Göktaş," Elektrik olayına iyice bakıldığında görülecek bu kesintiler sadece teknik yetersizlikten veya hatalardan kaynaklanan bir sorun değildir. Bura da bilinmeyen güçlerin devreye girip halkı birbirine düşürüp, sosyal patlamaya zemin hazırlamak istemeleridir. Yani şimdilik şiddeti ikinci plana atmak istemektedirler" şeklinde konuştu.

 

Kesintilerin halka çok fazla zarar verdiğini belirten Göktaş," Elektrik kesintileri özellikle kış aylarında artmakta çünkü kış gününde elektrik gerçekten de çok önemli hatta ekmekten bile önemliyken elektrik kesintisinin yaşanması hem evler, hem işyerleri hem de öğrenciler için büyük sıkıntılar oluşturmaktadır. Yaşanan bu kesintiler halkın bütün elektronik eşyalarının bozulması ve dolayısıyla yoksul olan halkın daha da yoksullaştırılmasından başka bir şey değildir. Bundan dolayı elektrik kesintisi meselesini iyi değerlendirmek gerekir. Bu kesintiler halka büyük zararlar vermekte, halk resmen büyük bir zulümle karşı karşıya bırakılmaktadır" ifadelerine yer verdi.

 

Göktaş, elektrik kesintilerinden dolayı bölge esnafının iş yapamaz duruma geldiğini ve iflasın eşiğinde olduğunu belirterek, öğrencilerin ise elektrik kesintilerinden dolayı düzenli bir şekilde ders çalışamadığını söyledi.

 

Göktaş, son olarak yetkililere de seslenerek, "Şu an Doğu ve Güneydoğudaki elektrik kesintileri halkın isyan etmesi için mi yapılıyor diye kendimize sormaya başlıyoruz. Kimse de çıkıp bunu kimin yaptığını belirtmiyor, biz de acaba işin içinde gizli bir el mi var demekte kalıyoruz ve yetkilileri uyarıyoruz; Yüzde 40 elektrik üreten bir bölge ne kadar elektrik tüketebilir ki, bu tür elektrik kesintilerine dikkat edin. Basit bir sistem hatası deyip ya da kaçak kullanım fazla gibi kendinizin dahi inanmadığı mazeretler öne sürmeyin. Özellikle bu gün uzaya uydu gönderen ve teknolojisinin gelişmesi ile övünen bir ülkeye hiç yakışmayan davranışlardır ve bu işin çözümü için de yalnız enerji bakanlığı değil, hükümetin diğer organları da devreye girmeli aksi halde sosyal bir çatışma yaşanabilir" dedi. (Osman İçli- M.Sait Adiyaman / İLKHA)