"Sosyal medya ile kötü alışkanlıklar ve bozulmalar başladı"
Öğretmenlik mesleğine saygınlığın geçmiş yıllara göre değiştiğini söyleyen eğitimciler, sosyal medya ile kötü alışkanlıkların ve bozulmaların başladığını ifade ettiler.
Diyarbakır'da İdeal Eğitim Vakfı "Öğretmenler Buluşması" programları kapsamında "Öğretmenler ve Öğretmenlik Mesleği" konulu panel düzenledi.
Vakfın genel merkezinde düzenlenen programın moderatörlüğünü Medeni Taş yaptı.
Panelde sırasıyla Hüseyin Uruç "Dünyada ve Türkiye'de Öğretmenliğe Genel Bakış", Seyfettin Ay "Öğretmenlik Mesleği" ve Fatih Taş "Öğretmenin Saygınlığı" başlıklı sunum yaptılar.
Harf Devriminden sonra okuryazarlığın düştüğüne dikkat çeken eğitimci Uruç, "Halkımız, Harf Devrimi ile beraber uyandığı vakit milyonlarca insanın aniden okuryazar olmadığı bir ortam vardı." dedi.
Uruç, "Türkiye'de Harf Devrimi var. Böyle bir devrimden sonra halkın okuryazarlık oranı düşüktü. Harf Devrimi ile beraber nüfus idarelerine görev yapan insanlar bile sabah kalktıklarında aniden kendilerini okuryazar olmayan bir halde buldular." dedi.
Türkiye’de öğretmenlerin mutsuz olduğunu belirten Uruç, "Türkiye’de öğretmenlerle ilgili mutsuz bir tablo görüyoruz. Bunlar; Yüzde 73’ü gelir yetersizliği, yüzde 61’i gelir yetersizliğinden dolayı psikoloji bozukluğu ve yüzde 69'u da daha iyi bir iş bulursa öğretmenliği terk edeceğinden bahsediyor." ifadelerini kullandı.
"İdare odalarında tehdit eden bir veli profili var"
Öğretmenlik mesleğine saygınlığın geçmiş yıllara göre değiştiğine dikkat çeken Uruç, "Mesleki saygınlık zedelenmiş, ekonomik şartlar yetersiz, veli ve öğrenci grafiği de değişti. Bunu kendi okullarımızdan biliyoruz. 20 yıl önce ‘eti senin kemiği benim’ diyen velilerimiz artık ‘tırnağına dokunursanız 10 katını size ödetirim.’ diyen veliler var. Öğretmenleri, öğretmenler odasında ve idare odalarında tehdit eden bir veli profili var. Saygılı öğrencilerimiz saygısız hale geldi. Sosyal medya ile kötü alışkanlıklar ve bozulmalar başladı. Ailelerde bu durumdan dolayı eğitimcileri sorumlu tutuyor." diye konuştu.
Kaliteli eğitimin öğretmene değer vermekten geçtiğini söyleyen Uruç, şunları söyledi:
Öğretmene saygı ve değer veren toplumlarda öğrenciler çok kaliteli öğrenim görüyor. Bu konuda iyi olan ülkelerin hemen hemen hepsi Uzakdoğulu ülkelerdir. Avrupa ülkelerinden ise Finlandiya ve Kanada var. Bu ülkelerde öğretmenler değerli olarak görülüyor. Çin’de hangi meslek bir doktor kadar değerlidir denildiğinde öğretmenlik mesleğinden bahsediliyor.
"Tesadüflere dayalı bir eğitim modeli var"
Ülkelerin geleceğe en büyük yatırımın öğretmenler olduğunu belirten eğitimci Ay ise eğitim faaliyetinin her aşamasının eğitim şevkini arttırma, öğrenme ihtiyacını karşılama ve sorumluluğun öğretmenlerde olduğunu belirtti.
Ay, "Ülkeler geleceğe yatırım yapmak istiyorsa belirleyici öznesi öğretmendir. Öğretmenlerimiz mutsuz ve memnun değil. Bunun sebebi ise çoktan seçmeli bir sınav sistemi düşüncesiyle öğretmenliğe başlamış tamamen tesadüflere dayalı bir eğitim modeli var. Çoktan seçmeli bir sınav sistemi uygulanabilir ama bunun yanı sıra öğretmenlik mesleğinin psikolojik boyutlarıyla hazır olan, sabırlı olması gerektiğini, insan eğitiminin çok zorlu bir süreç olduğunu bilen ve bu anlayışla mesleğe atıldığında da çocukları her şeyden önce seven bir öğretmen profilinin ancak yetiştirilmesi ile bu mümkündür. Öğretmen yetiştiren programlar önemlidir. Öğretmenlik mesleğinin gerçekten en yetenekli en zeki olan öğrencilerin içerisinde bu işe yatkın olan kişilerin öğretmen olarak daha sonra meslekleri devam etmeleri sağlana bilinmelidir." ifadelerini kullandı.
"20 yıl önceki öğretmene bakış ve şu andaki bakış çok farklıdır"
Eğitimcilere yapılan şiddete karşı önlemlerin sadece geçiştirildiğini belirten eğitimci Taş ise "Eğitimciye yönelik şiddet haberleri genelde haberlerin magazinsel bir edayla verildiği haber türleridir. Bu konuda açıklamalar yapanlar, öğretmenin mesleki itibarı yükseltilecek, çalışma yapılacak deniliyor ama orada bırakılıyor. Öğretmenlik daha önce itibarlı saygın bir meslek olarak görülüyordu. Çok nadir ideal öğretmen görüyoruz. öğrencinin Duygu dünyasına inebilen öğrenciyle bir empati kurabilen öğrenci ne düşündüğünü düşünebilen öğretmen çok azdır." dedi.
Taş, "Öğretmene duyulan saygınlığın azalmasından dolayı şiddete başvurmak kolay oluyor. Bu da şiddete dönüşüyor. 20 yıl önceki öğretmene bakış ve şu andaki bakış çok farklıdır. Öğrenci sınıfta hocanın bildiğinden fazlasını bile biliyor. Teknoloji ile beraber nesilleri değişiyor. Sistem neden kaynaklanan bazı sıkıntılar var." ifadelerini kullandı. (Gıyasettin Tetik, Ramazan, Zeren-İLKHA)