Bacımın Gözyaşı Ne Zaman Dinecek
Şehadet yılında kuş gibi uçan bir milletin torunları olan bizler bugün miskin miskin oturmaktan, mücadeleye girişenleri tenkit etmekten ve tağutlar önünde titremekten başka bir şey yapamaz olduk.
“Dindar Bir Nesil” istiyoruz diye başbakanımızın da, Müslümanlarla alay eder gibi, alınan bu karara sessiz kaldığını görüyoruz. Onların istediği, yıllar yılı harp meydanlarında hezimete uğradıkları İslamı, bugün fırsat bilip yok oluncaya kadar ezmektir. Bu yüzden bacılarımızın feryatları onların kulaklarına zaferlerini müjdeleyen nağmeler olarak ulaşıyor.
Peki bacılarımızın gözyaşları ne zaman dinecek? Feryatlarına kim kulak verecek? Halkın vazgeçilmez değerlerinin kanun koruması altına alınacağını ifade eden demokrat yanlıları mı? Nerede demokrasi, nerede kanun koruması altına aldığımız demokrasili haklarımız sinsice değil, aşikar bir biçimde çiğneniyor.
Söz konusu Müslümanlar olunca, demokrasi denilen şey rafa kaldırılıyor. Gözlerimizin önünde namuslarımıza laf uzatılıyor. Bacılarımızın namusu olan, onu dış tehlikelerden koruyan Rabbimizin “Örtünme” emri ayaklar altına alınıyor. Ve bacılarımızın gözyaşları arş-ı alaya yükseliyor.
İbrahim suresi 42 ayeti bizleri yani bacılarımızı rahatlatır, oysa tağutların uykularının kaçırır, tabi uykudan uyanabilirlerse. Gören körler ve işiten sağırlardır onlar…
“Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanmayın. O gözlerin yuvalarından fırlayacağı bir güne onların azaplarını ertelemektedir.”