Yüz tanıma teknolojisinde mahremiyet tartışmaları büyüyor
Yüz tanıma teknolojisi şehirlerin sokaklarından havalimanlarına, stadyumlardan kamu binalarına kadar hemen hemen hayatın her alanında kullanılmaya başlandı. Yüz tanıma teknolojisi güvenlik alanında getirdiği büyük avantajların yanı sıra kişisel mahremiyet konusundaki sıkıntılar nedeniyle bütün dünyada tartışmalara kapı araladı. Çin, Doğu Türkistan bölgesinde her sokağa yerleştirdiği kameralar ile bölge sakinlerini sıkı bir takip altında tutarken, terörist israil de Batı Şeria sakinlerini yüz tanıma teknolojisini kullanarak takip altında tutuyor. "Rekognition" isimli yazılım ile kullanıcıların yüzlerinden duygu durumları anlaşılabiliyor.
İSTANBUL
Son ayların en çok tartışılan teknolojilerinden "yüz tanıma" daha çok güvenlik alanında kullanılırken mahremiyet tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
Dijital dünyanın öne çıkan teknolojilerinden olan "yüz tanıma" şehirlerin sokaklarından havalimanlarına, stadyumlardan kamu binalarına kadar hemen hemen hayatın her alanında kullanılmaya başlandı.
Yüz tanıma teknolojisi güvenlik alanında getirdiği büyük avantajların yanı sıra kişisel mahremiyet konusundaki sıkıntılar nedeniyle bütün dünyada tartışmalara zemin hazırladı.
Geçen aylarda ABD'nin San Francisco kenti yönetiminin, polisin ve belediyeye bağlı diğer kurumların vatandaşları yüz tanıma teknolojisiyle teşhis etmesini yasaklamasının ardından Avrupa Komisyonu da AB ülkelerindeki yüz tanıma teknolojisinin kullanımını kısıtlamak için çalışmalara başlamıştı. İngiltere'de yaşanan olayda ise Londra'nın en kalabalık bölgelerinden biri olan King's Cross'taki yüz tanıma teknolojisi kameralarının nasıl kullanıldığı üzere soruşturma açılmıştı.
Yüz tanıma teknolojisi üzerine art arda gelen kısıtlamalar üzerine bu teknolojinin neden bu kadar yaygın bir şekilde kullanıldığı konusundaki tartışmalar son haftalarda yoğunlaşarak devam ediyor.
Güvenlik gerekçesi ön plana çıkıyor
Yüz tanıma teknolojisinin en sık kullanıldığı alan güvenlik olarak ön plana çıkıyor. The Guardian'da yer verilen habere göre Çin, Doğu Türkistan bölgesinde her sokağa yerleştirdiği kameralar ile bölge sakinlerini çok sıkı bir takip altında tutuyor. Ayrıca İsrail hükümeti de Batı Şeria sakinlerini yüz tanıma teknolojisini kullanarak takip altında tutuyor.
Yüz tanıma teknolojisinin güvenlik açısından kullanıldığı bir diğer önemli yer ise havaalanları olarak ön plana çıkıyor. Başta ABD ve Çin olmak üzere dünyada teknoloji üreten pek çok ülkede yolcular pasaport ve biniş kartı gerekmeden kameraya bakıyor, ardından uçağa geçiyor.
Şirketler kullanıcıların duygu durumlarını tespit edebiliyor
Yüz tanıma teknolojisinin kullanıldığı en tartışmalı alanlardan bir tanesi de kullanıcıların duygu durumlarını tespit eden "Rekognition" isimli yazılım. Wired sitesinde yer alan habere göre Amazon tarafından geliştirilen yazılım kullanıcıların yüzlerindeki ifadeleri mutlu, üzgün, şaşırmış, iğrenmiş, sakin, kafası karışmış ve korkmuş olmak üzere 8 kategoride değerlendiriyor.
Habere göre Amazon müşterilerinin "Rekognition" teknolojisini nasıl kullandığı konusunda detay vermekten kaçınıyor. Ayrıca Amazon'un yanında diğer pek çok şirketin de insanların duygu durumlarını tespit edebilen teknolojiler üzerinde çalıştığı biliniyor.
The Telegraph sitesinde yer verilen bir habere göre yüz tanıma sistemi okullarda sadece güvenlik için değil aynı zamanda öğrencilerin derse katılımını gözlemlemek için kullanılıyor. Çin'de bir okulda hayata geçirilen sistemle çocukların yüzleri inceleniyor ve yüz ifadelerine göre çocukların dersi dinleyip dinlemedikleri veya dersi sevip sevmedikleri bu şekilde anlaşılmaya çalışıyor.
Sosyal medya platformları da kulanıyor
Sosyal medya ve çeşitli uygulamalar da yüz tanıma teknolojilerini kullanıyor. Fotoğrafta kimlerin olduğunu tahmin eden platformlar ayrıca kişinin sosyal medya üzerinden paylaşılan fotoğrafları tespit ederek "Bu fotoğrafta siz de olabilirsiniz" şeklinde uyarıda bulunabiliyor.
Yüz tanıma teknolojisi konusunda yaşanan en büyük tartışmalardan bir diğeri ise Rus FaceApp uygulaması üzerinden patlak verdi. Kişilerin yüzlerini yaşlandıran ve geçen aylarda bir hayli popüler hale gelen uygulama hakkında yüz tanıma teknolojilerini geliştirmek için kişilerin fotoğraflarının kullandığını söylenmişti.
Geçen aylarda Facebook ve Instagram'da yoğun olarak katılım sağlanan "#10-Year Challenge" hakkında da yüz tanıma teknolojisinin geliştirilmesi için tuzak olduğu yönünde iddialar ortaya atılmıştı. New York Üniversitesi Stern İşletme Fakültesi'nde görevli Prof. Dr. Amy Webb, 10 yıllık görsellerin kullanıldığı akımın sadece eğlence amaçlı olmayabileceğini, yüz tanıma teknolojisini geliştirmek için harika bir fırsat olduğunu söylemişti. Facebook ise hareketin kullanıcılar tarafından başlatıldığını belirterek, iddiaları yalanlamıştı.
Yüz tanıma teknolojisi nasıl çalışıyor?
Makine öğrenmesi temelli çalışan yüz tanıma teknolojisi var olan verilerden beslenerek öğreniyor. Örneğin yapay zekayı içerisinde kedi bulunan binlerce fotoğraf sunuluyor ve yapay zekâ bu fotoğraflarda kedinin nasıl bir şey olduğunu, şeklini duruşunu ve davranışlarını öğreniyor. Daha sonrasında ise yapay zekaya yeni fotoğraflar gösteriliyor ve bu defa yapay zekâya kedinin var olup olmadığını veya varsa nerede olduğunu söylenmiyor.
Yapay zekâ önceki bilgilerinden faydalanarak kediyi kendisi tespit ederek etiketliyor. Yapay zeka aynı yöntemi insan yüzü tanımada da kullanıyor. Önce insan yüzünü tanımayı öğrenen yapay zeka sistemleri, yüzdeki iki göz arasındaki mesafeyi; burun, kaş, ve ağız arasındaki mesafeleri hesaplıyor ve kişileri tanımaya çalışıyor. Eğer ilgili kişinin fotoğrafı yapay zekanın elindeki fotoğraflarda mevcutsa yapay zeka kişiyi tespit ediyor.
Kaynak, AA