ADANA- Adana İl Müftülüğü, yaklaşık iki haftadır yoğun tepkilere neden olan anız yangınlarını Cuma hutbesinde gündemine aldı.

Cuma günü Adana merkez ve ilçelerinde okutulan cuma hutbesinde canlıların anız yangınlarıyla diri diri yandığı ifade edildi.

İşte Adana Müftülüğünün Anız yangınlarıyla ilgili hutbesi:
Özellikle son iki haftada Çukurova`nın her yerinde yükselen anız yangınları, duman ve is kokusu Adana`yı yaşanmaz hale getirmiştir. Kimi yerlerde orman yangınlarına sebep olan anız ateşi, külleriyle de rahatsızlık oluşturmuş, rüzgarın etkisiyle geniş alana yayılan duman ve isten dolayı insanlar, evlerinin balkonlarına çıkamaz ve pencerelerini açamaz olmuştur. Maalesef, fayda umarak tarladaki anızları yakanlar, bu işin sonunda kardan çok zarar elde etmiştir. Zira insanların ve diğer canlıların hakkına tecavüz etmenin vebali çok büyüktür.

Aziz Kardeşlerim,
Şu ayete dikkat kesilin lütfen: \"Yedi kat gökte, yerde ve bütün kâinatta bulunan her varlık Allah`ı zikreder. O`nun yüceliğini övgüyle anmayan hiçbir varlık yoktur. Ama siz onların Allah`ı tesbih edişlerini anlayamazsınız. Şüphesiz Allah, halîm ve çok bağışlayıcıdır.\" Hal böyleyken, anız yakanlar, şu soruları kendilerine sormalıdırlar. Toprağın bağrındaki canlılar hangi suçu işlediler de yakılmayı hak ettiler? Kendi dilleriyle Allah`ın yüceliğini tesbih ettiklerinden dolayı mı? Yoksa Allah`ın kendilerine verdiği vazifeyi yerine getirdikleri için mi? Veyahut küçücük bedenleriyle anız için yakılan ateşten kaçamadıkları için mi cayır cayır yanmaktadırlar? Acaba ateşin sıcaklığını hissettiklerinde, \"medet ya Râb\" demiyorlar mı? Bu canlılar, kendilerini ateşe veren kimselerle ahirette hesaplaşmayacaklar mı? Dahası, bir köpeğe su veren kadını cennetle müjdeleyen Rahmet Peygamberi, bu elim manzaraya razı olur mu? Evet, toprağı kolay sürülebilir hale getirmenin birçok yolu vardır. Ama canlıları diri diri yakmanın hiçbir mazereti yoktur.

Kardeşlerim,
Müslüman, sadece müslümanların kendisinden emin olduğu değil; toprağın, suyun, havanın ve tüm kainatın kendisinden emin olduğu kimsedir. Buna karşın bizler, tabiata zarar vermekten ve işte bugünlerde olduğu gibi daha çok, daha kolay ve daha çabuk kazanmak için acımasızca toprağı yakmaktan çekinmedik. Şu minberden çiftçi kardeşlerime sesleniyorum: Eğer önümüzdeki günlerde tarlanızdaki anızları yakmayı düşünüyorsanız, Allah`tan korkunuz ve bundan vazgeçiniz. Geçmişte bunu yaptıysanız, tövbe ediniz ve bunu bir daha tekrarlamayınız. Ey anız yakılmasına şahid olan kardeşlerim! Bu günaha seyirci kalmayınız ve ilgilileri uyarınız. Merhamet ediniz ve şunu unutmayınız ki, günaha destek olan, ondan payını alır.

Değerli Müminler,
Canlılara karşı duyarsızlığın merhamet kuraklığından beslendiğini düşünüyor ve şunu söylüyoruz;

Ey Müslüman Kardeşim!
Rahman ve Rahim olan Allah`tan uzaklaştıkça bencilleştin ve başkalarını düşünmez oldun. Yaratanın mükerrem kıldığı varlık iken, söz ve davranışlarınla bu makamı yitirmeye başladın. Halbuki yüce Kur`an, \"Bismillahirrahmanirrahim\" ile başlar. \"Rahman ve Rahim olan Allah`ın adıyla…\" Senin varlığın \"Rahman\"ın eseri. Nasıl koparsın Rahman`dan? Yüreğine \"Rahman\"dan iz düşmedi mi? \"Rahim\"den bir ışık yansımadı mı?
O, \"Rahmetim her şeyi kuşatmıştır\" dedi. O`nun Kutlu Elçisi (s.a.s.): \"İnsana acımayana Allah rahmet etmez\" dedi. \"Yerdekilere merhamet edin ki gökteki de size rahmet etsin.\" dedi. \"Küçüklerimize merhamet etmeyen bizden değildir

Öyleyse hayatı \"Rahman\"ı ve \"Rahim\"i anarak yaşa. Çünkü Yaratan`ın rahmeti sindi her şeye… Baktığın her şeyde rahmeti görebilirsin, Gökten yağan rahmet oldu, yerdeki çiçekler rahmetle gülümsedi sana… Tut kudret elinden Rahman`ın ey kardeşim. Yerdekine, topraktakine merhamet et. Ver yüreğini \"Rahmet Peygamberi\"nin avucuna ey yüreği rahmete susamış kardeşim! Rahman ve Rahim olan Allah`ın adıyla, yeryüzünde yeniden bir rahmet iklimi oluşsun… Ve şunu unutma; \"Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.\" (Mustafa Çiçek-İLKHA)