`Metrelerce Karın Altında Yürüdük`
12 Eylül darbesinde sürgün edilen imamlar arasında bulunan Molla Sahip Korkutata, yolu olmayan bir dağ köyüne sürüldüğünü ve metrelerce karın altında yürümek zorunda bırakıldığını söyledi.
12 Eylül darbesinde sürgün edilen imamlar arasında bulunan Molla Sahip Korkutata, sürgün hikâyesini ilk kez İlke Haber Ajansına anlattı.
Metrelerce Kar Altında Yürüdük
Bingöl`de sürgün olan 84 imamdan biri olan Molla Sahip Kortukata, "Bize hiçbir gerekçe söylemeden `sürüldünüz` dediler. Büyük çileler çektik. Kışın yolu olmayan bir dağ köyüne sürüldük. Metrelerce kar altında yürüyerek gitmek zorunda kaldım" dedi.
Kur`an-ı Kerimi Okutmak Yasaktı
Korkutata, "Bingöl`ün Anayasa`ya `hayır` oyu vermesinin sorumluları olarak biz imamlar gösterilirken, kış mevsimi ortasında Karlıova ilçesinden Bingöl Diyarbakır sınırında bulunan Yazıkonak köyüne sürgün edildim. Sürgün edildiğim ay Ramazan ayı olması nedeniyle normalde tayin olmaması gerekirken sadece eziyet ve zülüm olsun diye yaptılar. Gittiğim köyden şehre ancak 6 ayda bir gidebiliyorduk. Buda yetmezmiş gibi askerler peşimizi bırakmayarak gözlem altında tutarak baskı yaptılar.
3-4 yıl boyunca Kur`an-ı Kerimi okutmak yasaktı. Tüm Baskılara rağmen her şeyi göze alarak Kur`an okutup, öğrenci yetiştirdik. İslami hizmette geri kalmadığımız gibi görevimizi zevkle, şevkle yaptık. O gün ders verdiğimiz insanlar bu gün bizi görünce hürmet ediyorlar. Saygı ve sevgi gösteriyorlar. Bu saygıyı ve hürmeti İslam`a yaptığımız hizmetten kaynaklanıyor" dedi.
Allah Elbette Nurunu Tamamlar
Korkutata konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sürgün edilmeden önce Bingöl`lün Karlıova ilçesinde imamlık yapıyordum. Anayasaya büyük oranda hayır oyu çıkınca Karlıova kaymakamı kış ayında Kar`ın 2-3 metre yağdığı bir zamanda bütün imamları, öğretmenleri, muhtarları bir araya getirip gündüz saat 13.00`ten sabaha kadar toplantılar yaparak bize resmen eziyet ediyordu. Araplarda bir söz var `konuş konuş fayda vermez` misali saatlerce oturup faydasız şeylerle zamanımızı geçiriyorduk. Gerçek manada faydalı ve yararlı meseleler konuşsaydık çok güzel şeyler yapardık.
Namaz vakti gelince Namaza dahi izin vermeyen kaymakam savaştayız sonra beraber kılarız gibi bahanelerle namaz kılmamıza engel olurdu. Zaten namaz kıldığı da yoktu. Niyeti bizi de kendisi gibi namazsız etmekti. Bu gibi insanlar, `Allah`ın nurunu söndürmeye çalışıyorlar.` Ama Allan nurunu elbette tamamlar ki, tamamladı. O günden bu güne Elhamdülillah çok güzel şeyler oldu." (Nihat Kanat-İLKHA)