İSTANBUL - Sağlık bakanlığının sağlığa ve mevzuata ayrı su sattıkları tespit edilen damacana su markalarını ifşa etmesinin ardından Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, "Sağlık Bakanlığı, Sağlığa uygunsuz damacana suyu satan markaları açıkladı. Aynı şekilde Ekonomi Bakanlığı da tefecilik yapan bankaları açıklamalı. Sağlık Bakanlığı, tüketiciye ulaşıncaya kadar geçen süreçteki uygunsuz şartlar sebebiyle olumsuzlukların görüldüğü 114 damacana su satışı yapan markaları açıkladı. Bu örnekten hareketle Ekonomi Bakanlığı da uygunsuz, gayri ahlaki bankacılık yapan finans kurumlarını deşifre etmeli" dedi.
 

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan`ın bankalarla ilgili sözlerine değinen Özgenç, "Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan `Bankacılık sistemi hâlâ eski günleri hayal ediyor. Bazı büyük bankalar zaman zaman bankacılık değil tefecilik yapıyor` ve `Türk bankacılık sektörü içinde zihniyeti hala tefecilik olan bankaları görmekten üzüntü duyuyorum` diyorsa ortada büyük bir sorun var demektir. Ticarette faizin faizi olmayacağına göre bu tür uygulama yapan bankalar sağlıksız damacana su satan firmaların ismi açıklandığı gibi kamuoyuna ifşa edilmeli" ifadelerini kullandı.
 

Bazı Bankalar Faizin Faizini İşletiyor
Özgenç açımlamasına şöyle devam etti; "Esnaf ve KOBİ`ler için bankalar çok önemli. Bu çevreler ticaretinin büyük çoğunluğunu bankalar üzerinden yapıyor. Dolayısıyla bankalar ile reel sektör etle tırnak gibidirler. Biri olmadan diğerinin bir anlamı olmaz. Ancak bazı bankalar temerrüde düşen borçlar için faizin faizini işleterek alacağını katlarken ödeme güçlüğüne düşen esnaf ve KOBİ`ler ya dükkanını satmak zorunda kalıyor ya da bankaya teminat gösterdiği varlıklarının yok pahasına elden çıkarılmasına neden olunuyor.
 

Esnaflar Bankaların Borç Sarmalında
Şayet uygunsuz ve ticari kurallar ile bağdaşmayan bankacılık yapılıyorsa bunlara müsaade edilmemeli. Bankacılık sektöründe esnaf ve KOBİ`leri faiz sarmalına sararak onları adeta ömür boyu borç ödemeye mahkum eden yani tefecilik zihniyetiyle çalışan bankaların adları kamuoyuna açıklanmalı. Bankalara borcu bulunan esnaf ve KOBİ`ler üstte şenlik yapılan bir geminin altında kırbaçlanan kürekçiler gibi olmamalı. Bazı bankaların alacaklarını tahsil edebilmek için bu kadarına pes yani dedirten uygulamaları var. Örneğin; esnaf dükkanı kapatmamak için hesabının bulunduğu bankaya oğlunu gönderip para yatırmak istese dahi ondan bile kesinti yapıyorlar. Böyle saçma bir şey olabilir mi? Ayrıca borcu borçla ödemenin adı borç sarmalıdır. Esnaf ve KOBİ`ler bu sarmalın içine girmiştir. Kazancı borcunu ödemeye yetmeyen esnaf borcu borçla çevirmeye başladı. Aslında Türk bankacılık sektörünün devlete verdiği borçlardan para kazanma devri bitmeye yüz tutunca hizmet gelirlerini habire artıran bankalar neredeyse gişede para bozdurandan bile kesinti yapacak hale geldiler."
 

Tefeci Bankaları İstemiyoruz
KOBİDER Başkanı Özgenç; "Acımasız tefeci kuralları ile çalışan bankaları istemiyoruz. Banka kazanırken esnaf ve KOBİ`ler kaybetmemeli. Biz, kazan kazan modeliyle çalışan bir Türk bankacılığı arzu ediyoruz. Diğer önemli bir husus ise bankalar güneşli havada verdikleri şemsiyeyi yağmurlu havada geri istememeli. Bu konuda ülkemizde faaliyet gösteren katılım bankaları daha insaflı davranıyor. Tefeci mantığıyla hareket etmiyorlar. En azından esnafın halinden anlıyor, borçlarına ödeme kolaylığı sağlıyorlar. Aynı şeyi diğer bankaların bazıları için söylemek çok zor. Dolayısıyla tefecilik yapmayan bankalar hiçbir şekilde töhmet altında kalmamalı. Kamuoyunun "tefecilik yapan" bankaları tanıması ve diğer bankaların tefecilik
iddiaları karşısında töhmet altında kalmaması, kafalarda şüphe uyandıran çelişkileri giderici açıklamaların yapılmasının gerekli olduğuna inanıyoruz" dedi.