SİİRT - Güres Caddesinde saat 17.30'da M. Emin Tetik Hocanın okuduğu kuran tilavetiyle başlayan Kitlesel basın açıklamasını dernek başkanı Abidin Gökhan okudu.

Açıklamaya, "(Resulüm!) Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor." ayetiyle başlayan Gökhan, "İlimizde faaliyet yürüten cehalet ve ihtilaflarla mücadeleyi kendine misyon edinerek kurulan Mustazaflar İle Dayanışma Derneği'nin (Mustazaf-Der) kapatılma kararı ile inancı gereği kızının başörtülü olarak okumasını isteyen ve bunun için yasal yollarla hak arayışına giren bir anneye Gaziantep 18 Nolu Asliye Ceza Mahkemesi tarafından zalimane bir şekilde 2 yıl 6 ay ceza verilmesi olaylarından kaynaklı ülkemizdeki hukuk skandallarına parmak basmak amacıyla bu basın açıklamamızı kaleme almış bulunuyoruz" dedi.

Müslümanların yıllarca ikinci sınıf insan muamelesi gördüğünü ifade eden Gökhan sözlerini şöyle sürdürdü: "İnancını yaşamak isteyenler darağaçlarında sallandırıldı. İslam'ın kutsal kitabı Kuran'ın eğitimi yasaklandı. Mescidler ahırlara çevrildi. Müslüman şahsiyetler ile ilgili kara propagandalar yapıldı. İftiralar atıldı. Yalanlar dizildi. Başörtülü eğitim yasak edildi. Allah demek dışında bir suçu olmayan müminler yıllarca zindanlarda bekletildi. İhtilaller ve darbeler ile 28 Şubatlar ve e- muhtıralarla halkın iradesine baskı kuruldu. Mazlum mustaz'af milletimizin tam her şey iyiye gidiyor demeye başladığı bir zamanda yargıda verilen bu adaletsizce kararlar aslında bazı şer güçlerin hala ayakta kalma mücadelesi verdiklerini net olarak ortaya çıkarmıştır."

Mustazaf-Der Ne Yapmış?
Mustazaf-Der'in kurulduğu günden beri on binlerce fakir aileye gıda ve giyim yardımında bulunduğunu dile getiren Gökhan, "Zenginler ile fakirler arasında köprü görevi görmüştür. Mustazaf-Der her yıl on binlerce aileye kurban etlerinin ulaştırılması için bayramını dahi halkının hizmetine adamış bir gönüllüler destanı yazmıştır… Mustazaf-Der her platformda kardeşliği savunan, birlik, beraberlik ve kardeşlik çağrısı yapan, meselelerin çözümü ve ihtilafların sonlanması için iman ve İslam kardeşliğini referans alan bir organizasyondur. Kısacası Mustazaf-Der bir hayır ve hayırlılar yapılanmasıdır ve bu halka hizmeti hakka hizmet olarak telakki eden misyonu dışında bir misyonu yüklenmemiştir" şeklinde konuştu.

Mustazaf Der Hangi Somut Delillerle Kapatıldı
"Hal böyle iken hakka hizmet şuuru ile yola çıkan bu hayır kervanını kimler ve hangi gerekçeler ile durdurmaya kalkmıştır" diye soran Gökhan, "Yaptığı faaliyetler ile halkımızın gönlüne taht kurmuş olan bu hayır organizasyonu hangi somut deliller çerçevesinde kapatılmıştır. Tamamen niyet okumalara dayanan ve hukuksal hiçbir temele dayanmayan bu kapatma kararı 21. Yüzyıl Türkiye'sinde hak ve özgürlükler anlamında büyük bir handikaptır. Kapatma kararı aslında devlet zihniyeti açısından yasallık ve yasa dışılık sınırının gayet geçirgen olduğunun ve de son derece keyfi bir tarzda işletilebildiğinin açık bir göstergesidir. Bu karar ülkemiz açısından bir hukuk skandalıdır ve 28 Şubatların aslında bitmediğinin apaçık bir ispatıdır" dedi.

Bu Karar Tüm Sivil Toplumu Sindirme Arzusunun Tezahürüdür
Gökhan sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir dernek olarak üzerine düşeni layığı ile yerine getirmiş olan Mustazaf-Der'in kapatılması son yıllarda ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırıldığına ve şiddete başvurmadıkça her türlü muhalif örgütlenmenin açık zeminde faaliyet yürütebileceğine dair açıklamaların sözde kaldığının aleni bir ispatıdır. Dağlarda ellerinde silahla gezenlere "Dağdan İnin Ovada Haklarınızı Arayın" diyerek toplumsal barışı tesis edeceğini iddia edenler acaba toplumsal barışı yasal dernekleri kapatarak ve yasal faaliyetleri engelleyerek mi sağlamayı düşünmektedir. Yoksa bu karar daha önceki onlarca zalimane karar gibi tarihin sayfalarına sessizce terk mi edilecektir. Mustazaf-Der'e gönül verenler bu güne kadar toplumun çocuk, genç ve yaşlılarını maddi ve manevi bilgi ve bilinç düzeylerini yükseltme mücadelesi vermiş, toplumsal barışın temini için hasımları, kan davalılarını barıştırmış ve her türlü ihtilaflarını çözerek toplumsal barışa hizmet etmiştir. Bu kutlu kervanın dostlara huzur olan bu yürüyüşü Alemlerin Rabbinin izni inayeti ile elbette ki gönüllere yine rahmet esintilerini taşımaya devam edecektir."

Mustazaf-Der'e yapılan bu davranışın aslında tüm sivil toplumu sindirme arzusunun gün yüzüne çıkmış hali olduğu vurgulanan açıklamada, bu kararın kendi gibi düşünmeyen, kendi gibi yaşamayan herkesi velev ki sivil platformlarda bile mücadele etse baskı altına alma arzusunun tezahürü olduğu belirtildi.

Güllü Çevik'e Verilen Ceza Hukuk Skandalıdır
Gaziantep'te yaşanan olaya da değinen Gökhan, "Son günlerde yaşanan ikinci hukuk skandalı da Gaziantepli Güllü Çevik bacımızın başörtülü okumak istediği için okula alınmayan kızının hakkını aradığı için aldığı 2 yıl 6 ay hapis cezasıdır. Gaziantep 18. Asliye ceza mahkemesi tarafından verilen bu ceza tam anlamıyla bir hukuk skandalıdır. Olayı kendilerince değişik kılıflara büründürme ahlakı her zaman olduğu gibi Türk yargısının "Eşsiz Bir Dehası (!)" olarak ortada dursa da, bu karar ile tüm inanç sahiplerini sindirme amacı güdüldüğü aşikârdır. Kendi dar mantıklarıyla inanç sahibi Müslümanlara reva görülen bu zulmün sahiplerinin dünya ve ahiret saadetinden mahrum kalacakları Âlemlerin Rabbinin daima cari olan sünnetidir" şeklinde bu cezayı verenlere olan tepkilerini dile getirdi.

Son olarak, bu iki kararın müminlerin gönüllerini derinden yaraladığı ve halkımın yargıya ve yönetim erkine olan güvenini köklü bir şekilde sarstığı belirtilerek, Mustazaf Der'in kapatılması ve Güllü Çevik'e verilen ceza kınandı.

Sık sık "Zalimler İçin Yaşasın Cehennem", "İslami Çalışmalar Engellenemez", "Üzülme Gevşeme Alla h(cc) Bizimle", "Örtüye Uzanan Eller Kırılsın", "Mustazaf Halkımız Susturulamaz", "Zulmekarşı Omuz Omuza", "Allah'ın (cc) Emridir Örtüme Dokunma." sloganların atıldığı basın açıklamasına katılanlar açıklama bitiminde sessiz bir şekilde dağıldı. (Salih Tetik - İLKHA)