• DOLAR 32.459
  • EURO 34.755
  • ALTIN 2437.049
  • ...
Libya devletinin bütçe fonlarını çalmak
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Libya’ya karşı sürdürülen savaşın amacı ne sadece şuan Afrika’nın en büyüğü olan ve üretimi en ucuz biçimde gerçekleştirilen (60 milyon varillik) petrol rezervi ne de yaklaşık 1.500 milyar metreküplük doğal gazıdır. ‘Birleşik Koruyucu Güç ’ operasyonun hedef noktasındaki ‘hevesin’ amaçları arasında Libya devletinin yurtdışındaki yatırımlarının ana kaynağı olan devlete ait bütçe fonları bulunmaktadır.
 

Libya Yatırım Otoritesi yaklaşık 70 milyar ABD doları olduğu tahmin edilen bütçe fonları yönetiyor, bu miktara Merkez Bankası’nın yabancı yatırımlarını ve diğer grupları da eklediğinizde tutar 150 milyar doları aşmaktadır. 2006 yılında kurulduğunda Libya Yatırım Otoritesi’nin 40 milyar dolarlık tasarrufa sahipti. Yalnızca 5 sene zarfında Libya Yatırım Otoritesi’nin Kuzey Afrika, Asya, Avrupa, ABD ve Güney Amerika’da holding, bankacılık, gayrimenkul piyasası, endüstri, petrol şirketleri ve diğer şirketlerde yüzden fazla şirkette yatırımlar yapmaktaydı.
 

Libya’nın yatırım yaptığı İtalyan şirketleri (LYO* ve Libya Merkez Bankası’nın %7.5’ine sahip olduğu) UniCredit Bank, (%2’sine sahip olduğu) Finmeccanica, (%1’ine sahip olduğu) ENI, bu ve diğer yatırımlarla birlikte (%7.5’ine sahip olduğu Juventus Futbol Kulübü) ekonomik olarak o kadar olmasa da (5.4 milyar dolarlık miktarla) politik olarak dikkate değerdir.
 

Libya Washington’un kendisini ‘haydut ülkeler’ kara listesinden çıkarmasından sonra devlete ait bütçe fonları diplomasisinde bir yer bulmak için uluslar arası seviyede arayışlara girdi. ABD ve AB 2004 yılında ambargoyu kaldırdıktan ve Petrol şirketleri ülkeye döndükten sonra Trablus çoğunu yabancı yatırımlarda kullandığı yıllık 30 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaştı. Ama devlete ait bütçe fonlarının idaresi bakanların ve yüksek mevkili yetkililerin elinde yeni bir güç mekanizması oluşmasına ve yozlaşmalarına neden oldu, belki bu yüzden bir kısmı Kaddafi kontrolünden kaçtılar: bu durum Kaddafi’nin 2009 yılında petrol gelirlerinden 30 milyar doların ‘direkt olarak Libya halkına verileceği’ önerisinde bulunmasıyla teyit edilmektedir. Bu da Libya hükümetindeki kırılganlığı daha da kötüleştirdi.
 

ABD ve AB’deki yönetici çevreler bu fonlara odaklandılar ve böylelikle enerji kaynaklarına sahip olmayı istedikleri Libya’ya askeri bir harekât düzenlemeden önce ilk olarak Libya devletine ait bütçe fonlarına el koydular. Bu operasyonu kolaylaştıran kişi Libya Yatırım Otoritesi’nin temsilcisi olan Muhammed Layas WikiLeaks tarafından yayımlanan denizaşırı bir telgrafta mevzubahis edilmişti. Layas 20 Ocak’ta ABD’nin Trablus büyükelçisini LYO’nun ABD bankalarında 32 milyar dolarlık mevduatının olduğu hususunda bilgilendirmiş. Beş hafta sonra 28 Şubat’ta ABD Hazinesi bu hesapları ‘dondurdu’. Resmi demeçlere göre bu para Washington’un ‘Libya’nın geleceğini güvence altına almak için el koyduğu, ‘ABD’de bloke edilen en yüksek miktardaki para idi’. Aslında bu para her gün daha fazla borç batağına giren ABD ekonomisinde kapitale akıtılma amacına hizmet edecek. Birkaç gün sonra da AB, Libya fonlarından 45 milyar avroyu bloke ettiğini duyurdu.
 

Libya bütçe fonlarına yapılan saldırı bilhassa Afrika’da güçlü bir etki yapacak. Libya Arap Afrika Yatırım Şirketi orada 22’si alt Sahra Afrikası olmak üzere 25’ten fazla ülkede yatırımlara sahip ve gelecek beş yıl içinde bilhassa madencilik, imalat, turizm ve telekomünikasyon alanlarında yatırımlarını arttırmayı planlıyordu. Libya yatırımları Ağustos 2010’da yörüngeye giren ve Afrika ülkelerine ABD ve Avrupa uydu ağlarından bağımsızlaşmayı, böylelikle yıllık yüz milyonlarca dolar tasarrufta bulunmayı sağlayacak ilk telekomünikasyon uydusu Rascom’u (Afrika Bölgesel Uydu Komünikasyon Organizasyonu) yürürlüğe sokmada oldukça hayati bir öneme sahipti.
 

Bundan daha da önemli olansa Libya yatırımlarının Afrika Birliği tarafından başlatılan üç finansal kurumu yürürlüğe koyması idi: Trablus merkezli Afrika Yatırım Bankası, Yaoundé (Kamerun) merkezli Afrika Para Fonu ve Abuja (Nijerya) merkezli Afrika Merkez Bankası. Bu grupların gelişimi/kalkınması Afrika ülkelerini yeni kolonyal egemenliğin piyonu olan Dünya Bankası ve Para Fonu’nun kontrolünden çıkmasını mümkün hale getirecek ve eski Fransız sömürgesi 14 ülkenin kullanmak zorunda bırakıldığı para birimi olan CFA frankının sonunu getirecekti. Libya fonlarını dondurmak tüm projeyi çok kuvvetli biçimde ilgilendirmektedir. ‘Hevesliler’ tarafından kullanılan silahlar sadece ‘Birleşik Koruyucu Güç’ olarak adlandırılan askeri harekât ile ilgili değil.
 

Il Manifesto, 22 Nisan tarihli İtalyan gazetesi, İngilizceden çeviren Süleyman Kaylı, Doğruhaber
Kaynak: Manlio Dinucciq
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir