Siyonist işgal cezaevlerinde bulunan İslamî Direniş Hareketi’nin askeri kanadı İzzeddin El-Kassam Tugayları komutanlarından Abdullah El-Bergusi, açlık grevine katılan tecrit odalarındaki Filistinli esirlerin “orta çözüm” kabul etmediklerini belirterek, esirlerin tüm haklarını alıncaya kadar bu direnişe devam edeceklerini söyledi.

Filistin Enformasyon Merkezi’nin kendisine tek kişilik hücrede ulaşarak röportaj yaptığı komutan El-Bergusi önemli mesajlar verdi: “Bizler Kassam’ın aslanları ve Ebu Ali Mustafa’nın adamlarıyız. Ne orta çözüm ne de onun benzeri eksik çözüm kabul ederiz. Allah adına size yemin ederek diyorum ki, ben şehadeti, Siyonist rejimin tecrit odalarındaki kardeşlerime veya bana galip gelmesine izin vermeye tercih ederim.”

Sağlığıyla ilgili sorulan bir soruya ise El-Bergusi şöyle cevap verdi: “Gayet iyiyim. Allah şahittir ki, açlık grevini başlattığım günden bugüne yılmadım, açlık hissetmedim. Bu, Allah’ın bir fazlı, ihlaslı kullarının yaptığı duaların bereketidir. Maneviyatıma gelince, ben akide sahibi bir insanım, bunu değiştirmem veya satmam mümkün değildir.”

Komutan El-Bergusi direniş güçlerine gönderdiği mesajında ise şunları belirtti: “Sizden dayanışma, yürüyüş, gösteri ve festival beklemiyoruz. Esir takasının üzerinden altı ay geçti. Esirlerle ilgili yeni takas ve zaferler için bu sürenin altı seneye veya 12 yıla çıkmamasını umut ediyorum. Ey silahı elinde bulunduran direniş mücahitleri! Bize yeni Siyonist esirler getirin!”

Röportajın tamamını aşağıda ilginize sunuyoruz:

Önce sizin sağlığınızı ve maneviyatınızı sormak istiyorum.

Allah şahittir ki açlık grevine başladığım günden bugün ne açlık hissettim ne de gevşeklik gösterdim. Bu, Allah’ın ihsanı ve ihlaslı kullarının duasıyladır. Maneviyatıma gelince, ben akide sahibi bir insanım. Bunu değiştirmem veya satmam mümkün değildir. Akidem ise öz olarak “ya şehadet veya zafer” diyor. O nedenle açlık grevimin sonucu ne olursa olsun, iki güzellikten başka bir şey olmayacaktır. Maneviyatım yüksek, sizden duadan başka bir şey beklemiyorum.

Siyonist cezaevi idaresi açlık grevi kararınızı nasıl karşıladı? Pazarlık mı yapacak yoksa baskı mı uygulayacak?

Açlık grevinin başladığı ilk saatlerde Siyonist cezaevi idaresi benimle sık sık görüşmeye, anlamsız ve ucuz teklifler yapmaya başladı. Ancak hepsini reddettim. Ben kendilerine, tek kişilik hücreden çıkıp ailemle görüşme hakkını elde edinceye ya da Allah, emanetini teslim alıncaya kadar açlık grevini sürdüreceğimi söyledim. Daha çok mezara benzeyen bu hücrede yaşama isteğim kalmadı. Açlık grevini sürdürdüğüm on üç gün içinde yerim dört defa değiştirildi. Beni içinde idrar ve pislik olan ve her tarafı tiksindirici koku saçan bir yere götürdüler. Tebessüm ederek girdiğim odayı sabah namazını eda edebilmek ve sabah namazından sonra okumayı adet edindiğim Allah’ın kelamını okuyabilmek maksadıyla Siyonistlerin pisliğinden temizlemek için dört saat uğraştım. Benimle çok pazarlık yaptılar, ama ben tavrımda sabit kaldım. Ben za’ter ve zeytin çocuğuyum.

Açlık grevini idarede rolünüz nedir? Esirler sizi izlemeden önce siz bu eylemi tek başınıza başlatmıştınız?

Benim bir rolüm yok. Açlık grevine liderlik etme gibi bir niyetim de yok. Çünkü ben tek başıma aldığım bir kararın yükünü başkasına taşıtmam. Daha önce ifade ettiğim gibi ben bu konuda pazarlığı sevmiyorum. Bu da başlattığımız sürecin uzun olacağını ve sonunda şehadet olacağını gösteriyor. Allah’ın bana benimle açlık grevine girecek veya bunun sonunda şehit olacak birini sormaması ve beni sorumlu tutmaması için kimsenin bu yükü almasını ve iştirak etmesini talep etmedim.

Eyleme tek başıma başlamayı kendim arzu ettim. Bunu yine tek başıma ama bütün esirler bitirdikten sonra bitireceğim. Başlangıçla son arasında eyleme katılacak olanlara teşekkür ettiğim gibi, iştirak etmeyenlere de teşekkür ediyor ve hayır diliyorum. Ben daha çok kırlarda yeşeren za’ter ve zeytine benziyorum.

Sizin Siyonist cezaevi idaresiyle orta bir çözümde buluşmanız mümkün mü? Yoksa eksiksiz bütün taleplerinizde ısrar mı ediyorsunuz?

Evet, açlık grevini sürdüreceğiz. Ben burada Abdullah El-Bergusi’den bahsediyorum. Ben yıllardır tek kişilik tecrit hücresine hapsedilmiş adamlardan bahsediyorum. Biz, meşru haklarımıza ulaşıncaya kadar açlık grevine devam edeceğiz. Biz, Kassam’ın aslanlarıyız. Orta bir çözüm olmayacak, buna yakın çözümler de kabul edilmeyecek. Allah adına size yemin ederek diyorum ki, ben şehadeti Siyonist rejimin tecrit odalarındaki kahraman kardeşlerime veya bana galip gelmesine izin vermeye tercih ederim. Biz mevzi ve meydanlarda elinde silah olan insanlardık. Burada da tek kişilik hücrelerde kalmaya devam edeceğiz. Allah için samimi duygular içinde olduğumuzdan Allah’ın bizimle beraber olduğuna inanıyoruz.

Filistin ve Arap ülkelerinde sivil ve resmi düzlemde esirlerin davasına karşı sürdürülen destek eylemlerini nasıl görüyorsunuz?

Uzun süredir tek kişilik tecrit odasında bulunmaktayım. Filistin içinde ve dışında, Arap ülkelerinde esirlere yönelik yapılan çalışmalardan maalesef haberdar değilim. Ancak ben, hata etmeyen sezgimle şunu ifade etmek istiyorum. Baharın geldiği Arap ülkelerinde halk ve yönetimler olumlu ve yararlı girişimler başlatacak. Arap ülkelerindeki halklar ve liderler bütün olanaklarıyla esirlerin yanında yer alacaktır. Hâlâ ateş ve barutla halklarını yöneten ülkelerin ise ağızlarının kapatılacağını düşünüyorum. Bu ülkelerde ne Filistin davası ne de Filistinli esirler için kayda değer bir çalışma olacaktır. Bizler İslam ümmetinin izzet ve onuru için savaştık. O nedenle her özgür insan Filistin davasını ve esirler meselesini sahiplenecektir.

Filistin Enformasyon Merkezi aracılığıyla vereceğiniz bir mesajınız var mı?

Açlık grevindeki esir kardeşlerim!

Mümin kardeşlerime şunu söylemek istiyorum… Açlık grevinizi ve direnişinizi sürdürün. Benim de sizin de amacımız şehadet veya zaferdir. Orta çözümleri kabul etmeyin, pazarlık ve boş sözlere kanmayın. Sizden önce açlık grevine başladım. Ey güzel insanlar! Bütün talepleriniz kabul edilip açlık grevini siz bıraktıktan sonra bırakacağım.

Batı Yaka’daki direniş mücahitleri!

Sizden gösteri, yürüyüş, festival beklemiyorum. Direniş içinde sevdiklerim Kassam savaşçılarıdır. Yahya Ayyaş’tan söz değil eylem tevarüs eden kişilerdir. İşte bunları seviyor ve bunları istiyoruz. Esir takası anlaşması üzerinden altı ay geçti. Yeni takaslar için 6 veya 12 yıl geçmemesini umut ediyorum. Ey silahlı adamlar, silahlarınızı çıkarın! Bize yeni Siyonist esirler getirin. Boş ve anlamsız sloganlar atmaktan uzak durun. Direnişçi kardeşlerim! Allah’tan sonra sizden başka kimsemizin olmadığını unutmayın! Ey eli silahlı adamlar! Ey İslam’ın seçkin ve güzel insanları, bunu iyi anlayın!

Filistin halkı!
Filistin halkına mesajım ise şudur: Zilletle yaşama bitsin artık. Ey büyük halk! Siyonist işgal yönetimiyle onun uzantılarına karşı ayağa kalk ve başını kaldır. Filistin’de ve Filistin dışında bulunan bütün Filistinlilere selam gönderiyorum. Yine Filistin halkı için iyilik isteyen, onların onurla yaşamalarını destekleyen herkese de selam gönderiyorum. Sözlerimin sonunda benimle bu görüşmeyi yapan Filistin Enformasyon Merkezi’ne de teşekkür ediyor, aramızdaki iletişimi koparmamalarını diliyorum.