`Aile toplumdaki en küçük devlettir`
Bingöl`de düzenlenen Aileden Topluma Mahremiyetin Varlığı` temalı etkinlikte konuşan TESSEP Yetkililerinden Esra Duyu, Aile toplumdaki en küçük devlettir. İslam`ın aile düzeni toplumun tüm değerlerini, sabitelerini ayakta tutan ve bunlara hükmeden hakim bir yapı şeklindedir. Toplumda ki aile anlayışı ve biçimi, saadetin kaynağı olabiliyorken, kaosun kaynağı da olabilir. dedi.
Mehmet Erkan Yavuz/DOĞRUHABER
Tesettür Seferberliği Platformu, (TESSEP) tarafından Bingöl Belediyesi Konferans Salonu`nda gerçekleştirilen seminere ilgi yoğundu. Etkinlikte konuşan Platform yetkililerinden Esra Duyu, ailenin toplumun temelli olduğuna dikkat çekerek, bu temelin muhafaza edilmesi gerektiğini ifade etti.
“AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR”
İslam`da ailenin öneminin büyük olduğunu dile getiren Esra Duyu, “Aile toplumun temelidir, bu temelin muhtevası sabiteleri ve saikleri toplumun yapısını oluşturur. Resulullah`ın s.a.v. cahiliye toplumunda ilk oluşturduğu yapının, başladığı ilk noktanın aile ve aile yapısı olduğunu görüyoruz. Kurduğu İslam medeniyetinin ilk temelini aile üzerinden atarak, en küçük devleti, saadet yurdunu ailede inşa etmiştir. Aile tüm insanlar için korunaklı, güvenli, muktedir, insaoğlunun esrarının ve esbabının tedbir edildiği, konuşlandığı konağın meskenin adıdır.. öyle ki insanoğlunun aradığı mutluluğun, kendini gerçekleştirmenin, insan olarak en şerefli varlık olmanın adeta bir mektebidir. Bir şuur merkezidir. Aile; bireyin kamil insan olma yolunda eğitildiği, öğretim gördüğü, pratik ettiği, tecrübe edindiği, beynindeki karmaşanın çözümlendiği, ve sorularının cevap bulduğu, sahici mutmainliğin tek olduğu yerdir. İnsanoğlu hakiki bir aile düzeni içinde; maddi ve manevi olarak temel tüm ihtiyaçlarının karşılandığı bir ortamın içerisindedir. Şefkat, merhamet, adalet, vicdan sevgi saygı gibi temel vasıflar kişide ancak aile gibi bir kurum vasıtası ile oluşur, olgunlaşır.” şeklinde konuştu.
“BATI`NIN YAŞAM TARZINI BİZE DAYATIYORLAR”
“Aile toplumdaki en küçük devlettir. İslam`ın aile düzeni toplumun tüm değerlerini, sabitelerini ayakta tutan ve bunlara hükmeden hakim bir yapı şeklindedir.” Diyen Duyu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Toplumda ki aile anlayışı ve biçimi, saadetin kaynağı olabiliyorken, kaosun kaynağı da olabilir. Bu açıdan ailenin yapısında ki sosyal psikolojik sınıflamanın, güç ve otorite dengesinin kurulumunun, dinamiklerin sınırlarının insan fıtratına uygun dizayn edilmesi gerekir. Ailenin esası; kavvam koruyucu bir babanın, öğretmen eğitici bir annenin eşliğinde belirli sınırlılıkları, ölçüleri, değerleri, mahremiyetleri olan küçük bir saadet yurdu oluşturmasıdır. Mahremiyet saklanılması, muhafaza edilmesi, gizlenmesi, başkalarından özenle sakındırılması gereken alanlardır. Allah`ın sakınılmasını istediği kimseler tarafından el uzatılması haram olan alanlardır. Mahremiyetin sınırları ve ölçüleri kişinin en yakınından en uzağına kadar değişir. Allahu teala kişinin fıtratında ki esrara, esbaba binaen mahremiyet ölçüleri ile kişiyi aileyi ve dolayısıyla toplumu koruma altına almış ve bu saiklerle güçlü tutmuştur. Günümüzde batılıların bu sınırsız ve ölçüsüz yaşam modeli tüm dünyaya bazı yasalar aracılığı ile dayatılmaktadır.”