Bitlis'in Güroymak ilçesindeki Geylani Medresesi'nde ilimlerini tamamlayarak icazetlerini alan talebeler, mutluluklarını İLKHA ile paylaştı. Talebeler, medreselerde görülen huzur ve güzelliğin başka hiçbir yerde görülemeyeceğine vurgu yaparak, asıl vazifelerinin bundan sonra başlayacağını dile getirdiler.

8 yıllık medrese eğitiminden sonra icazetini alan Nesim Yıldız, bir üniversite de bitirdiğini ama medresede gördüğü güzelliği hiçbir yerde görmediğini dile getirerek, "1996-1997 yıllarında iki odalı bir medresede eğitimimize başladık. Ondan sonra Allah razı olsun seydamız ve çocuklarının fedakârlıkları sayesinde medresemizi biraz daha güzel bir hale getirdik. 4 odalıya çevirdik.  2010 yılında şu anda içerisinde bulunduğumuz Geylani Medresesi'nin temellerini attık.  2013 yılında yeniden tedrisata başladık. Ben 6 yıl yatılı kaldıktan sonra dışarıdan tedrisatıma devam ettim. 8 yılımı bu medreseye verdim. Çok mutluyum. Medreseden sonra bir üniversite de kazandım. Medresenin vermiş olduğu eğitim ve rahatlık sayesinde oldu. Hem üniversite, hem öğretmenlik yıllarını gördüm. Huzuru ve güzelliği, medresede gördüğüm kadar hiçbir yerde görmedim. Medresenin verdiği huzur ve güven hiçbir yerde görülemez, tarif bile edilemez." dedi.

"Hayat iman ve cihattır"

Siyer, hadis, kelam, tefsir, fıkıh ve akaid başta olmak üzere medresede okunması gereken ilimleri tamamlayarak icazet aldığını belirten Yıldız, asıl vazifelerinin Müslümanlara doğruyu göstermek olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"İnşallah medresemizde almış olduğumuz feyiz, bereket ve cihat ruhu ile bundan sonraki hayatımızda Müslümanlara, insanlara doğru yolu göstermeye ahdetmişiz. Çünkü hayat iman ve cihattır. Bir Müslüman imandan sonra, imanın gereği olan cihadı da gerek fiilleriyle, gerek malı ve canıyla yerine getirmek zorundadır. Biz bu davranış ve düşünceyle yolda girdik. İnşallah ömrümüzün son nefesine kadar malımız, canımız ve ilmimizle bunu yapacağız."

"Türkiye'de gençlik, içinde bulunduğu kötü durumdan ancak medreselerin sayesinde kurtulabilir"

Türkiye'de gençler arasındaki yaygın hale gelen kötü alışkanlıkların bertaraf edilmesi için mücadele edeceklerinin altını çizen Yıldız, "İnşallah medreselerimizin çalışmalarıyla belki biraz daha iyi bir yere geleceğine inanıyorum. Bizimle aynı yaşta olan veya bizden küçük olan kardeşlerimize kesinlikle medreselere gelmelerini tavsiye ediyorum.  Çünkü medresede alınan eğitim, verilen ahlak ve özgüven hiç bir yerde, hiç bir üniversitede bulunamaz. Bunun örnekleri mevcuttur. Türkiye konjektörüne baktığımız zaman oluşan intiharlar, olaylar, adam öldürmeler, boşanmaların profiline bakın hiçbirisinin medrese mezunu olmadığını göreceksiniz. Çünkü medresede seydalarından aldıkları eğitim, talim ve terbiyeyi, kendi hayatlarında ve kendi nefislerine uyguluyorlar." diye konuştu.

"Aileler gönül rahatlığıyla çocuklarını medreseye göndersinler"

14 yıldır Geylani medresesinde eğitimini sürdürdüğünü dile getiren Nizamullah Geylani, Hazreti Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi Vesselam), "Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz" hadisini hatırlatarak, "İnşallah sonuna kadar medresede ömrümü ilimle sürdüreceğim. Onun için tüm arkadaşlarımıza ve halkımıza tavsiye ediyoruz. Nitekim Peygamber Efendimiz, 'Nerede ilim varsa orada İslam var, nerede ilim yoksa orada İslam yoktur.' buyuruyor. Bundan dolayı Müslümanların çocuklarına sahip çıkmaları için çağrıda bulunuyoruz. Medreselere çocuklarını göndersinler. Medresede ilim, terbiye ve ahlak öğrensinler. Bundan ailelerin gönlü rahat olsun. Bu dünya ve ahiretleri için kurtuluştur." dedi.

Medrese hayatında yaşadığı mutluluğu ve aldığı eğitim ile ilgili duygularını paylaşan Orhan Günkoş ise 2008 yılında başladığı medrese eğitimini tamamladığını belirterek, çocuklarını medreseye göndermeleri için ailelere çağrıda bulundu.

Hazreti Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi Vesselem) kurduğu "Suffe" ile başlayan medrese geleneğinin bugüne kadar geldiğine dikkat çeken Emrullah Geylani, bu geleneğin kıyamete kadar devam edeceğini belirterek, medreselerde alınan eğitimin, yetişen âlimlerin, İslam ümmetinin birliğine vesile olması temennisinde bulundu. (Şükrü Tontaş - İLKHA)