• DOLAR 32.556
  • EURO 34.948
  • ALTIN 2440.38
  • ...
Uyuşturmuyor öldürüyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İbrahim Koçyiğit – Hüseyin Sayhar

Türkiye sentetik uyuşturucu kullanımı sonucu gerçekleşen ölümlerde Avrupa ülkeleri içinde ilk sırada yer alıyor. Yüksek dozda uyuşturucu kullanımı nedeniyle 2017 yılında 580 kişi hayatını kaybetti. Her geçen gün daha da yaygınlaşan uyuşturucu kullanımı alarm verirken, uyuşturucudan kaynaklı ölümler de aileleri endişelendiriyor. Madde bağımlılığının her geçen gün yaygınlaştığını ve uyuşturucudan kaynaklı ölümlerin son günlerde arttığına dikkat çeken HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Mehmet Nakşi Erat, toplumu etkisi altına alan madde bağımlılığının aileleri tehdit etmeye devam ettiğini ve özellikle de gençliği tehdit ettiğini ifade etti. Yeşilay Cemiyeti Şanlıurfa Şube Başkanı Muharrem Çelik de, uyuşturucuyla mücadelede toplumdaki herkese görev düştüğünü söyledi.

"ÜLKEMİZDE İÇKİ, FUHUŞ, KUMAR VE FAİZ DEVLETİN TEMİNATI ALTINDA"

Son günlerde uyuşturucudan kaynaklı ölümlerin arttığına dikkat çeken Erat, "Nerede ise her gün bir vatandaşımız, bir gencimiz uyuşturucudan dolayı hayatını kaybediyor. Gerçekten bu sonuçlar çok can yakıcıdır. Bununla ilgili elbette ki devlet kendince bazı tedbirler almaya çalışıyor ve cezai müeyyideler uyguluyor. Ancak bu sorunların temelinde elbette ki sistemin yanlışlıkları var. Bunu görmek gerekiyor. Şu anda sistemimiz maalesef Avrupa'nın yaşam tarzını bize uygulamaya çalışıyoruz. Toplumun sosyolojisi göz önünde bulundurulmadığı için topluma uymuyor. Bugün ülkemizde içki, fuhuş, kumar ve faiz devletin teminatı altında iken elbette ki bunun sonuçları vahim olacaktır. Zaten hep beraber ortada görüyoruz." dedi.

"SİSTEM SORGULANMADAN KÖKLÜ BİR ÇÖZÜM BULUNAMAZ"

Toplumun inanç, örf ve adet sosyolojisinin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Erat, şunları söyledi: "Avrupa'nın sistemi bu Müslüman halka uygulandığı zaman sonuçları da bu şekilde çok vahim oluyor. Dolayısıyla daha sonra hep beraber bunun maalesef acı sonuçlarını yaşayabiliyoruz. Burada bu sistemi sorgulamak lazım. Sistem sorgulanmadan köklü bir çözüm bulunamaz. Şu an uyuşturucu yaşı ilkokul seviyesine kadar düşmüş. Uyuşturucu her geçen gün daha fazla halkın içerisinde yayılıyor. Özellikle de kırsal mahallerde ve yine Gaziantep, Şanlıurfa ve Diyarbakır gibi doğu illerinde daha yaygın olduğunu görebiliyoruz. Artık öyle bir seviyeye gelmiş ki gerçekten halk çocuklarını sokağa bırakmaktan endişe ediyor. Daha büyük cezaevlerini inşa etmek, daha büyük ve güzel adliye sarayları inşa etmek çözüm olmuyor. Bunu hepimiz birlikte görüyoruz. Daha ağır cezai müeyyideler uygulanıyor, bunlar da yeterli değil. Dolayısıyla bunlar hepsi sistemin sonuçlarıdır. Burada sistemi sorgulamak gerekiyor. Özellikle şu anda Başkanlık sisteminde bu sistem ile ilgili bazı değişikliklere gidilmesi lazım. Artık bu ülkede darbe kanunlarının değişmesi lazım. Halkının yüzde 99'nun Müslüman olduğu bu ülkenin sosyolojisi göz önünde bulundurularak inancı meşru örf ve adetleri göz önünde bulundurularak adımların atılması gerekiyor. Aksi takdirde bu sonuçları hep beraber yaşamaya devam edeceğiz. Bu işe köklü bir çözüm bulamayacağız. Bütün bulacağımız çözümler lokal olacak. Her gün ölümler daha fazla yaygınlaşacak. Gençlerimiz daha fazla uyuşturucu müptelası olacak. Bu şekilde teker teker gençlerimizi kaybetmeye devam edeceğiz."

"DİZİLER, UYUŞTURUCUYA ÖZENDİRİYOR!"

Erat, dizilerdeki alkol ve uyuşturucu sahnelerinin gençler üzerinde özendirici etkisi olduğuna dikkat çekerek, dizilerdeki alkolü ve uyuşturucuyu özendirecek sahnelerin kaldırılmasını istedi. İçkili sahnelerin dizilerde oldukça fazla kullanıldığını belirten Erat, "Şu an sürekli uyuşturucudan dolayı ölüm haberlerini sık duyuyoruz. Aileler ile görüştüğümüzde aileler feryad-ı figan ediyor ve ailelerin de maalesef ellerinden hiçbir şey gelmiyor. Çocukları uyuşturucu müptelası olmuş hastaneye götürüyorlar, tedavi olmuyor. Yani hastaneye giden insanlar belki de çok az resmi verilere göre yüzde 4-5'i ancak uyuşturucudan kurtulabiliyor. Dolayısıyla bu döngü içerisine giren ve uyuşturucu müptelası olan gençlerimizi biz kaybediyoruz. Elbette uyuşturucu kullanmaya sevk eden ve buna basamak olan bazı nedenler var. İçki de bu nedenlerden bir tanesidir. Belki bunun gibi birçok nedenleri var. Medya da bunun için bir etkendir. Özellikle dizilerin ve sinemaların daha çok toplumun dokusuna, örfüne ve inancına uygun olması lazım. Diziler, filmler bu şekilde toplumun daha faydasına olacaktır. Fakat şu anda maalesef sistemden kaynaklı gerek medya olsun gerekse kanunlarımız olsun her şey halkımızın aleyhinedir. Dolayısıyla doğru sonuçlar beklememek gerekiyor." eleştirisinde bulundu.

"GENÇLERİN MANEVİ OLARAK MOTİVE EDİLMESİ GEREKİYOR"

Gençlerin manevi boşluktan dolayı uyuşturucu müptelası olduklarını ifade eden Erat, Diyanet başta olmak üzere İslami sivil toplum kuruluşlarına çağrıda bulunarak, şunları kaydetti: "Hastanelerdeki salt ilaç tedavisi yeterli değildir. Bununla ilgili manevi olarak da bu gençleri tatmin etmek gerekiyor. Özellikle de devlet eliyle Diyanet ve hastane işbirliğiyle buna bir el atılması lazım. Bu gençlerin manevi olarak da motive edilmesi gerekiyor. Şu anda Diyanet, bu konuda elbette ki elinden geleni yapıyor. Fakat bu yeterli değildir. Biraz daha bu işe yoğunlaşması lazım. Özellikle de camilerde imamların bu sorunu hutbede dile getirmesi gerekiyor. Bununla beraber cami imamlarının da halk ile daha fazla iç içe olup özellikle gençlere yönelik programlar yapmaları gerekiyor. Yani bu gençlerimiz biraz da manevi boşluktan dolayı uyuşturucu belâsına müptela oluyorlar. Burada Diyanete çok büyük bir rol düşüyor. İslami sivil toplum kuruluşlarına büyük bir rol düşüyor. Evet, bu konuda çalışmalar yapılıyor, ama yeterli değildir. Daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. Aksi takdirde gençlerimizi teker teker bu şekilde kaybedeceğiz. Biz bunun olmasını istemiyoruz. Bununla ilgili de ne gerekiyorsa yapılması lazım."

"MADDEYLE MÜCADELEDE BİRLİKTE HAREKET ETMEK ÇOK ÖNEMLİDİR"

Türkiye`nin madde ile mücadele konusunda ciddi bir çalışmasının olduğunu söyleyen Yeşilay Cemiyeti Şanlıurfa Şube Başkanı Muharrem Çelik de, "Türkiye`nin madde ile mücadele konusunda ciddi bir çalışması var. Bu mücadeleyle ilgili Yeşilay Cemiyeti olarak, madde ve uyuşturucu kullanımına karşı toplumu bilgilendirme olarak üzerine düşeni yapıyor ve bu illetin kişiye ve topluma vereceği zarar konusunda bilgilendirme çalışmasını yapıyor. Uyuşturucu maddeyle mücadelede toplumdaki herkese görev düşüyor. Herkesin bu konuda bilinçli olması gerekiyor. Bu mücadele sınırlı kişi veya kurumlarla olabilecek bir iş değildir. Bu mücadeleyi sadece emniyet birimlerinden beklemek yanlıştır. Emniyet birimleri ancak bu maddenin ticaretini yapanları yakalamakla mükelleftir. Ondan dolayı madde ile mücadelede birlikte hareket etmek çok önemlidir. Yoksa bu illet herkese zarar verir ve ülkenin gençlerinin hepsini yok edebilecek tehlikeli bir sorundur." dedi.

"MADDE BAĞIMLISI OLAN BİR KİŞİ MADDEYİ ALMAK İÇİN HER ŞEYİ YAPAR"

Uyuşturucu madde suçundan cezaevlerinde çok sayıda mahkûmların olduğunu ifade eden Çelik, "Toplumda ‘benim çocuğum bu illeti kullanmıyor bana ne beni ne ilgilendirir` vurdumduymazlık huyu var ve sonrasında kendisine verebilecek zararı göremiyor. Madde bağımlısı olan bir kişi her şeyden önce o maddeye ulaşmak için paraya ihtiyaç duyacaktır. O maddeyi alabilmek için de hırsızlığa başvurup hırsızlık ve gasp yapıyorlar. Diğer yandan başkalarını bu maddeye bağımlı yaparak ondan para alıp bu illeti alıyor. Madde kullanımı çok tehlikeli bir sorundur. Bu maddeyi kullananlarda salgın hastalıklar çıkıyor ve bu hastalık herkese bulaşabilen bir hastalık türüdür. Ülkenin zenginliği olan gençliğin tamamını tehlike altına sokuyor. Madde kullanımının ardından kendini savunamayan bir gençliğin oluştuğu bir toplum haline geliyoruz." ifadelerini kullandı.

"UYUŞTURUCU MADDEYLE MÜCADELEDE TOPLUMUN HER KESİMİNE GÖREV DÜŞÜYOR"

Uyuşturucu maddeyle mücadelede toplumun her kesimine görev düştüğünü ifade eden Çelik, "Uyuşturucuyla mücadelede herkesin rolü belirlenmiştir. Bunun için başta belediyelere bu konuda çok görevler düşüyor. Belediyelerin gençlerin ıslah olacağı, aktif ve faydalı olarak zaman geçireceği mekânlar yapması lazım. Gençlerin enerjilerini boşaltacak spor ve sosyal aktivitelerinin yapılması lazım. Bunun için kurumlar üzerine düşeni yaparsa toplumda da aileler çocuklarıyla ilgilenir ve herkes bilinçlenmiş olarak gençlerine sahip çıkmış olacak." şeklinde konuştu.

Bu haberler de ilginizi çekebilir