• DOLAR 32.599
  • EURO 35.015
  • ALTIN 2453.035
  • ...
`Cemaate Mensup Herkesi Fişledik`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza ve infaz

Kurumları Yerleşkesi’nde oluşturulan duruşma salonunda 13 ve 15 Mart ile 2 ve 3
Nisan tarihlerinde görülen duruşmalarda Dilsiz’in kapalı oturumda ifadesi alındı.
Dilsiz’in ifadelerine ait duruşma tutanakları ise daha sonra avukat ve sanıklara
dağıtıldı.

Dilsiz’in mahkeme tutanaklarına yansıyan ifadelerine göre, 13 yaşındayken
evinden ayrılarak ”nur” cemaatine girdiğini, ancak cemaat içerisinde duyduğu
bir takım yanlış şeylerden dolayı ayrıldığını belirterek, ardından da Levent
Ersöz’ün 2002 yılında Bursa Jandarma Komutanı olduğu dönemde, jandarma haber
elemanı olarak Ersöz’le birlikte çalıştığını anlattı.

Duruşmada, ”Ersöz Paşayla birlikte Bursa’da cemaatler üzerine çalıştık.
Yani bir cemaat nasıl çökertilir, bir cemaatin aleyhinde nasıl bulunur, hep
bunları yaptırdılar bana” diyen Dilsiz, şöyle devam etti:

”İşte şu marketin sahibinin, şu öğretmenin, şu polisin cemaate alakası
nedir. Yani biz cemaate mensup bütün herkesin kimlik bilgileri, özel yaşamı,
hepsini fişledik ve ’Rüzgar001’ adı altında yaklaşık 460 sayfalık bir dosya
hazırlandı. Bu dosyanın içerisinde cemaatin şeması çıkartıldı. Cemaat
içerisindeki yaşam koşulları, işte mütevelli heyeti şunlardan oluşur gibi...
Çanakkale, Bilecik, Balıkesir, Kütahya ve Yalova gibi Bursa Bölge Komutanlığına
bağlı şehirler. Bizim Bursa’daki faaliyetimiz yalnızca bu şehirlerle sınırlıydı
ve bu dosya bitsin diye bayramda bile beni 24 saat çalıştırdılar.”

Dilsiz, bu dosyada askeri ve emniyet personelinin kimlikleri gibi,
cemaate finans kaynağı olan mobilyacı ve fabrikatör gibi meslek gruplarını içeren
bilgilerin yer aldığını ifade ederek, bu dosyanın davanın tutuksuz sanıklarından
emekli Orgeneral Şener Eruygur’a elden verildiğini kaydetti.

Ersöz ile irtibatının Ersöz’ün Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan,
Bilecik Tugay Komutanlığı’na atanıncaya kadar da devam ettiğini anlatan Dilsiz,
Ersöz’ün, Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı’na atandığı zaman kendisini de
yanına aldırdığını söyledi. Dilsiz, 2002 yılından sonra da 3 yıl boyunca Levent
Ersöz’ün talimatı ile cemaat içinden jandarmaya istihbarat topladığını anlattı.

-Gizli çekimler için yeni cihazlar alındı-

Dilsiz, Ankara Güvercinlik’te İstihbarat Grup Komutanlığı’nda, kendisine
bir oda tahsis edildiğini belirterek, binaya rahat girip çıkabilmesi için oradaki
askerlere yüzbaşı diye tanıtıldığını söyledi.

Kendisine ”Yüzbaşı Mustafa Kılıç” şeklinde kimlik verildiğini dile
getiren Dilsiz, yüzbaşı kimliğiyle her hürmeti gördüğünü ve sosyal tesislere
girdiğinde generallerin yerinde yemek yediğini kaydetti.

Dilsiz, Ersöz’ün, Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı’na atandığında
fazla teknik cihazın bulunmadığını ifade ederek, teknik cihaz olarak ”James Bond
çantası” kullanıldığını anlattı.

Dilsiz, duruşmada, ”Bunla biz çalışamayız’ dedim. Yani ’MİT’te şu var,
bu var’ diye, o zaman toplu iğnedir falan filan Levent Ersöz zamanında çok cihaz
alındı. Cep telefonudur, sigara paketidir, kalemdir, anahtarlıktır, bunların
hepsi Levent Ersöz Paşa zamanında alınmıştır” şeklinde konuştu.

-”Milletvekilleri, bakanları fişledik”-

Gizli çekimler yaptıklarını da anlatan Dilsiz, şunları söyledi:

”65 ve 70’e yakın milletvekili ve bakanların hepsini fişledik. Buna işte
isim olarak vermek gerekirse, Bülent Arınç, Abdulkadir Aksu başta olmak üzere,
Cemil Çiçek’tir. Yeni kritik görevlerde görev yapan bakanlar, bilhassa Birlik
Apartmanı’nda oturanlar, hepsinin özel yaşamına varıncaya kadar... Bizim tek
yaptığımız, başlıca yaptığımız cemaat mensubu A’dan Z’ye kimler var, kimler bu
cemaatin mensubu? Hepsini yazdık. Yani fişliyoruz ama işte ’şu vali yardımcısı
cemaatçiymiş, bunu ispatlayalım, belgelendirelim’. Belgeledik, sohbetteyken
çektik, milletvekillerini çektik. Şöyle genel bir çalışma değildi, yani
yoğurtçusuyla, patatesçisiyle uğraşmadık biz, hep üst düzey, Bülent Arınç’ın
Manisa’daki evine varıncaya kadar gittik, cemaate bir evi hibe etmiş, ona
varıncaya kadar çektik.”

Dilsiz, cemaatleri kışkırtarak İstanbul’da kaos yaratılması için
kendisine görev verildiğini belirterek, ”Yani şu böyledir bu böyledir, çoğu da
iftirayla birbirine düşürecektik” dedi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir